Orucun Kazası

Ra­ma­zan'dan bir ve­ya da­ha faz­la gün oruç tut­ma­yan kim­se­le­rin bun­la­rı ka­za et­me­le­ri ge­rek­ti­ğin­de gö­rüş bir­li­ği var­dır

Ra­ma­zan'dan bir ve­ya da­ha faz­la gün oruç tut­ma­yan kim­se­le­rin bun­la­rı ka­za et­me­le­ri ge­rek­ti­ğin­de gö­rüş bir­li­ği var­dır. Tut­ma­ma has­ta­lık, yol­cu­luk, ha­yız, ni­fas ve ben­ze­ri özür­ler se­be­biy­le, ya­hut kas­den ve­ya ya­nı­la­rak ni­ye­ti terk et­mek sûretiyle ola­bi­lir. De­lil şu âyet-i kerîme'dir: “Siz­den her kim has­ta ve­ya yol­cu bu­lu­nur­sa di­ğer gün­ler­de­tu­ta­ma­dı­ğı gün­ler sa­yı­sın­ca oruç tut­sun.” Bu âyet has­ta ve­ya yol­cu olup da oruç tu­ta­ma­yan kim­se­ler o sa­yı­da gün­le­ri ka­za oru­cu ola­rak tut­sun­lar, an­la­mın­da­dır.

Hz. Âişe (r.anhâ)'nin ri­va­yet et­ti­ği bir ha­dis-i şerîfte şöy­le bu­yu­ru­lur: “Biz­ler, Hz. Pey­gam­ber dö­ne­min­de ay­ba­şı olun­ca oru­cu ka­za et­mek­le em­ro­lu­nur­duk.”
Ra­ma­zan'da özür­süz ola­rak oruç tut­ma­yan kim­se günahkârdır. Çün­kü Rasûlullah (s.a.s) şöy­le bu­yur­muş­tur: “Ruh­sat­sız (özür­süz) ola­rak ve­ya has­ta­lık du­ru­mu ol­mak­sı­zın Ra­ma­zan'dan bir gü­nü oruç tut­ma­yan kim­se, baş­ka gün­ler­de ömür bo­yu oruç tut­sa da o gü­nün bor­cu­nu ger­çek­ten öde­miş ol­maz.”
Hanefî ve Mâlikîlere gö­re, Ra­ma­zan oru­cu­nun ka­za­sı gi­bi, kef­fa­ret, adak ve­ya baş­lan­mış olan na­fi­le oruç­la­rın ka­za­sı da ge­rek­li­dir. An­cak Mâlikîler na­fi­le oruç­lar­da sa­de­ce kas­den oruç bo­zan­la­ra ka­za et­me­yi va­cip gör­müş­ler­dir.
Ra­ma­zan oru­cu­nun ka­za­sı, özür bu­lun­sun ve­ya bu­lun­ma­sın ömür bo­yu müm­kün­dür. Şâfiîlere gö­re ise ge­le­cek Ra­ma­zan'a ka­dar ka­za edil­me­li­dir. Ak­si hal­de bu Ra­ma­zan'dan son­ra hem ka­za hem de kef­fa­ret (fid­ye) ge­re­kir.
Bay­ram gün­le­ri gi­bi ya­sak­la­nan gün­ler­de, be­lir­li adak oru­cu gün­le­rin­de ve Ra­ma­zan ayı gün­le­rin­de ka­za oru­cu tu­tul­ma­sı ye­ter­li de­ğil­dir. Çün­kü bu­gün­ler ken­di­le­ri­ne tah­sis edi­len oruç­lar­dan baş­ka bir oru­cu ka­bul et­mez­ler.
Ra­ma­zan oru­cu­nun ka­za­sın­da peş­pe­şe ol­ma ve ace­le edil­me şar­tı yok­tur. Ki­şi ka­za oruç­la­rı­nı di­ler­se ay­rı ay­rı ve­ya peş­pe­şe tu­tar. Çün­kü oruçla­rın ka­za­sı­nı bil­di­ren âyet mut­lak­tır.
Ölü­nün ka­za oru­cu­nu ve­li­si­nin tut­ma­sı câiz mi­dir ?
Üze­rin­de Ra­ma­zan'a ait oruç bor­cu olan kim­se için iki du­rum söz­ko­nu­su­dur:
1) Va­kit dar­lı­ğı, has­ta­lık, yol­cu­luk, aşı­rı yaş­lı­lık ve sü­rek­li has­ta­lık gi­bi özür­ler yü­zün­den oruç tut­ma imkânını bu­la­ma­dan öl­müş olan kim­se­le­re âlimlerin bü­yük ço­ğun­lu­ğu­na gö­re bu imkânsızlığın or­ta­ya çık­ma­sın­da ken­di­le­ri­nin bir ku­su­ru ol­ma­dı­ğı için bir şey yap­mak ge­rek­mez. Bu oruç­lar Hac'da ol­du­ğu gi­bi be­del­siz ola­rak düş­müş­tür. Ka­za edil­me­le­ri de ge­rek­mez. Çün­kü bun­la­rı ye­ri­ne ge­ti­re­cek za­man ve imkân ol­ma­mış­tır.
2) Oruç bor­cu olan ki­şi oruç­la­rı­nın ka­za­sı­nı yap­ma imkânını el­de et­tik­ten son­ra öl­müş­se ve­li­si onun için oruç tu­ta­maz. Ge­rek sağ­lı­ğın­da ve ge­rek­se öl­dük­ten son­ra bun­da vekâlet ve ni­ya­bet de câiz ol­maz: Bir ha­dis-i şe­rif­te şöy­le bu­yu­rul­muş­tur: “Hiç kim­se baş­ka bi­ri­si adı­na na­maz kı­la­maz, oruç tu­ta­maz. Fa­kat onun adı­na her gü­ne kar­şı­lık bir öl­çek buğ­da­yı fa­kir­le­re ye­di­rir.”
Ha­ne­fi ve Mâlikilere gö­re ölü tu­ta­ma­dı­ğı gün­ler için fid­ye ve­ril­me­si­ni va­si­yet et­miş ise, onun adı­na ve­li­si her bir gü­ne kar­şı­lık bir fa­ki­re ya­rım sa' hur­ma ve­ya ar­pa ve­rir. Çün­kü ölü öm­rü­nün son kıs­mın­da oru­cu eda­dan aciz kal­mış­tır, bu yüz­den de yaş­lı kim­se gi­bi sa­yı­lır.

Ramazan 2015 Haberleri