Ha şunu bileydiniz, diye yazıma giriş yapmak istiyorum!
Ben öyle diyorum ama belki birileri AKP"de bir yürekli ses diyebilir!
Bir başkası AKP"de açılım çatlağı da diyebilir!
Ya da, 22 Ağustos 2009 Cumartesi saat 16:11"de haber portallarına yansıtıldığı gibi Açılıma Ak Parti"den eleştiri var diye işi yumuşatabilir de!
AKP"nin iktidara gelişinden bu yana aşağılanmak istenen Türklüğü hatırlayanlara, duygularımı okşasa da ben yine de Ha şunu bileydiniz diye haykırıyorum.
Kaderin cilvesine bakınız ki iki Kırıkkaleli karşı karşıya geldi. Biri, kendisine verilen Açılım görevini sürdürmeye çalışırken diğeri, sözde açılım girişimlerine çok sert eleştiriler getiriyor.
Evet AKP Hükümetinin İçişleri Bakanı Kırıkkaleli Beşir Atalay, Açılım maratonuna devam ederken, söz konusu partinin Milliyetçi kanadından olduğu söylenen Kırıkkale Milletvekili Vahit Erdem, yürütülen sürecin birleştirici değil, ayrıştırıcı olduğunu söyledi.
Sayın Erdem"in şimdi yüksek sesle seslendirdiği eleştirilerini bizler çoktandır dillendiriyoruz.
Ama her şeye rağmen AKP"den yükselen bu sağduyunun mesajlarına da katıldığımızı ifade etmek istiyorum.
Sayın Vahit Erdem"in, açılımın ne kadar fiyasko olduğunu gösteren eleştirileri gerçekten dikkat çekici.
Şimdi, birileri yazılarımdaki alıntı(!)dan dem vursa da Sayın Erdem"in dikkat çekici uyarıları şöyle:
-Basına gazetelere yansıyan süreç ve gidişi, adeta ayrıştırıcı mahiyet taşıyor. ----
-Birleştiricilikten ziyade bir Kürt milliyetçiliği oluşturuluyor.
-Terörle ilgisi olmayan normal vatandaş bile tahrik oluyor adeta.
-Huzur ortamının oluşması isteniyor, ama sürecin yöntemi yanlış.
-Bu süreç bu şekliyle beni endişeye sokuyor.
-Bazı yorumcular devletin bazı hatalarını bahane ederek devleti linç kampanyasına tutuyorlar.
-Bu devlet bizim bu devlet yıkılırsa başka bir devleti kurmak o kadar kolay olmaz.
Ve, Erdem"in tespitlerinde en can alıcı nokta:
-Yapılan tartışmalar ve yürütülen süreç bende, Türklük aşağılanıyor hissi yaratıyor.
AKP"li Vahit Erdem, kendince çözüm önerilerini ise şöyle sıralıyor:
-Ben olsam farklı bir yöntemle sorunu çözmeye çalışırdım. Önce oturur akil adamlarla bu işi bilenlerle sivil toplum örgütleriyle konuşur, kendi planımı hazırlar, onu da peyderpey kamuoyuna aksettirir, paylaşırdım. Kamuoyunu da kendi çözümüm istikametinde yönlendirir ve tartışmaları o şekilde yönetirdim diye düşünüyorum.
Açılımın anahtarını yanlış yerlerde arayan AKP iktidarı umarız çok geç olmadan gerçekleri görür! Yoksa bu iş ne Sezen Aksu"larla ne de Yaşar Kemal"lerle olmaz!
Süreçte kimlerin ön saflarda olduğunu zaten sağduyulu Türk milleti çok iyi görüyor.