Polat; Cumhuriyet tarihinde kurulan ilk beş kasabadan biri...
Bir büyük istiklal mücadelesinden çıkış, Cumhuriyetin ilanı ve yeni bir Türk Cumhuriyeti"nin temelleri atılırken gelen ödül Kim nasıl kafa yoruyorsa yorsun, bunun mutlaka bir izahı olmalı! Cumhuriyet ilan edilecek ve 3 yıl sonra Polat"ın önünü açacak(!) belediyelik ödülü gelecek. Evet, lütfen bunun nedenlerini hep birlikte araştıralım.
Evet, yıl 1926 Polat Kasabası tüm ihtişamı ile Cumhuriyet yıllarını yaşıyor. Bölgenin önemli stratejik üslerinden biri
Bir Türkmen kenti olan Polat"ın, önünün açılması için belediye teşkilatı kurulmasına karar veriliyor. Ankara"dan gelen emir böyle!
Ve, Polat, şaşırmayın Mersin ile birlikte belediye teşkilatı kurulan ilk 5 kasabadan biri oluyor.
Şimdi diyeceksiniz ki, Mersin nere Polat nere!
Haklısınız; Mersin nere, Polat nere!
Aman ben de diyeceğim ki Eller gider Mersin"e biz gideriz tersine!
Mersin, Mersin olduysa elbetteki başta deniz olmak üzere tabii avantajlarını süsleyen yöneticilerini unutmamak lazım.
Ya Polat? Önce Doğanşehir"in tarihine doğru küçük bir gezinti yapalım. 1946 yılında Akçadağ"dan ayrılış ve ilçe oluş! Ve, ilk belediyelik aynı yılda Polat"ta ise Belediye Başkanları 1930"lu yılların başından beri makamda!
Şimdi de Cumhuriyetin ilk yıllarındaki Polat"ın durumuna gelin şöyle bir göz atalım:
Polat Köyü çevresindeki yerleşim yerlerine göre merkez konumda. Polat Köyünün belediye olabilmesi için 1924 yıllarında yapılan çalışmalar 1925 yılında meyvesini verdi ve Polat kasaba oldu. Cumhuriyetin ilk kasabalarından biri de Polat.
Kasaba halkından Ahmet Coşkun ilk belediye başkanı olarak atanır. 1 Ocak 1930"da belediyeliği yasallaşır ve ilerleyen günlerde belediye meclisi üyeleri seçilir. 1935 yılında belediye binası alınır ve hizmete sokulur.
Kasaba 1935 yılında 1150 haneye sahip olup 3226 nüfusa sahiptir.
Kasaba 1948 yılında iki mahalleye ayrılır ve muhtarlıklar belirlenir. Kasabaya 1 hamam, 150 metrelik bir kanal ve 2 umumi hela yapılır. 1950 yılında Doğanşehir ilçesinde alınan bir kararla dört belediyenin ortak olduğu su türbünü ile üretilen santrallerden elektrik enerjisi üretilip kasabaya elektrik verilmesi sağlanır.
20.000"i aşkın Polatlı başta Adana olmak üzere Mersin, İstanbul, İzmir, Ankara ve memleketimizin bir çok yerinde yaşamaktadır. Yine çok sayıda Polat"lının yurt dışında yaşadığı bilinmektedir.
Polat 1946 yılına kadar Malatya ilinin Akçadağ ilçesine bağlı bulunmaktaydı. Polat eğer coğrafi konumu müsait olsaydı göç vermeyecekti ve nüfusuyla ilçe olmaya aday olacaktı. Ama Polat"ın bağlı olduğu Doğanşehir ilçe olur. Böylelikle Polat Akçadağ"dan ayrılarak Doğanşehir"e bağlanır.
Böylesine bir avantaj vardı da Polat neden bugün bu halde? Polat"ın özellikleri ve yönetenleri nasıldı? Neler yapmışlardır, neler yapmamışlardır; bir bakalım!
Polat en başta tarihine sahip çıkamadı! Birileri soyunu araştırdı; güzel bir eser ortaya çıkardı ama aklı kıtlar bu güzel araştırmayı koca kasabanın tarihi ile eşdeğerde tutunca asırların bir tarih kenti, 240 yıllık tarihe sıkıştırıldı. Ama yağma yok, artık tarih için söylenecek çok söz kalmadı. Yaptığım araştırmalar, bana gelen kaynaklar Polat"ın tarihinin M.Ö."ye dayandığını ortaya koyuyor. (Merak edenler www.polatovasi.com"a bakabilir)
Ufku kapalı, siyasetin sen-beni arasında zikzak çizen yönetenlerimiz hal ve gidişte sınıfta kalırken hemen yanı başımızda Doğanşehir, namı diğer Viranşehir stratejik her imkanı kendi lehine çevirince Polat, adı üzerinde ovaya sıkışıp kalıyor.
Demiryollarını illa da Polat"tan geçireceğiz diye ısrar eden yetkililere Polat"ın o dönemdeki ileri gelenleri Hayır topraklarımızı bölmeyin diye ağlıyor ve bugünlere geliyoruz!
Anlatılacak daha çok şey var. Atatürk Cumhuriyeti"ne başkaldıran isyancıbaşıların anıldığı bu süreçte sizlere bundan sonra daha sıklıkla yerel dertlerimizi anlatacağım. Türkiye"nin kurtuluşunun nerede olduğunu, nasıl yapılması gerektiğini bilenlerdeniz ama bu dönemde elimizden Uyanış için duadan başka bir şey gelmiyor!
***
Değerli Süleyman Turan Kardeşim; bu moral bozukluğu içinde bir kötü haber de acı tütünden veriyor. Kışın soğuğu tütün aklıma gelince şimdiden üşütüyor içimi. Polat"lının işi zor bu kış. Tütünler hasta moraller bozuk. Polat"lının bu kış işi çok zor.
Yazımızı Yaşar Aksoy"un güzel bir şiiriyle noktalıyorum:
Büyüyor mu Tepecikte tütünler,
Ne alemde Uzunokta ekinler,
Devrende iner mi suya keklikler,
Acıpınar hala çırılçıplak mı?
Sarmı, Uluyokuş, Fatıkkayası,
Çebişin düşeği yoktur yazısı,
Tarihe gömüldü Adatepesi,
Çılgın doruklardan size selamlar,
Acıpınar Damlataşda dağlarım,
Çırılçıplak yıllar yılı ağlarım,
Kilitli taş olmuş Polat yollarım,
Dağlarımız taşa döndü elem var.
Kayısı, kiraz, elma, üzüm cenneti,
Beydağından, Malatya"dan selamlar,
Doğanşehir, elma, çilek cenneti,
Yaşar Aksoy Pamukluktan selamlar.