Sağlığımla ilgili gelişmeler nedeniyle hastanelerde koştururken siz kıymetli okurlarımdan ayrı kalmamak adına görüp de yazmayanlara inat yazıyorum.
Önce sağlığımdan başlayayım; bir baş dönmesi illeti hayatımı kabusa çevirmeye başladı. Kulak yılların gereksiz gürültülerine isyan edercesine işitme duyusunu yitirmeye başlarken bir de kalpte ritim endişesi sardı. Yüce Yaradan’ı sığınıp Türk hekimlerine kendimizi teslim etti. Anjiyo ve ritm bozukluğu araştırmasından çok şükür sağlam çıktık. Ama illet devam ediyor; bakalım sonu nereye varacak!
Şu yeni yapılan hastaneler mekan olarak gerçekten çok güzel... Ama insan elinde onlar da kabusa dönüşüyor. Ankara’daki Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde sağlık çalışanlarının kokuşturması her türlü övgüye değer. Ama tek kişilik olabilecek odalara 3 bazen 4 yatak sığdırılması çok sakıncalı... Temizlik hizmetleri de küçücük odaya 3 yatak sığdırılınca vay ki vay... Bu sağlık tesisinin fedakar sağlık çalışanlarının emeklerinin zayi olmaması adına bu iki mesele çok aciz çözüm bekliyor. Yetkililerin dikkatine sunarken 3 günlük Yenimahalle Devlet Hastanesi ve 2 günlük Atatürk Hastanesi serüvenimde sağlığım için seferber olan herkesten Yüce Allahım razı olsun diyorum.
Gelelim güzel ülkemiz Türkiye’nin gündemine...
Öyle şeyler oluyor ki, güzel ülkemde gel de yazma diyen diyene ama yandaşlar keyfinde, iktidar yandaşlarının sessizliğinde bildiğini okuyor. Forbes Dergisinin araştırmasına göre;
Türkiye, 140 ülke arasında; bireysel özgürlüklerde 130’uncu, başkalarına güven duymada 128’ci, güvenlikte 99’uncu, eğitimde 89’uncu, ekonomide 87’nci ve sağlıkta 55’nci sırada olsa da kimin umurunda. Her yer güllük gülistanlık ya!
Mehmetçiğim çıktığı çarşı izninde bıçaklanıyor kimsenin umurunda değil… İktidarın demeç yarışı ‘Padişahım çok yaşa’ misali sadece okeyleniyor!
Mesela bir AVM açılışı... Başbakan konuşuyor; yandaşlar noter... Kimse demiyor ki eyy Başbakan, madem öyle isimlerini yabancı diye eleştiriyorsun; katılma açılışlara o zaman... Gerçekten de gelinin ‘Hem ağlarım hem giderim’ misali Başbakan’ın Türkçeyi hiçe sayanların açılışlarına kesin tavır koyması gerek. Ama şu da bir gerçek ki; nede olsa tek dil değil resmi dil Türkçe... Herkes istediği dili kullansın diyen sanki benim!
Söz AVM’lerden açılmışken devam edelim. Malumunuz, Başbakan açılışlarına gidiyor; TV ve gazetelerde bedavadan reklamları yapılıyor... Diyorum ki; Başbakan, AVM'lerin şatafatlı açılışlarına katılarak kendisini takip eden medya aracılığı ile buraların reklamını yapıyorsa bundan sonra çeşitli hayır kurumlarına açılışları yapılan yerlerin belli bir bağış yapmasını istese ne de güzel olur değil mi?
Söz AVM’lerden açılmışken Milliyetçi Hareket Partisi’nin Lideri Devlet Bahçeli Bey’in bu konudaki önerilerini hatırlatmak istiyorum.
Gerçekten de tüketim çılgını Türkiye’de kredi kartları borçlarının toplamı 81 milyar liraya dayandı. Taksitli alışverişlerin tutarı ise tam tamına 46 milyar lira.
Devlet Bahçeli Bey, felaket her evde, yangının her yerde, feryadın her yandan duyulduğuna dikkat çekiyor ve şunları söylüyor:
“Tüketici kredileri ve bireysel kredi kartları can yakmakta, aile dramlarına neden olmaktadır. Borçlu kardeşlerimizin yüzde 38'i aylık bin liranın altında gelirle yaşamak zorundadır. Ekonominin tüm ayar ve ölçüleri kaçmıştır. Türkiye, uzun bir süredir itiraf edilmemiş, adı konulmamış ekonomik krizle boğuşmaktadır. ‘IMF’ye olan borçları bitirdik’ diyen AKP zihniyeti, 11 yılda dış borcu 2,84 kat, iç borcu da 2,79 kat artırmıştır. Toplumun tüm kesimleri bitkin ve şikayetçidir.
Esnaf, küçük ve orta ölçekli işletmeler sıkıntının göbeğinde. AKP, esnaf ve sanatkarı yıllarca ihmal etti. Esnafımız aç ve açıktayken, sattığının yerine yenisini koyamayacak durumdayken, AVM açmakla meşgul olan hükümet kimi kandırmaktadır? Bilinmelidir ki AKP eyyamcı olduğu kadar AVM'cidir ve esnaf kardeşlerimizle gönül rabıtasını çoktan koparmıştır. Buradan Başbakan ve hükümetine açık çağrıda bulunuyorum: Milliyetçi Hareket Partisi’nin hazırladığı AVM'lerle ilgili kanun teklifi hemen gündeme alınmalı ve yasalaşmalıdır. Esnaf kardeşlerimizi canından bezdiren AVM açma çılgınlığı zorlaştırılmalı, toplumsal ve kültürel zenginliğimizin bir parçası ve ekonomik hayatın dinamosu olan esnaflarımızın meseleleri tümüyle bitirilmelidir.”
Devlet Bahçeli Bey’in yapıcı önerilerine ve esnaf adına yükselen feryadına katılmamak mümkün değil... Ama AKP iktidarı ne yazık ki hala yüzde 50’nin sarhoşluğunda, dediğim dedik!
Ve Ahmet Kaya’ya verilen ödülle ilgili olarak Devlet Bey’in Türk milletinin sessiz çoğunluğu adına dillendirdiği eleştire dikkat: Devlet Bey, Kayseri’de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Bey’i hemşehrilerine şikayet ederek şöyle haykırdı:
“- Bir PKK’lıya doğum gününde onur payesi sunarak devlet eliyle mükâfat vermek; Cumhuriyet’i ipe çekme teşebbüsünden ve milleti hiçe sayma vicdansızlığından farksızdır.”
Bu arada doğalgazda vatandaşın KDV’zede oluşuyla ilgili bir gerçekle yazımıza nokta koyalım... Gerçek şu ki; vatandaşın yaktığı doğalgazda yüzde 18 KDV uygulaması indirim yapılan diğer ürünleri gördüğümüzde asla normal değil. 500 liralık doğalgaz alan bir vatandaşımızın 90 lirası KDV’ye gidiyorsa bunun neresi normal olabilir ki?
Çok sayın güllük gülistanlık Türkiye yönetenlere ve yandaş şakşakçılarına duyurulur!
