“Demokratikleşme...”
“Açılım...”
“Çözüm...”
“Analar ağlamasın!”
Vesaire vesaire...
Geldiğimiz son nokta, silahsızlanma!
Bebek katili, silahsızlanma çağrısı yapacakmış!
Malumunuz yine seçimler yaklaştı! Zafer yolunda her şey mübahtır anlayışının mimarı AKP ne acıdır ki, Türkiye üzerine uluslar arası çetelerin piyonu olan eli kanlı teröristlerden medet ummaktadır şimdi de...
Ancak filmi geriye sarıp AKP-PKK koalisyonunun yalanlarına şöyle bir bakalım!
Eli kanlı teröristler dağdan inecekti değil mi; ne oldu?
İneceklerine dağları terör kampına çevirdiler militan sayısını katladılar...
Habur’da gövde gösterisi yapanlar şehitlerimizin kemiklerini sızlattılar...
Devletin hakimini, savcısını bebek katillerinin ayağına gönderenler gerçekleri gördüler ama iş işten geçti.
Demokratikleşme yolunda açılım kahramanları Güneydoğuda şunlar olmuyor diyebilecek misiniz?
PKK, kendi askerlik şubesini kurmadı mı?
PKK, kendi maliyesini hizmete açmadı mı?
PKK, sözde güvenlik birimleriyle kontroller yapmıyor mu?
PKK, kendisi için tehlike olarak gören görevi sadece sadakat olan köy korucularını katletmiyor mu?
PKK’nın ölüm korkusundan devleti bir kenara koyup terör örgütüne biat edenler varlığından habersiz olabilir misiniz?
Bölgede görev yapan vatan evlatları çarşıda pazarda kalleşçe kurşunlanmıyorlar mı?
Bu muydu sizin açılım dediğiniz?
Bu muydu sizin çözüm dediğiniz garabet?
Şimdi “Silahsızlanma” ahkamı kesiyorsunuz öyle mi? Peki sözüm ona Türkiye Cumhuriyeti’nin stratejik ortakları ABD, Almanya ve diğer ülkeler, PKK’ya her türlü silahı neden veriyor?
Bu mu silahsızlanma...
Şimdi film bir kere daha yeniden sarılıyor...
Bebek katilleri silah bırakacakmış...
Uçaksavarı ile topu tüfeği ile acizlik karşısında güçlenen bebek katillerinin 7 Haziran sonrasında neler yapacaklarını doğrusu çok merak ediyorum.
Eli kanlı terörist, uluslararası maşa Apo, sağlanan asgari müşterek ilkelerde (!) silahlı mücadeleyi bırakma temelinde stratejik kararı vermek için olağanüstü kongre çağrısı yapıyor. Nerede destekçileri marifetiyle Türkiye Cumhuriyeti’nin bakanlarının önünde...
Türkiye Cumhuriyeti’nin geldiği duruma bakın... Başbakanlıkta devlet makamlarını işgal eden insanların huzurunda 40 bin insanımızın katilinin insan aklıyla alay eden ültimatomları okunuyor... Devlet adamları marifetiyle Başbakanlık PKK sözcülüğüne çevriliyor...
Peki Bakan Beyler ne diyor? Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği iktidar hırsı uğruna karartılıyor.
Yazık... Yazık... Yazık...
Ancak gerçek şu ki; Anadolu’da AKP iktidarının keyfi tutumuna karşı uyanış dalga dalga her yanı sarıyor; bilesiniz!
***
Bu arada Milliyetçi Hareket’in Lideri Devlet Bahçeli Beyin grup konuşmasında Genelkurmay Başkanına dair sözlerine cevap veren Cumhurbaşkanının aynı toplantıda kendisine yöneltilen hayati sorulara ne zaman cevap vereceğini merak ediyoruz!
Soruları bir hatırlatalım:
“- ...Erdoğan eğer sen delikanlıysan, 17-25 Aralık Rüşvet ve Yolsuzluk Operasyonun iç yüzünü, villada oğlunun eritemediği servetin kaynağını açıkla da görelim.
- Eğer delikanlıysan PKK’ya ne vaat ettin, söyle de bilelim.
- Eğer mertsen, eğer yiğitsen; Musul Başkonsolosluğu’nda rehin alınan vatandaşlarımıza karşılık IŞİD’e ne verdin, İmralı canisine hangi sözleri lütfettin, anlat da ilk ağızdan öğrenelim.
- Yine cesaretin varsa, delikanlılığına güveniyorsan, AKP’yi sana kim kurdurdu, seni kim görevlendirdi, Türk milletinin bölünmesi için seni kim tembihledi, bahset de merakımızı giderelim.”
