Kerkük, Türkmen Elinin başkenti, baş tacı ve gözbebeği.
Kerkük, 35 yıl Saddam’ın Baas rejimi tarafından yerle bir edilen Türkmen eli.
Kerkük, kimliğini kaybetmeden Saddam rejimin acımasız politikasına karşı yıkılmadan binlerce erini, yiğidini, gençlerini, liderlerini şehit veren Türkmenlerin can damarı...
Irak Türklerinin yaşadıkları Türk şehirleri, Kerkük’ün dışında günümüzde Peşmergebaşı’nın kampı Erbil, Musul, Diyala, Vasit, Babil Hilla, Necef’tir. Irak’ın kuzeyinden güneyine, doğusundan batısına çok sayıda Türk; Bayat, Karakol, Tatar, Nakip, Şehli, Bacalan, Celali Zengene gibi çok Türkmen oymak, boyları ve aşiretleri yaşamaktadır. Bunun yanında Türklerin yaşadığı diğer yerler arasında Tazehurmatu, Tuzhurmatu, Kümbetler, Leylan, Karatepe, Yaycı, Tokmaklı, Kızılyar, Çardaklı, Kifri, Altunköprü, Bastamlı, Amirli ve Yengice ön plana çıkmaktadır. İlginçtir; ne yazık ki Saddam döneminde bu aşiretlerin nüfusları Arap olarak yazıldı.
Irak’ta Saddam zulmünün çilekeşlerinden yıllarca zindanlarda kalan Sadun Köprülü Bey, yaptığı araştırmalara dayanarak Türk’lerin Kerkük ve çevresine yerleştikleri tarihi M.1055-1258 olarak açıklar. Bu tarih, kaynaklara dayanarak ifade edilir.
Şimdi, her türlü kaynağın bu dönem hakkında vermiş oldukları bilgileri bir araya topladığımızda bölgenin Türk bölgesi olduğu ve bu topraklarda Türk’ten başka hiçbir milletin yaşamadığı görülmektedir.
Saddam döneminde ve Saddam’dan sonra tüm hızlı Araplaşma ve Kürtleşme politikasıyla karşı karşıya kalan Kerkük ve tüm Türkmen eli toprakları ne yazık ki sahipsizlikten birer birer düşmektedir.
Şimdi yürekler sızılıyor Türkmen kenti Kerkük’te...
Irak'ın Peşmergebaşı, AKP Hükümetinin ağabeyi Mesud Barzani, Türkmen kenti Kerkük için Irak merkezi yönetimini tehdit ederken haddini aşıyor büyük bir cesaretle... Peşmergebaşı Barzani, Kerkük için, “Bizden koparılan kutsal topraklar" diyebiliyor. Hatta kenti savunmak ve geri almak için her ferdini her an hazır olmaya çağırabiliyor.
Ağabey (!) Barzani bu konuşmanı da, Türkmen kenti Kerkük'ün girişinde konuşlandırılan peşmerge birliklerini ziyaretinde gövde gösterisi yaparak ifade ediyor.
Bu yapılanın adı Türkmen kenti Kerkük’ün kuşatılmasından başka bir şey değildir. Peşmergebaşı cesaret aldıkça ne yazık ki soydaşlarımız korku içinde bekleşmeye başladılar. Peşmergebaşı’nın Kerkük’teki gövde gösterisinde komutan olan oğlu Mesrur’dan alınan brifingteki sözlerinin hesabının sorulmasını Türkmen kardeşlerimizin umutsuzca beklemektedir.
Ve o Peşmergebaşı, Kürdistan’ın koparılmış toprağı ve başkenti ilan ederken şanlı dış politika temsilcilerimizin bu duruma ne dediklerini doğrusu çok merak ediyorum.
* * *
İstanbul Gaziosmanpaşa’da canımızı yakan saldırıda şehit düşen Polisimiz Mücahit Daştan’ın öyküsü yürekleri burktu.
Mesaisine giderken sinsice ve kalleşçe şehit edilen Polisimizin üniversitede astronomi ve Uzay bilimleri okuduktan sonra işsizliğin girdabında 6 yıldan beri görev yaptığını duyanlar Türkiye’de eğitim politikalarının yamalı bohçalığına bir kere daha hayıflandılar.
Ve, ilginçtir bu olay bir kere daha teröristin arkasından ağlayanların, onları evlat olarak görenlerin maskesini de düşürdü. İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın Bey’in verdiği bir bilgi tüylerimi ürpertti. Polisimi katleden terörist ne ilginçtir daha önce birkaç defa linç edilmekten acımadan şehit ettiği Türk polisi tarafından kurtarılan bir hain...