Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İsveç'te aşırı sağcı politikacı Rasmus Paludan'ın Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliği önünde Kur'an-ı Kerim yakmasına ilişkin, "Özellikle İsveç NATO üyeliğinin yoluna mayınlar döşüyor. Finlandiya'yı ayrı tutuyoruz ama İsveç bu mayınları bilerek basıyor. İstese bu mayınları temizler." dedi.
Alanya'da düzenlenen AK Parti Genişletilmiş İlçe Danışma Meclisi Toplantısı Gençlik Merkezi'nde düzenlendi. Partililere seslenen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye'nin 21 ülkede çok farklı noktalara geldiğini söyledi. Türkiye'nin bölgesel değil, küresel bir aktör olduğunu belirten Bakan Çavuşoğlu, "Bunlar lafla, sözle olmuyor. İcraat ile olur. Sergilediğiniz tavırla olur, izlediğimiz girişimci ve insani dış politika sayesinde olur. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde sadece ülkemiz ve milletimiz için değil, bölgemizin istikrarı, barışı ve refahı için çalıştık. Sadece kendisini düşünen ülkelerin milletlerin ne kadar egoist olduğunu görüyoruz. Herkes için barış ve adalet arayışımız hamd olsun artık her coğrafyada devam ediyor. Türkiye'nin bugün dış politikada geldiği noktayı 21 yıl önce bize söyleselerdi biz de bu kadar olacağına inanır mıydık. Bugün çok farklı bir noktayız. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde liderler diplomasisi kavramını yerleştirdik" dedi.
Son 1 ay içerisinde 5 farklı kıtada ülke ziyaretleri, 3 farklı kıtadan 8 Dışişleri Bakanının yanı sıra bölgesel ve uluslararası örgütlerin temsilcileri ile bir araya geldiklerini ifade eden Bakan Çavuşoğlu, bunun Türkiye'ye gösterilen ilgi ve güvenin göstergesi olduğunu söyledi. Dünyada yaşanan krizlerin yüzde 60'nın Türkiye'nin bulunduğu coğrafyada gerçekleştiğini vurgulayan Bakan Çavuşoğlu, "Dolaysıyla böyle bir coğrafyada bizim oturup bekleme lüksümüz var mı? Bir yanda savaş ve çatışma bir yanda gıda krizi. Bir yanda enerji krizi bir ya da iklim değişikliği. Bir yanda da devam eden göç sıkıntısı var. Evini terk etmek zorunda kalan insanlardan bahsediyorum. Bazı ülkeler diyor ki zaten biz zenginiz. Tuzsuz aşım ağrısız başım. Kapatalım kapıları biz huzur içerisinde yaşayalım, gerisi ne olursa olsun. Böyle bir dünyada bu mümkün mü? Küreselleşen dünyada etraf yangın alanıyken sen huzur içerisinde yaşayabilir misin? Mümkün mü? Terörü ayrım yapmadan beraber mücadele edelim diyoruz. Göç konusunda her alanda birlikte bakalım, yönetelim, çözelim. Sorunun nereden kaynaklandığına bakalım, oraya şifa olmaya çalışalım. Bana gelmesin, gerisi ne olursa olsun. Terör bana dokunmasın hatta Türkiye ile başkalarına dokunursa daha iyidir anlayışı var. Biz Türkiye olarak buna isyan ediyoruz. Sadece isyan etmiyoruz, sorunun çözümü için önemli sorumluluklar üstleniyoruz. Bu yeni düzende hem milli menfaatlerimizi korumak için çalışıyoruz hem de krizleri yönetmek için çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.
"Tahıl anlaşması olmasa dünyada ciddi gıda krizi olacaktı"
Krizlerin fırsatlar doğurduğunu vurgulayan Bakan Çavuşoğlu, "Bu fırsatları da ülkemiz, milletimiz ve bölgemiz için değerlendirmemiz lazım. İşte Kuzey Kore kapandı, Rusya üzerinden giden durdu. Biz ne yaptık, hemen Azerbaycan ile beraber Kazakistan'ı davet ettik. Hemen güçlü mekanizmalarımızı hayata geçirdik. Enerji, Ticaret ve Ulaştırma Bakanlarımız ile beraber hem enerji hem de ulaştırma kanallarını güçlendirmek için adımlar atıyoruz. Bölgesel sahiplenme çok önemlidir. Türk Devletleri Teşkilatını kurduk. Uluslararası bir teşkilat haline getirdik. Ukrayna savaşını durdurmak için bizden daha faal bir ülke var mı? Çalışsa da netice alan bir ülke var mı? Belki savaşı durduramadık ama tahıl antlaşması, esir takası, nükleer santral üzerinden tehditlerin azaltılması için birçok adımın atılması için bizden başka sonuç odaklı adım alabilen var mı? Doğru bulmadıklarımızı reddediyoruz. Diğer taraftan da çaba sarf ediyoruz. Tahıl anlaşması olmasa dünyada ciddi gıda krizi olacaktı. Venezuela'dan Somali'ye çatışmalarda arabuluculuk yapan ülke Türkiye. Arabuluculuk denince akla ilk gelen ülke Türkiye. Dünyada artık arabulucuları da İstanbul'da yetiştiriyoruz. Çünkü adaletli davranıyoruz, taraf tutmuyoruz" şeklinde konuştu.
"Türkiye oyun kurucu bir ülke"
Türkiye'nin artık oyunda rol verilen bir ülke olmadığını, oyun kurucu bir ülke konumuna geldiğini söyleyen Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, "Anlayana anladığı dilden konuşuyoruz. İnsan hakları sorunları var. Soydaşlarımız var. Filistin davamız aynı şekilde devam ediyor. Soydaş ve kardeşlerimize sahip çıkmak bizim boynumuzun borcudur. Biz çıkmazsak başka çıkabilecek bir ülke var mı? Pes etmek yok. İslam dünyasının, Türk dünyasının birliğini sağlamak öyle kolay değil. Ama sabırla çalışacağız. Birliğin, beraberliğin güçlenmesi için üzerimize düşen sorumluluğu yerine getireceğiz. Herkesi de teşvik edeceğiz. Aynı anda pek çok terör örgütü ile mücadele ediyoruz. FETÖ ile mücadele ediyoruz, PKK ile mücadele ediyoruz. YPG, DAEŞ terörün her türlüsüyle mücadele ediyoruz. Terör insanlığın düşmanıdır. Sadece bizim değil. Ama bizde çok çektik. Mücadelemizi kararlılıkla sürdürmemiz lazım. Artık Türkiye başkalarının kurduğu oyuna katılan, oyunun içinde verilen rolü üstlenen bir ülke değil. Türkiye oyun kurucu bir ülke. Sadece oyun kurmuyoruz. Ülkemizin aleyhine, çıkarlarına karşı oyunlar, masalar kuruluyor. O masaları deviriyoruz. Türkiye dünyada hakkın, adaletin temsilcisidir" dedi.
"Kimse ifade özgürlüğü diye bunu geçiştirmesin"
Kur'an-ı Kerim'e yönelik çirkin saldırıların olduğuna dikkat çeken Bakan Çavuşoğlu, "Kafkaslar'dan, Orta Doğu'ya Balkanlar'da, her yerde masada güçlü olan bir Türkiye var. Türkiye dünyada doğruluk ve hakkın temsilcisidir. Gördünüz Avrupa sokaklarında kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'e yönelik çirkin davranışlar oldu. Buna en güçlü tepkiyi yine biz verdik. Vermek zorundayız. Bazıları diyor ki "Türkiye laik bir ülke dolayısıyla bu kadar tepkiyi niye veriyor?" Laiklik anlayışını nasıl yorumluyorlar görüyorsunuz. Bu bir kere her şeyden önce nefret, insanlık suçudur. Bu ırkçılıktır bu da dünyanın her yerinde suçtur. Kimse ifade özgürlüğü diye bunu geçiştirmesin. Başka din, başka kutsal kitap, başkalarının kutsal değerlerine karşı yapılsa da insanlık suçudur. Bu özgürlük değildir. Norveç'te de olacaktı, büyükelçiyi çağırdık, daha sonra iptal ettiklerini bize duyurdular" dedi.
Finlandiya Başbakanı'nın da bu eyleme izin vermeyeceğini söyleyerek, bu eylemlere haklı tepki ortaya koyduklarını söyleyen Çavuşoğlu, bazı çevrelerin Türkiye'de terör tehdidi olduğuna yönelik uyarılar yayınlamaya başladıklarını vurguladı.
"İsveç NATO üyeliğinin yoluna mayınlar döşüyor"
"DEAŞ'ın kutsal dinimizi suiistimal etmesine izin vermeyiz" diyen Bakan Çavuşoğlu, herkesten önce kendilerinin karşı çıktığını ifade etti. Afganistan'da Taliban'ın kadınları sosyal hayattan, kız çocuklarına eğitimi yasaklamasına en güçlü tepkiyi verenlerin kendileri olduğunu ifade eden Bakan Çavuşoğlu, bunun ne İslami, ne de insani olduğunu söyledi. Konsoloslukları kapatarak Türkiye'yi istikrarsız göstermeyi hedeflediklerini vurgulayan Bakan Çavuşoğlu, "Madem dostsunuz, madem müttefiksiniz elinizde spesifik bir terör tehdidi varsa bunu bizimle paylaş, biz de bunu önleyelim. "İşte terör tehdidi aldık bu müşahhastır" diyorlar, peki müşahhas olan nedir? İçişleri Bakanımıza, istihbaratımıza soruyoruz, bizim bakanlığa da bilgi veriyorlar sadece müşahhas tehdit bilgisi aldılar. Bizimle paylaşmadığın bilginin ne olduğunu bize söylemezsen, paylaşmazsan ben bunun arkasında kasıt ararım. Bu eylemlerin de kasıtlı olduğunu açıkça görüyoruz. Hatta bazı büyükelçilerin diğerlerine "siz de katılın" diye telefon açtığını da biliyoruz. Her şey açık ortada. Bunun kasıtlı olduğunu biliyoruz, ne yapmak istediğinizi de biliyoruz. Türkiye'yi istikrarsız göstermeye çalışıyorsunuz. Bunun da farkındayız, bu tür adımlardan vazgeçmezseniz, biz de ilave gerekli tedbirleri alacağız, dedik. İsveç sokaklarında teröristlerin cirit attığını, her gün bölücü başının fotoğrafıyla, terör örgütünün paçavralarıyla sokaklarda dolaşıldığına dikkati çeken Çavuşoğlu, "Diğer taraftan ifade özgürlüğü deyip Kur'an-ı Kerim'in yakılmasına izin vereceksin. Türkiye'ye karşı her türlü alçaklığa müsaade edeceksin sonra da ben NATO'ya üye olacağım diyeceksin. Bu mümkün mü? Önümüzde bir de güçlü mutabakat zaptı var. Bu bir ahitnamedir. Ben bunları bunları yapacağım, karşılığında ben de bu adımları atacağım." diyorsunuz. "3'lü mutabakat metninde din konusu yoktu." Peki burada mantıklı olacaksın, sağduyulu olacaksın, ahlaklı olacak mısın yazıyor mu? İnsanların kutsal değerlerine saygılı olacaksın yazıyor mu? Bunları yazmaya gerek mi? En temel insanlık görevi bunlar. Hoşgörü de değil, saygı. "Ben sana katılmıyorum ama seni hoş görüyorum." Sanki böyle lütfediyor gibi. Özellikle İsveç NATO üyeliğinin yoluna mayınlar döşüyor. Finlandiya'yı ayrı tutuyoruz ama İsveç bu mayınları bilerek basıyor. İstese bu mayınları temizler" ifadelerini kullandı.
"Onlar yola gelsinler biz onlara "Aferin" diyelim"
Demokrasinin gereği olarak muhalefetin olması gerektiğini ancak güçlü ve alternatif muhalefetin olmasını istediklerini belirten Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Bizim kısır çekişmelerle kaybedecek vaktimiz yok. Başkaları oturuyor, masa kuruyor. 6'lı oluyor, 7'li oluyor. Kendi bilecekleri iş. Demokrasinin gereğidir, muhalefet olacak. Ama güçlü, alternatif muhalefet olsun. Ülke için projeler üretsin, fikirler üretsin. Ortaya vizyon koysun. Sende ortaya bir vizyon koy. Var olanları eleştirme, var olanları sonlandıracağız deme, kimse güvenmez. Umut ol. İstikrar getireceğini söyle. Bu ülke koalisyonlardan çok çekti. Bakanlıkta eski bakanların fotoğrafları var. 3 ay, 4 ay bakanlık yapılıyordu. 1 yıl bakanlık yapana "Vay be uzun süre durdu" derlerdi. Neden? Koalisyonlar yıkılıyordu, kuruluyordu. Türkiye'yi dışarıdan yönetme alışkanlıkları olduklarını da biliyoruz. Bu alışkanlıkların bugünde devam ettiğini görüyoruz. Bizim derdimiz Avrupa bize "Aferin" desin, Amerika bize "Yaşa Türkiye" desin demek değil. Onlarla da iyi geçineceğiz ama ben onlara "Aferin" diyeyim. Onlar yola gelsinler biz onlara "Aferin" diyelim. Geçmişte yaşadığımız kara senaryoları daha göreve gelmeden söylemeye başladılar. Masanın altından bir şeyler karıştırmalarla bu işler olmaz. Bir de açık olun. 6'lı masaysanız "6'lı masayız" 7'li masaysanız "7'li masayız" diye söyleyin" dedi.
"Yapılanı yıkmakla, proje üretmeden hamasetle bu ülke yönetilemez"
Milli değerlerin korunması gerektiğini ifade eden Bakan Çavuşoğlu, "Yapılanı yıkmakla, proje üretmeden hamasetle bu ülke yönetilemez, bu millette size seçimlerde yetkiyi vermez. Bunu söyleyince de hemen çarpıtıyorlar, "Çavuşoğlu böyle diyor; seçilsek de bize yetki verilmeyecek." Vatandaş kimi seçerse başımızın üstünde yeri var. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı CHP'den, iş yapıp yapmadığını arkadaşlarımız biraz önce söyledi, dostluk başka bir şey veya başka bir yerde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı da CHP'den. Halk kimi seçerse ona saygı duymamız gerekiyor. Biz diyoruz ki, iddialıyız biz. Bugün Türkiye'nin daha güçlü olması lazım, Türkiye'nin istikrarı her şeyin üzerinde. Bunu da temin edecek lider Cumhur İttifakı'nın lideri Recep Tayyip Erdoğan'dır" şeklinde konuştu.
Bölgede devam eden yatırımlara ilişkin müjdeler açıklayan Bakan Çavuşoğlu, "İşte, doğalgaz dediniz, 20 Şubat'ta Manavgat, Alanya, Gazipaşa ve Anamur doğalgaz projesinin ihalesini yapıyoruz. Payallar'da bir hastane yapmak için çalışmalara başladık. Projenin ihalesini 12 Şubat'ta yapıyoruz. Alanya-Antalya otobanının da 23 Şubat'ta ihalesini yapıyoruz. Alanya Hükümet projesi hazır, ihaleyi de yakın zamanda yapacağız. Alanya'da biliyorsunuz 250 konutluk TOKİ inşaatına başladık, "İlk Evim" projesinde de 500 kişilik kura çekimi yapıldı. Yakında TOKİ konutlarının sayısını daha da artıracağız. Biz Kuş yuvası yolunu yapacağız dediğimizde, "Bu Mevlüt Çavuşoğlu'da eski siyasetçiler gibi ilk yılında bol keseden atıyor" demişler, şimdi itiraf ediyor ama ne oldu, Kuş yuvası yolunu tünellerle doldurduk. Şimdi de kuş yuvasından Mahmutlar'a kadar yolu da yapacağız. Gazipaşa Havaalanı'nın terminali artık yetişmiyor. Şimdi yeni bir terminal daha açacağız. Ulaştırma Bakanımız bizzat takip ediyor. Yakında onu da ihale edeceğiz. Eğitim ve Araştırma Hastanemize de ilave 150 yatak koyuyoruz. Bunun 50 yataklık ünitesi de onkoloji merkezi olacak. Alanya'da 2 üniversite var ve dolayısıyla yurt ihtiyacı var. Yurt kapasitesini yüzde 150 artırdık. Şimdi 2 bin kişilik bir yurdu tamamladık ve ilave bir 2 bin kişilik yurdun daha ihalesine hazırlanıyoruz" şeklinde konuştu.