Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü verilerine göre Kahramanmaraş ili Pazarcık ilçesinde 6 Şubat Pazartesi günü saat 04.17’de
7.7 büyüklüğünde malumunuz bir deprem meydana geldi. İlk depremin ardından aynı gün içerisinde yine KahramanMaraş'ın Elbistan ilçesinde 7.6 büyüklüğünde ikinci bir deprem yaşandı.
On ilimizde yaşanan deprem yüzyılda bir görülen asrın felâketi olarak tarihe geçti.
Yaşadığımız depremin üzerinden yaklaşık 1 aylık süre geçmesine rağmen, şehrimizde henüz depremler durmuş değil. Sürekli bir tedirginlik ve korku ile hayata tutunmaya çalışıyoruz. Takvimleri, saatleri, günleri unutur hale geldik. Halkımız çadırlarda, konteyner kentlerde soğuklarla ve açlıkla mücadele ediyor. 814. 386 nüfuslu ilimizin % 90'nı başka şehirlere göç etti. Baz istasyonlarından alınan verilere göre şehirde 50 bin kişinin telefon sinyaline ulaşılabiliyor. Şehrimizi yönetenlerin şehirden bi- haber olduğunu görmenin her daim üzüntüsü içerisindeyiz. Depreme hazırlıksız yakalandıkları yetmemiş gibi süreci de iyi yönetemediler. Devletimiz, hükümetimiz, dışardan yardıma gelen vatandaşlarımız kurum ve kuruluşlarımız olmasaydı, cenaze defin etme işleri ile daha çok övünerek, hep birlikte dizlerimize vurarak vay halimize diyecektik.
Şöyle bir düşünün; şehir yerle bir olmuş,
suları bir aydır çamurlu akıyor, geceleri hiçbir binanın ışığı yanmıyor. Her taraf enkaz yığınına dönmüş. Halkınızı çadırlarda, konteyner kentlerde ziyaret ederek şehriniz ile gurur duyuyorsunuz.
Ben olsam insan içine çıkamam, istifa ederdim dediğinizi duyar gibiyim.
Sosyal medyaya boy boy fotoğraf atmaktan başka icraatı olmayanlar şehrimizi yok etmeyi kendilerine başarı nişanesi olarak görüyorlar.
İnsanlarımızın acıları üzerinden artık siyaset yapmayı bırakın!
Biran önce şehrimizi ayağa kaldıracak adımlar atın.
İnsanlarımızın yüzüne bakmaya nasıl cesaret ediyorsunuz vallahi anlamış değilim.
Utanmanız, sıkılmanız gerektiği yerde, hâlâ tarih yazıyoruz başlıklı paylaşımlar yapıyor olmanız; akıl tutulması, beyin travması, ahlâk yoksunluğudur.
Sadece tek sizler değil mesela Malatya'mızın (Esnaf Dernekleri, Oda Başkanları, Malatya Ticaret ve Sanayi Odası, Malatya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (MESOB), Malatya Bakkallar ve Bayiler Esnaf Odası, Malatya Et ve Süt Üreticiler Birliği, Malatya Kasaplar Esnaf Odası, Veteriner Hekimler Odası, Malatya Koyun ve Keçi Yetiştiricileri Birliği ve başkanları)
Esnafla ilgilenmesi gerektiği yerde çalışanları ile birlikte görevlerini yapmıyorlar. Klayve şowmenleri ay sonu geldiğinde üyelerinden para toplamayı mesela çok iyi biliyor. Şehirde sağlam dükkan kalmamış, esnafın işyeri tarumar olmuş, beyzadelerimiz keyifleri bir hayli yerinde olsa gerek piyasada gözükmüyor lar.
"Esnaf ne yer, ne içer, durumları nasıl, zararı varsa ne kadar oldu, bir kez arayalım diyen tek bir oda, birlik, kuruluş ne yazık ki yok" Esnafın sırtından yıllarca hükümranlığını sürdüren kan emiciler, herhalde şehri terk etmişe benziyor.
Esnafın sırtından doyan doyana, yiğit muhtaç olmuş kuru soğana. Bunu gören yürek nasıl dayana.
Hepinize yazıklar olsun!
Oturdukları yerden durumu ve işyeri iyi olan tüm esnaflar işyerini açsın, Malatya'yı boş bırakmayalım, Malatya'da hayatın olduğunu gösterelim. Durumu iyi olanlar, dükkanında sıkıntı olmayanlar Malatya'yı terk etmesin, gidenler geri gelsin, işyerlerinizi açın naraları atmakla bu işler çözülmüyor.
Beyler! Esnafın nasihatlere, boş sözlere değil; desteğe, yardıma ihtiyacı var.
"Malatya milletvekillerimiz, oda başkanları, temsilcileri, birlik başkanları, belediye başkanları" esnaf çaresiz kara kara düşünüyor. Sizden gelecek ümit dolu haberler bekliyor. Esnaflarımızın yanında olduğunuzu bu kara günlerde gösterin.
Esnaflarımız şehirlerimizin can damarıdır. Şehrimizde tek bir dükkan sağlam kalmasa da esnaflarımızı sahipsiz bırakmayın.
Ohal kapsamında ilimizde tüm yetkileri devralmış olan 5 valimize çağrıda bulunuyorum.
Şehrimizin muhtelif yerlerine esnaflarımız için biran önce prefabrik yapılar, yahut konteynerleri inşa edin. En azından esnaflarımız kurtarabildikleri malzemeleri ile şehrimize can suyu olsun, ayakta durabilsin.
Malatya'ya bahar gelmesini istiyorsanız; kaysının olmasını beklemeyin. Şehir çiçeğe nasıl bürünürün, yollarını arayın.
Her seherde besmele ile açılsın dükkânlar. Dağılsın şehrimin üzerinde gezinen hüzün dolu kara bulutlar diyerek; bugün ki yazımın sonuna gelirken, kimse ümidini ve yaşama azmini asla kaybetmesin.
Muhakkak her zorluktan sonra bir kolaylık vardır. Zira Allah sabreden ve mücadele edenlerle beraberdir.
Depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Deprem şehitlerimizin mekanları cennet, kabirleri nurla dolsun.
Canım ülkem, Türkiyem geçmiş olsun.
Değerli takipçilerime, okurseverlerime esnaflarımıza, kaysı kentime kucak dolusu sevgilerimle, selam olsun.