Bugün 29 Ekim…
1923’ten 2011’e Cumhuriyet’in büyük maratonu...
Uzuuuun görüşmeler sonrasında 1923’ün 29 Ekim gecesinde ilan edilen Cumhuriyetin 88. yıldönümündeyiz.
Ve o günden bu güne coşkuyla, gururla kutluyoruz.
Hatırlatmalıyım ki, “Artık 2. Cumhuriyet’in zamanı” hezeyanlarının ayyuka çıktığı bir dönemde Yüce Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk milletine armağanı olan Cumhuriyet Bayramı’nı kutluyoruz.
Yarın 29 Ekim…
Yarın yine televizyonlarda, gazetelerde Cumhuriyete övgü nutukları atılacak. Yarın yine ekrandan ekrana Cumhuriyetin faziletlerinden söz edilecek. Terör belasının üzerine 7.2’lik Van depreminin verdiği üst üste gelen acılarla kutlayacağız hep birlikte... Kimileri heyecanla, kimileri rolünün gereği haykıracak!
-Yaşasın Cumhuriyet!
Ben de haykıracağım Türk milletine Atasından yadigar olan bu bayram gününde!
Yaşasın Birinci Cumhuriyet!
Neden mi, bakın anlatayım!
Evet; 1923’ün 29 Ekim günü gündüzündeki uzun müzakereler sonunda "Yaşasın Cumhuriyet!" sesleri arasında o günün gecesinde saat 20.30’da Cumhuriyet ilân edildi.
2011’e geldiğimizde o milli ruhun yerini öylesine çatlak sesler aldı ki, azınlık olmalarına rağmen çoğunluktalar... Hep birlikte nefretlerini haykırıyorlar:
“-Demokratik, çoğulcu, sivil yeni bir Anayasa ile Türkiye ikinci Cumhuriyet'e girebilir!”
Bu düşünceyi savunanların Atatürk Türkiye’si ile problemleri var ve hezeyan içinde demediklerini bırakmıyorlar!
Milli benliğinden, Türk kimliğinden uzaklaşıp yozlaşanlar hep birlikte salyalarını akıta akıta Cumhuriyeti bahane ederek Mustafa Kemal Atatürk düşmanlığı yapıyorlar.
Atamdan yadigar olan Cumhuriyetimizin kuruluşunun bu yıldönümünde duydukça içimi kanatan 2. Cumhuriyetçilerin hezeyanlarından örnekler vermek istiyorum bu bayram arefesinde.
Bakın ismini verip reklamını yapmayayım; biri “12 Haziran Seçimleri ve 2. Cumhuriyet Gerçeği” başlıklı yazısında neler neler yumurtluyor.
Cumhuriyet kavramını, darbeci ve postalperestler çok seviyormuş!
Mustafa Kemal, Cumhuriyeti kurmuş ama demokrasiyi hiç hazmedememiş!
Demokrasiyi ve hukuku temel almayan Cumhuriyet, her türlü hukuksuzluğa ev sahipliği yapmış.
Kemalizm sosuyla örülü (!) ve Batı’daki WASP’lar (Beyaz Anglo Sakson Protestan) gibi sadece Cumhuriyet, Beyaz-Sünni-Türk (!) imgesini kendine şiar edinerek kendi vatandaşını bir türlü yönetimin parçası haline getirememiş!
Türkiye’nin 1. Cumhuriyet’in bütün hukuksuzluklarından arınıp 2. Cumhuriyet’e geçmesi gerekiyormuş!
Cumhuriyet ırk, dil, din üzerine kuruluymuş!
Cumhuriyet, insanları birey olduğu için değil, Türk olduğu için, Sünni Müslüman olduğu için makbul sayarmış da dindar, ibadet eden insanı sevmezmiş!
2. Cumhuriyetin tam zananı diyenlerin hezeyanlarını sıralamaya devam edelim mi?
Ey yüce Türk milleti bu hezeyanların sahibi ve sahiplerinin tek korkusu nedir biliyor musunuz; Cumhuriyetimizin milli devleti temel amaç edinmesi… Onun için diyorlar ki; “Bizde cumhuriyeti kuran zümrenin temel amacı ulus devlet yaratmaktı”.
Daha neler neler!
Ama yağma yok, Türk milleti Atasından kendisine emanet olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni canı pahasına da olsa koruyacaktır.
Elbette 88. yıldönümünde kutlayacağımız Cumhuriyeti O’ndan, Mustafa Kemal Atatürk’ten başkası en güzel şekilde tarif edemez, anlatamaz...
Evet haklısınız; Türk milletinin karakterine ve adetlerine en uygun olan idare, Cumhuriyet idaresidir.
Evet haklısınız; Cumhuriyet, yüksek ahlaki değer ve niteliklere dayanan bir idaredir.
Evet haklısınız; Cumhuriyet ile hükümet millet ve millet hükümettir.
Ey bedhahlar; Yüce Atatürk, sizin varlığınızı daha o gün, 1923’te yüce milletine duyuruyordu... Yüce Atatürk; Cumhuriyete kastedecek olanlara şöyle sesleniyordu:
“ -Temeli büyük Türk milletinin ve onun kahraman evlâtlarından mürekkep büyük ordumuzun vicdanında akıl ve şuurunda kurulmuş olan Cumhuriyetimizin ve milletin ruhundan mülhem prensiplerimizin bir vücudun ortadan kaldırılması ile bozulabileceği fikrinde bulunanlar, çok zayıf dimağlı bedbahtlardır. Bu gibi bedbahtların, Cumhuriyetin adalet ve kudret pençesinde lâyık oldukları muameleye maruz kalmaktan başka nasipleri olmaz. Benim naçiz vücudum birgün elbet toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşıyacaktır. Ve Türk milleti emniyet ve saadetinin kefili olan prensiplerle medeniyet yolunda, tereddütsüz yürümeğe devam edecektir.” / 1926 (Atatürk'ün S.D. III, S. 80)
Hiiiç boşuna yorulmayın; Türk gençliğinin Ata’sından aldığı emirle birinci görevi; Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Sizler, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirsiniz. Hatta gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirsiniz. Şartlar ne olursa olsun; Türk milletinin muhtaç olduğu kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
“Yaşasın 2. Cumhuriyet” diyenlere inat ben de haykıracağım yarın Ankara sokaklarında, elinde ay yıldızlı bayrağımla:
Yaşasın Birinci Cumhuriyet!