Hayat telaşesi içeresinde çoğu zaman birçok şeyi fark etmiyoruz. Her şeyin en güzelini en iyisini isterken, yitirdiklerimizi asla düşünmüyoruz. Dönüp arkamıza baktığımızda birçok şeyi talan ettiğimizi görüyor olsak da hatalarımıza yine kaldığımız yerden devam ediyoruz. Hiç kendimize dönüp bir kez olsun sorduk mu?
Biz nereye gidiyoruz?
Biz bu dünyaya neden geldik?
Kendimizle ne götüreceğiz?
Bu soruları kendime inanın defalarca sordum. Her sorduğumda bazen bir çıkış yolu aradım, kimi zaman ise sadece düşüncelere dalıp öylece sustum.
Dünya hayatı bir rüya kadar kısa ise biz ne yapmaya çalışıyoruz ! Herkes ölümlü olduğunu bildiği halde bu kadar kazanma hırsı nedir?
Bu kavga nereye kadar!
Birbirimize selam vermediğimiz, dostluklarımızı yitirdiğimiz, paylaşma, yardımlaşma, dayanışma, merhamet duygumuzu kaybettiğimiz şu yalan dünyadan daha ne bekliyoruz.
Kendimize yaptığımız eziyet "Eni 100-120cm, boyu 200cm, derinliği 170-180cm olan bir mezar alanı, 2 metrelik kefen, fani dünya için mi?"
Şu cümlelerimi ne olursunuz aklınızdan asla çıkarmayın;
Varsın en iyi makamlar sizin olsun; saraylarınız köşkleriniz, arabalarınız, sayısız servetiniz olsun. Zamanı Allah yaşar, insan ölmek için yaratılmıştır. Herkesin en son gireceği yer bir karış toprak, kendisi ile götüreceği üç metrelik kefendir. Orda kimsenin güzelliğinin, makamının, şöhretinin bir değeri yoktur.
Yalnız ve yalnız insanoğlunun birbirlerine üstünlüğü takvadadır.
Özüne dön ve kendine gel insanoğlu!
Hoşafla bir kuru ekmekle savaşan dedelerimize, atalarımıza, şehitlerimize bir borcumuz var bizim. Bugün bu topraklarda yaşıyor, rahat uyuyor, her istediğimizi yapıyorsak onların sayesindedir. Kuşatılmamış tek İslam toprağı kalan ülkemizin ne olursunuz artık değerini bilin.
Bu değer kılıç kuşanmakla değil;
birliktelik, vatanseverlik, milli ve manevi değerlerini taşımak ve yardımlaşma ile olur. Fırsatçılık yapmak, milleti galeyana getirmek, yetimin hakkını yemek, devletin malına çökmek, makamını kötüye kullanmak, hainlerle birlikte yol yürümek, darbeye yeltenmek, askerine, polisine silah doğrultmak gibi insanlık dışı hareketler vallahi vatan hainliğinden başka bir şey değildir. Bugün devleti giden bir toplumun şerefi, namusu, haysiyeti ayaklar altındadır. Devleti giden bir toplumun makamı, serveti, şanı şöhretide yerlerdedir. Allah'a, ahiret gününe inancınız varsa kendinize biran önce çeki düzen verin. Bu vatan nice zorluklarla kazanıldı. Her bir karış toprağında şehitlerimizin kanı yatar. " Hubbül vatan minel iman” diyen efendimizin sözüne istinaden; vatan sevgisi olmayan bir milletin imanı zayıftır. Dini islam olan bir milletin imanı ise vatanına olan sevgisiyle ölçülür.
Her ne olursanız kim olursanız olun;
önce adam olun! Yaratılmışların en üstünü olarak, insanca yaşamayı öğrenin!
Yunus Emre'nin şu dizeleri gibi yaşayın ki bu toplum yaşanılacak bir hâl alsın.
Çiçeklerle hoş geçin,
Balı incitme gönül.
Bir küçük meyve için
Dalı incitme gönül.
Sevmekten geri kalma,
Yapan ol, yıkan olma,
Sevene diken olma,
Gülü incitme gönül.
Başın olsa da yüksek,
Gözün enginde gerek,
Kibirle yürüyerek
Yolu incitme gönül.
Dokunur gayretine,
Karışma hikmetine.
Sahibi hürmetine
Kulu incitme gönül.
Gönüllere dokunan, yüreklere selam olsun!