Ramazan 3

Malatya il Müftülüğü ve Malatya Güncel ortak çalışması.. Ramazan 3

FIKIH KÖŞESİ


SORU: Fidye Ne Demektir?


CEVAP: Oruçla ilgili olan fidye, dinî bir terim olarak, bazı ibadetlerin eda edilmemesi ya da edası sırasında birtakım kusurların işlenmesi halinde ödenen dînî-malî yükümlülüktür. İbadetlerle ilgili fidye, oruç ve hacda söz konusudur. İhtiyarlık ve şifa ümidi olmayan bir hastalık sebebiyle oruç tutamayan kimse, daha sonra kaza etmesi mümkün olmadığından oruç tutamadığı her güne karşılık bir fidye öder. Bu durumdaki bir kimsenin fidye ödemesi vaciptir. Kur'an-ı Kerim'de, “Oruç tutmaya güç yetiremeyenler, bir fakir doyumu kadar fidye öder.” (Bakara 2/184) buyurulmaktadır. Bu ayetten hareketle fidye miktarının, bir kişiyi bir gün için doyuracak yiyecek olarak anlaşılmıştır.

Yaşlılıktan ötürü oruç tutmaya gücü yetmeyen kişi, her gün için bir sadaka-i fıtır miktarı fidye verir. Buna da imkânı yoksa Allah'tan af diler. Fakat böyle bir kişi, kısa günlerde rahatlıkla oruç tutabilme imkânına ulaşırsa tutamadığı oruçları, o günlerde kaza etmesi gerekir. Zira ramazan ayında oruç tutmaya gücü yetmeyen kimseler ile iyileşme ümidi bulunmayan hastalar ileride oruç tutabilecek duruma gelirlerse tutamadıkları oruçları kaza etmeleri gerekir. Önceden verdikleri fidyelerin hükmü kalmaz, bunlar sadaka sayılır.



SORU: Fidye Miktarı Ne Kadardır?


CEVAP: Fidye miktarı bir sadaka-ı fıtır miktarıdır. Günümüzdeki sadaka-ı fıtır miktarı da 6.5TL.'dir.


HİKMET PINARI


8 ŞEY HAKSIZLIK VE CEFADIR.

-YALNIZ KENDİ NEFSİ İÇİN DUA ETMEK.

-MESCİDE GİRİP DE NAMAZ KILMAMAK.

-MEZARLIKTAN GEÇERKEN DUA ETMEMEK.

-SEMTİNDEKİ ÂLİMDEN BİRŞEY ÖĞRENMEMEK.

-TANIŞIP DA,BİRBİRİNİN ADINI SORMAMAK.

-MEŞRU DAVETE GİTMEMEK.

-İMKAN VARKEN İLİM ÖĞRENMEMEK.

-KOMŞUSU AÇ İKE, KENDİSİ TOK OLMAK.

BUNNLARI BİLİYORMUYDUNUZ?


Hürmetin Böylesi

"Muhammed" isminde çok sevdiği bir hizmetçisi bulunan 'Putkıran" lakaplı Hindistan fatihi Gazneli Mahmud 'un, bu hizmetçisini devamlı ismiyle hitap ederek çağırdığını. . .

Gazneli Mahmud'un, bu hizmetçisini günün birinde kendi ismiyle değil de, babasının ismiyle çağırması üzerine kalbi kırılan hizmetçisinin böyle davranmasının sebebini sorması üzerine Peygamberimiz,in(sav) delicesine aşığı olan Gazneli Mahmud'un: .

"Evladım, her gün sana 'Muhammed' isminle hitap ediyordum. Zira abdestli bulunuyordum. Şu anda ise abdestim yok, 'Muhammed' ismini abdestsiz söylemekten haya ediyorum. Onun için seni babanın ismiyle çağırdım. " diye cevap verdiğini...

Biliyor muydunuz.?




KISSADAN HİSSE



BEBEK


Genç kadın, bebeğin güzelliği karşısında büyülenmiş gibiydi. Kıvırcık sarı saçları, iri mavi gözleri, kalkık bir burun ve küçük kırmızı dudaklarıyla bir kartpostalı andıran bebek, kadının şimdiye kadar gördüğü en cana yakın kız çocuğuydu.
Onun ipek yanaklarını daya doya öpmek ve cennet kokusunu içine çekmek için eğildiğinde :
"Dokunma bana ..." diye bir ses duydu.
"Beni okşamaya hakkın yok senin..."
Kadın korkuyla irkilip etrafına bakındı. Bebekle kendisinden başka içerde kimse yoktu. Aynı sesi tekrar duyduğunda bebeğe döndü. Aman Allahım!.. Yeni doğmuş gibi görünmesine rağmen konuşan oydu.
"Bana yaklaşmanı istemiyorum" diye devam etti. "Hemen uzaklaş benden..."
Kadın, biraz olsun kendini toplayarak :
"Çocuklarımız hep erkek oluyor" dedi. "Onlar da güzel ama kız çocukları başka. Bu yüzden seni öpmek istedim."
"Beni öpemezsin" diye ağlamaya başladı bebek. "Benim de seni öpemeyeceğim gibi..."
"Neden ?" diye sordu kadın."Neden öpemezsin ki ?"
Bebek, hıçkırıklara boğulurken :
"Bunun sebebini bilmen gerekir" dedi. "Düşünürsen mutlaka bulacaksın..." Kadın, neler olup bittiğini hatırlamak üzereyken kendine geldi.
Özel bir hastanenin en lüks odasında yatıyor ve narkozun tesirinden midesi bulanıyordu. Aile dostları olan tanınmış doktor, odayı dolduran çiçeklerden bir tanesini vazodan çıkartıp kadına uzatırken :
"Geçmiş olsun hanımefendi" dedi.
"Başarılı bir kürtajdı doğrusu.
Ha..! Sahi, "kız"mış aldırdığınız bebek."

Cüneyt Suavi




AYETİ KERİME


O Rab ki, yeri sizin için bir döşek, göğü de (kubbemsi) bir tavan yaptı. Gökten su indirerek onunla, size besin olsun diye (yerden) çeşitli ürünler çıkardı. Artık bunu bile bile Allah'a şirk koşmayın.

Bakara Suresi – 22





HADİSİ ŞERİF

“Kim oruçluya su verirse, Allah da ona havuzundan öyle bir şerbet verir ki, artık cennete girinceye kadar hiç susamaz.”



Ramazan 2015 Haberleri