Sahil Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
Ramazan Durmuş

Yandaş medyanın kaçırdıkları...

09 Mayıs 2013 - 10:56 Yorum: 1

Bu Cuma gününde satır aralarında gezinelim istiyorum...

Yandaş medyanın görmediği, Türk milletinin çok az haberdar olduğu gelişmelerle dolu günler yaşıyoruz...

O nedenle bu yazdıklarımızdan bir kişi daha haberdar olsa Türk milletinin geleceği için kârdır düşüncesi içindeyim.

İlk satır arası AKP’nin Kızılcahamam’daki kampından... Duyduğumda sosyal medyada tepkiyi şöyle ifade ettim:

“Eyyy yüce Rabbbim! Kuzu Burhan'ı bana sevdirdin ya hikmetinden sual olmaz. Malum, Kuzu Burhan, Numan Kurtulmuş Efendi’ye yüzde 1’lik halini hatırlatıvermiş. Numan Efendi’ye çapını hatırlatması harika!”

Evet sözünü ettiğim iki kahramanımız AKP’nin çok konuşanlarından, TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu ile kapısından içeri girene kadar Başbakan’a ve AKP’ye demediğini bırakmayan Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş...

Kuzu Burhan Bey, küçük partilerin boşu boşuna kurulduğu yolundaki önemli tespitine bozuk çalan HAS kökenli sonradan olma AKP’liler ve Numan Efendi, bozuk atıp toplantıyı terk eder. Bana göre Numan Bey, takdiri ilahi olsa gerek iyi bir ders almış görünüyor. Haydi hayırlısı...

İkinci satır arası gezimiz de ibretlik...

Kahramanlarımız bir ana...

Ve, eli kanlı bebek katili terörist oğlu... Elbette yandaş basın!

Süreç sevdalısı, AKP iktidarının yandaşları 78 yaşındaki bebek katili Cemil Bayık’ın annesi Reyhan Bayık’a soruyor:

“- Oğlun gelse bağrına basar mısın?”

Cevap müthiş, süreç sevdalıları için tam bir şok ama ne anlar onlar; işleri varsa yoksa yandaşlık:

“- Kabul etmem onu ben. Bu kadar çile çektikten sonra ne bağrıma basacağım. Oğluma da mesajım yok. Artık onu bağrıma basmam!”

Bu sözler tam da sözün bittiği türden...

Bir evlat için en büyük ve en ağır ceza, elbette annesinin bağrında olamamak!

Ama hak eden belasını buluyor.

Şimdi de bebek katili ihanet çetesinin eli kan gölü hainlerinin Türkiye’den çekilişleriyle ilgili iddialara bir virgül koyalım! O ihanet çetelerinin silahlarını bırakıp gideceklerini söyleyen Usta (!) Başbakanın, muhalefet karşısında bülbül kesilirken neden sessiz kalıyor acaba?

Ama Devlet Bahçeli Bey’in 8 Mayıs 2013’ün sorumlularıyla ilgili şu sözlerini aziz Türk milletinin iyi analiz etmesini diliyorum. Devlet Bey, şöyle diyordu Grup konuşmasında:

“...PKK’lıların beşerli gruplarla sınır ötesine gidişini seyretmek, termal kameralarda maç izler gibi tepkisiz takip etmek suçtur ve uyarmak isterim ki, bu sorumluluktan başta hükümet olmak üzere hiç kimse muaf olamayacaktır.”

Bu arada “akil” denen 63’lüklerle ilgili de tarihe not düşmeye devam edelim. Çük şükür, Türk milleti uyandı; yandaş basında ahkam kesseler de meydanlarda ve sokaklarda gereken cevabı alıyorlar. Ne demiştik; şer hayra dönüşüyor!

* * *

Ve bu özel haftaya dair sözlerimize geldi sıra... Ahhh, ana hasreti, ne olur kıymetini iyi bilin...

Bir Anneler Gününde daha anasız olmak zor iş... Onsuz olmak, kucağında, bağrında olamamak ne acı...

En başta rahmetli annem olmak üzere tüm analarımızı saygıyla, sevgiyle yadediyor; Anneler Gününü tebrik ederken, şu dizelerle onlara sesleniyorum. Şair, ne de duygu dolu ifade ediyor:

“...Anne bak üşüyorum, / Isınmak istiyorum, / Kucağın nerde anne / Şefkatin nerde / Kucağın nerde anne / Şefkatin nerde / Ellerin nerde anne / Yalnız gecelerimde / Sokulduğum göğsün / Ve içimde gülümseyen / Yüzün nerde / Nerde anne / Rüyalarımın en güzel yanı / Yalnızlığım anne / Sensizliğim nerde.”

YAZARIN DİĞER YAZILARI