Genel seçimler öncesi işimiz gereği de olsa bazı Siyasi Partililerle görüştük, sohbet ettik, kulak misafiri olduk.
Pek çoğu alışıla gelmiş laflar olduğu için, yaşım gereği birçok yerel ve genel seçim yaşadım, pek ciddiye almadığım sözleri sizlere paylaşma gereği duyarken hisseden kısa siyasi parti liderlerine ve bir dahasına aday olacak siyasilere ve de siyaseti düşünenlerin kulağına küpe olsun maksatlı yazacaklarım.
En çok kıymet verilen kişiler arasında Benim bilmem kaç bin oy"um var! laflarını edenlerin olduğu gözlerden kaçmazken
Bilmem hangi derneğin Başkanı binlerce kişi üzerinde söz sahibi, lakırdısını eden bazı başkan yalakaları çok kullanıyordu bu kelimeyi.
Dikkatle dinlenen zati muhteremlerin arasında Bizim cemaatin bilmem kaç bin oy"u emin olun sizin! güveni vermeleri
Dernekçi, cemiyetçi vede birlik adı altında söz sahibi olduğunu sananların pozu gözlerden kaçmadı
Tüm bunları edenlere inan Siyaset adamları ellerini ceplerine atmaktan geri kalmadı. Bonkörlüklerini gizlemedi ve milyarlarca lirayı vaadzadelere aktardı.
Sonuç; seçmen sözünü sandıkta özgürce ve hiç kimsenin etkisinde kalmadan kullandı.
Ne Cemiyet, ne cemaat, nede dernek yöneticisini tınladı.
Çünkü bu seçim bazı siyasi partiler için var olma ve yok olma seçimiydi.
Öyle de oldu!
Şimdi hemen her parti liderinin ellerinin arasına başını alıp düşünmesi lazım ben nerde yanlış yaptım!
Aday olduktan sonra kazanamayan siyasilerde aynını yapmalı bence, seçimde aday olmak için zaman ve zemin müsait miydi acaba! Diye.
Bildiğim ve gördüğüm bir gerçek seçimi vaadzadeler kazandı. Yalnız ve yalnızca vaad edenler evlerine giderken ceplerinde vaadlerinden elde ettikleri vardı,