Türk’e karalar bağlatanlar utansın...

Türk milleti sarsılmaya devam ediyor; son acı da Hatay’ın Reyhanlı ilçesinden... İhanet çeteleri, Türk’e bir kere daha karalar bağlatırken şunu ifade edemeden geçemeyeceğim! Acı sonla sonuçlanan patlamaların olduğu öğle saatlerinden hemen sonra o kadar çok bilgi kirliliği yaşadık ki şaşırmamak mümkün değil...

Bu acı olayla ilgili olarak İçişleri Bakanlığı araştırır Başbakanlık açıklama yapar değil mi?

Ama burası Türkiye! Önüne gelen Bakan ve AKP sözcüleri, akıllarına geleni söylediler.

Vallahi pes!

Ya Adalet Bakanının sözleri!

"-Bölgemiz ve ülkemizdeki huzuru bozdurmayız!"

Yapmayın sayın Bakan, hangi huzurdan söz ediyorsunuz?

En başta acıların en büyüğünün yaşandığı Hatay’da neler olduğunu en iyi siz bilirsiniz; çünkü o yörenin insanısınız ve bilgiler elbetteki bana değil size gelir!

Daha bir hafta önce “Hatay bir bombanın üstünde oturuyor. Uyarıyoruz, yarın çok daha büyük olaylar olabilir” uyarısında bulunan MHP Milletvekili Turan Çirkin Bey, bu uyarıyı yaparken tam teçhizat yetkili sizler neredeydiniz?

Sorular arka arkaya sıralanıyor; acılar bitmiyor! Emekli bir büyükelçinin olaylarla ilgili bir televizyon kanalındaki sözleri de Reyhanlı’nın zaten saatli bomba gibi huzursuz olduğunu ve yaşananların hiç de sürpriz olmadığını ortaya koyuyor.

Yüce Türk milletinin bir kere daha başı sağolsun. Türk’e karalar bağlatanlar utansın diyor; gündemdeki akiller, süreç ve çözüm üzerine birkaç kelam etmeye başlayalım!

Sakın geç kalma erken gel!

Akiller, süreç derken Usta (!) Başbakan, hedef sınırlarını genişletiverdi bir anda...

Her ne kadar siz medyadaki vıcık vıcık yandaşlıktan şikayetçi olsanız da Başbakan, süreci beğenmeyen, bebek katillerine unvanlarını hatırlatan medyadan oldukça şikayetçi... Ama yağma yok, yandaşlar kafalarını kuma sokarken yeterli olmasa da medya kuruluşlarımızın direncini görmemezlikten gelemeyiz.

Ve, Usta (!) Başbakan’ın “Coni”ye Suriye davetinden...

Yandaş basının önde gidenlerinden birinin manşetine bakalım öncelikle... Öne çıkarılanlar aynen şöyle:

“- Kırmızı çizgiler çoktan aşıldı!

Başbakan’dan Washington’a: Esad kendi halkına karşı kimyasal silah kullanıyor. Obama’nın ilan ettiği kırmızı çizgiler geçildi. ABD yönetimi sorumluluklarını üstlenip bölgede gerekli adımları atmalı.”

Gerekli adım atmanın ABD’nin conilerinin gelmesine destek anlamı çıkmıyor mu Allah aşkına... Başka türlü nasıl kuvvetli adımlar atılabilir ki?

Ancak mesaj yerine ulaştıktan sonra her zaman olduğu gibi yine gaz alma operasyonu gerçekleştirildi. Başbakanlık’tan NBC Televizyonuna özel demeçteki sözlere düzeltme getirildi. Elbette böylece bu özel demeci irdeleyen haberlerin önü kesilmek isteniyor!

Gel Coni gel! Sakın geç kalma erken gel!

Usta Başbakan’ın cevap vermesi gereken bir konuya dikkat çekelimi...

Çukurca'ya 45 km ötedeki Zap kampındaki eli kanlı silahlı teröristler tehdit değil de nedir? Ve, şok... şok... şok...

Kuzey ırak'taki inlerinden ayrılan eli kanlı bebek katillerinin teröristbaşları Suriye'ye geçti...

Bu durum, şunu açıkça ortaya koyuyor:

Küresel güçlerin kuklası PKK şimdi Beşar Esad’ı devirmek için çalışacak!

Azan hainlerle güne nokta koyalım..

Beyler, burası Kandil değil Ankara’nın orta yeri...

Öğrenci kılıklı ihanet çeteleri, ODTÜ'nin göbeğine PKK paçavrası dikti! Sözüm ona devrim yürüyüşçülerinin bu eyleminde gerçekleşen olay, Türkiye’yiiyi yönettiğini söyleyenlere ders olmalıdır!