Erken yaşlarda cinsel ilişki, çok sayıda doğum yapmak, sigara tüketimi, HPV enfeksiyonu gibi nedenlerle görülebilen rahim ağzı kanserinin risk faktörleri arasında A ve C vitamini eksikliği de bulunuyor. Yılda bir kez tarama ile kontrol etmesi mümkün olan rahim ağzı kanserinde HPV aşısı da önem taşıyor. Op. Dr. Fatih Mehmet Kaya, rahim ağzı (serviks) kanseri hakkında bilgi verdi.
Cinsel temas yolu ile bulaşan Human Papilloma Virüs (HPV) olarak adlandırılan virüslerin genital bölgede siğillere neden olabileceğini, herhangi bir lezyona neden olmadan inaktif olarak kalabileceğini veya rahim ağzındaki hücrelerde değişikliklere ve rahim ağzı kanserine neden olabileceğini söyleyen Medicana International İstanbul Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümünden Op. Dr. Fatih Mehmet Kaya, “Rahim ağzı kanserinin erken evrelerinde hiçbir hastada hiçbir rahatsızlık, bulgu görülmeyebilir. Kanseri erken dönemde teşhis edebilmek için yıllık rutin smear testi yapılması ve jinekolojik muayene şarttır. Hastalığın ilerlemesi durumunda ise kanlı akıntı, ilişki esnasında ağrı, ilişki sonrası kanama, düzensiz ve fazla kanama gibi şikayetler ortaya çıkabilir. Maalesef ki hastalık bulgu vermeye başladığında çoğunlukla ilerlemiş safhaya gelmiş olur” dedi.

Kötü beslenme şartları da kansere neden olabilir
Rahim ağzı kanserinin oluşumunda belli başlı risk faktörleri olduğunu söyleyen Op. Dr. Fatih Mehmet Kaya, “Erken yaşlarda cinsel ilişki, çok sayıda doğum yapmak, A ve C vitamini eksikliği gibi kötü beslenme şartları, birden çok partnerle cinsel ilişki, obezite, düşük sosyoekonomik düzey, sigara, genital papillomavirus enfeksiyonu (HPV) ya da diğer cinsel yolla bulaşan hastalıklar (CBH) rahim ağzı kanseri sebepleri arasında sayılabilir” diye konuştu.

Yılda bir kez tarama yaptırın
Smear denilen testle tarama yapılıp, biyopsi ile de kesin tanı konulduğunu ifade eden Op. Dr. Fatih Mehmet Kaya, “Smear testi üç yıl ard arda negatif gelen hastanın takip aralığı iki yıla çıkarılabilir. Ayrıca smear testi ve HPV testi aynı anda temiz gelen hastamız ise tekrarı beş yıl sonra yapabilir. Yıllık jinekolojik muayeneler ömür boyu sürdürülmelidir. Anormal hücre büyümesi genellikle 25-35 yaşlar arasında başlar. Bu hücreler öncül kanser hücresi olarak değerlendirilir. Zamanla bu hücreler kanser hücrelerine dönüşerek rahim ağzının dış kısmında sınırları belli bir kanser oluşturur. Bu durum tedavi edilmediğinde rahim ağzının diğer katlarına ve diğer organlara yayılır. Erken dönemde teşhis edilebilen vakaların yüzde 95’inden fazlası iyileşebileceğinden erken teşhis ve tedavi çok önemlidir” şeklinde konuştu.

HPV aşısı önem taşıyor
Aşılamanın HPV yaygınlığı, genital bölge siğilleri ve preinvaziv hastalıkları azaltmada etkinliği olduğunu belirten Op. Dr. Mehmet Fatih Kaya, “Cinsel aktivitenin başlamamış olması, evli olmak, doğum yapmış olmak, HPV virüs bulaşı olması gibi durumların hiçbiri aşı olmamak için bir sebep değildir. HPV aşılamasının cinsel aktiviteden önce yapılması en temel öneridir. Dünya üzerindeki birçok sağlık örgütü 9-14 yaş arası kız ve erkek çocuklarına iki doz aşılama önerirken, 15 yaş ve üzerine 3 doz aşılama önermektedir. 48 yaşına kadar bütün bireylere önerilmektedir. Yapılan çalışmalarda aşılanan ile aşılanmayan grup karşılaştırıldığında kanser öncüsü lezyonlarda ciddi oranda azalma olduğu gösterilmiştir” ifadelerini kullandı.

Bağışıklık sistemi güçlendirilmeli
HPV’den korunmak için bağışıklık sisteminin güçlü tutulması gerektiğine dikkatleri çeken Op. Dr. Mehmet Fatih Kaya, “Bağışıklık sistemini korumak için en önemli bileşenler düzenli uyku, kaliteli beslenme, alkol ve sigaradan uzak durmak, egzersiz yapmaktır. HPV virüsüyle savaşmak için cinsel yolla geçişini azaltmak amacıyla kondom kullanımı, tek partner ve düzenli cinsel hayata da dikkat çekmek önemlidir” dedi.