ABD Ankara Büyükelçisi Francis J. Ricciardone, uzun uzun konuştu...
Anlıyoruz ki, AKP iktidarının stratejik ortağı ABD, Türkiye’ye her türlü istihbarat desteğini veriyor...
Hükümet yetkilileri de, bu istihbaratı kendi tecrübelerine göre ve yasalara göre kullanıyor...
Stratejik ortak ekliyor; “Bu konuda daha yakın çalışmak isteriz!”
Bu sözler karşısında diyeceklerimiz var; başlayalım!
Öyle mi Ricciordone Efendi?
Malumunuz olduğu üzere terör dün başlamadı. Türkiye’min başında 30 yıllık bela...
Hatırlarsan Efendi; Irak’ı işgal ettiğinizde 36. Paralel diye bir sınır koydunuz.
Bu sınırın da kuzeyi Kürt kontrolünde idi.
Ve yıllarca bu güzel ülkemde “Çekiç Güç” adında bir kuvvet bulundurdunuz.
Sonra özellikle 90’lı yılların başında yoğun olarak bebek katili eli kanlı örgüt PKK’ya yardım eden ne olduğu belirsiz helikopterler türedi.
PKK ile şu sizin meşhur CIA’nın ajanlarının kol kola olduğu defalarca kanıtlandı.
Daha yakın zamanda Genel Kurmay Başkanınız bile ‘Irak’a yapılacak bir operasyon için ABD’den izin almak gerekir’ şeklinde bir açıklamada bulundu.
Eli kanlı terör örgütünün sözde liderleri, Kuzey Irak’ta yani AKP iktidarının kadim ağabeyi Barzani Peşmergesinin himayesinde Erbil’de ellerini kollarını sallayarak dolaşıyorlar.
Şimdi soruyorum; çok mu zor yer tespiti?
Çok mu zor nokta operasyonu?
İşin aslı öyle değil.
İstemiyorsunuz, bu açık ve net.
Veya sizin için çok öncelikli bir konu değil. Ama bizim için hayat memat meselesi.
Haaa ifade edeyim galiba haklısınız stratejik ortak!
Kardeşim, kendi göbeğini kendin keseceksin!
Ne öyle el avuç açacağız.
Benim burnumun dibinde olan ve yıllardır kontrol ettiğim bir bölgede ben bu işlemi yapamıyorsam veya yaptırılmıyorsa bu benim eksikliğimdir.
Şimdi, tam bağımsızlıktan nasıl söz edebiliriz.
Ricciordone Efendi; sen büyük ülkeysen Murat Karayılan’ın da, Fehman Hüseyin’in de yerini tespit edersin!
Gerekirse 1-2 tabur özel kuvvetle o bölgeye inersin, kulağından tuttuğun gibi getirirsin. O zamanda başta senin halkın olmak üzere bütün dünya helal olsun der.
Daha öncede belirtmiştim. Bu mücadelenin kazanılmasında olmazsa olmaz birinci şart; “Karar” vermektir.
Önce bu belanın yok edilmesine karar verilmelidir. Ondan sonrası kolay...
Dünyada böylesine rantabl bir terör organizasyonu yoktur herhalde.
Rant ağı o kadar geniş ki; hangi birini razı edeceksiniz?
Hangi biriyle mücadele edeceksiniz?
Olay öyle hale gelmiş ki; askeri rant, siyasi rant, maddi rant, psikolojik rant, konumsal güç rantı...
Ama birde, işin diğer yüzü var. Benim yiğitlerim her gün şehit oluyor. Kınalı kuzularım her gün Hak’kın rahmetine kavuşuyor. Benim analarımın gözyaşları dinmiyor. Aziz Türk milleti karalar bağlıyor.
Ama şu an güzel memleketimde uğraşılan konulara bir bakalım. Mahalli seçimler 6 ay önce olsun, milletvekili seçilme yaşı 18 olsun. Suriye’de Esat halkına zulmediyor, benim başım ağrıyor. 100 bin Suriyeliyi aldık bağrımıza bastık, besliyoruz. 28 Şubat’ı, 12 Eylül’ü sorguluyor, hesap soruyoruz. Devletin Emniyet Müdürü, terörist ölünce ağlıyor. Zam furyasının arkası kesilmiyor.
Bakın daha yeni bir üsteğmenim Hakkâri’de şehit oldu. Aslan gibi... Yakışıklı... Anasının kuzusu... 6 aylık yavrusu ile genç eşi arkada kaldı.
Daha ötesi var mı?
Ricciordone Efendi; gündemi gereksiz konularla meşgul etmeyelim isterseniz. Hadi artık şu terör belası için bir adım atın! Hadi hem Karayılan’ı hem de Fehman’ı alın gelin.
Göreceksiniz, Ankara’nın göbeğine bebek katili terörist başının resmini asanların, kudurmuş gibi cayır cayır bağıranların sesi öyle bir kesilecek ki süt dökmüş kediye dönecekler!
Öyle başka ülkelere falan da bel bağlamayın. Kendi göbeğimizi kendimiz keselim. Güç, gösteriş veya lafla olmaz; icraat ile olur.
Hadi sınırlarımızı kontrol altına alın. Hatta sınırın her iki tarafındaki 10 km alanda sizin izniniz olmadan kuş bile uçamasın. Bunu yaparsınız; ama yapmıyorsunuz! Neden yapmıyorsunuz buna da akıl ermiyor.
Öyle değil mi?
Neyse “Vatan Şairi” ve “Hürriyet Şairi” Namık Kemal ile yazıya noktayı koyalım:
GÜNÜN SÖZÜ
“- İnsan vatanı sever, çünkü hürriyeti, rahatı, hakkı vatan sayesinde kaimdir.”