Başka Türkiye yok!
Başka Milliyetçi Hareket yok!
Böyle başlamak istiyorum bu 4 Kasım yazısına...
Ey Türk oğlu...
Cesaret sende...
Yüreklilik sende...
Atılganlık sende...
Öyleyse bu dava başarılı olmak mecburiyetinde...
Bunun için Cennetmekan Başbuğumuz Alparslan Türkeş’in ifade ettiği gibi, ‘son nefesimizi verinceye kadar” çalışmak mecburiyetindeyiz!
Ama önce silkelenmek şart...
“Ben” diyerek bu işin olmayacağını artık anlamak lazım!
Silkeleneceksek önce “Biz” demek lazım!
Evet, nasip olursa bu duygularla Ankara Arena Spor Salonu’nda olacağım bu sabah...
Türk milliyetçileri ile kucaklaşmak için...
Bir güzel tebessüm için Bozkurtlarımın arasında olacağım...
Ne mutlu bugünkü kurultayımızı bir bayram havasına çevirenlere...
Ne mutlu bugünkü toyumuzu şereflendirenlere...
Unutmayınız; Başbuğumuzun vasiyetini...
Türk, her şeyde örnek olmak mecburiyetinde...
Elbette bugünkü kurultayımızda da...
Dâva yürüyecekse metot lazım...
Dâvanın başarısı için plânlı çalışma lazım...
Dâvanın başarısı için kuvvetin birlikten geçtiğini inanmak lazım...
Dâvanın geleceğinin birlik ve beraberlikte olduğunu unutmamak lazım...
Burada Başbuğ’umuzun önemli gördüğüm vasiyetini hatırlatmaya kendimi mecbur hissediyorum!
Buyurun, birlikte hatırlayalım:
“Türk töresinin bir diğer şartı da haddini bilmektir. Haddini bilmek... Ne kendinizi dev aynasında göreceksiniz. Herkese yukarıdan bakacaksınız, ne de kendinizi aşağıdan göreceksiniz, aşağıdan bakacaksınız.
Türk töresinin bir şartı da yüksek vazife duygusudur. Vazifeyi her ne pahasına olursa olsun yapmaktır. Diğer bir şart, toplum uğrunda her çeşit fedakârlığı yapmaktır. Millete hizmet yolunda şahsi menfaatlerden, şahsi zevklerden feragattir. Vazgeçmektir. Kişiler kendilerini millet için feda ederler. Türk Milletinin büyüklüğü böyle yükselecektir. Onu sizler yaşatacak, sizler yükselteceksiniz...”
Unutmayınız; ancak fikir, iman ve ülkü aşkı bizleri güçlü yapar.
Unutmayınız; davalarımızın çözümü kendimize dönmektir.
Unutmayınız; sarsılmaz bir birlik halinde el ele vermek ve geceli gündüzlü çalışmaya girişmek mecburiyetindeyiz...
Bunlar bize Başbuğumuzdan vasiyettir; o vasiyetleri de yerine getirmek her Türk milliyetçisinin görevidir.
Bugün Türk’ün en önemli vasfının ‘teşkilâtçılığı’ olduğuna inananların yapmaları gereken tek şey var ki; o da hep birlikte haykırmak:
“- Başka Türkiye yok! Başka Milliyetçi Hareket yok!”