İşte AKP"nin, Türkiye Cumhuriyeti"ni getirdiği son nokta...
Türkiye"de iktidar partisi A-KA-PE"nin genel başkan yardımcısı sıfatını taşıyan Van Milletvekili, eski Kültür ve Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, ötekileştirmeden dem vururken, bakınız 30 Ekim 2001 tarihinde kendi adına yayın yapan internet sitesinde şöyle buyuruyor:
-1923"te Cumhuriyet kurulurken, o günkü şartlarda belki hemen demokratik bir vasfa kavuşturulması zordu. Ancak bugün böyle bir zorluk ve mazeret mevcut değildir. Cumhuriyetimizi demokratikleştirmemiz gerekirken dogmatikleştirmememiz gerekiyor.
Ve, aynı Çelik 10 Ocak 2010 tarihinde diyor ki;
-Cumhuriyetle birlikte gayrimüslimleri, Kürtleri, Alevileri, köylüleri ve dindar insanları ötekileştirdik!
Adana"da söylenen ve tüm yurtta yankılanan bu sözler, eski Bakanın Demokrasi Kültürü konulu dersinden!
Ey Yüce Türk milleti, görüyorsunuz değil mi A-KA-PE zihniyetinin 2001"den 2010"a 9 yılda geldiği değişimini?
Çelik Beyefendi, aklınca Cumhuriyet"i karalayacak ya 1946 yılına kadar köylüleri Ankara"da Ulus ve Kızılay"a sokmayanları kılıf olarak alıyor ve Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ile özdeşleşen Cumhuriyetimize dil uzatıyor.
Hedef, kafaları iye karıştırmak!
Ama yağma yok!
Cumhuriyeti kendilerine maske edip Türkiye"yi yönetmeye talip olanların önce Atatürk"ün
Cumhuriyet anlayışını iyi ezberlemeleri gerekiyor.
İşte bu nedenle de Yüce Önderimizin Cumhuriyet ile ilgili sözlerini bir kere daha dikkatlerine sunmak istiyorum:
Türk milletinin karakterine ve adetlerine en uygun olan idare Cumhuriyet idaresidir. (1924)
Cumhuriyet rejimi demek demokrasi sistemiyle devlet şekli demektir. (1933)
Cumhuriyet yüksek ahlaki değer ve niteliklere dayanan bir idaredir. Cumhuriyet fazilettir. (1925)
Bugünkü hükümetimizin devlet teşkilatımızın doğrudan doğruya milletin kendi kendine kendiliğinden yaptığı bir devlet ve hükümet teşkilatıdır ki onun adı Cumhuriyettir. Artık hükümet ile millet arasında geçmişteki ayrılık kalmamıştır. Hükümet millet ve millet hükümettir. (1925)
Türk Milletinin tabiatına ve geleneklerine en uygun olan yönetim cumhuriyet yönetimidir
Cumhuriyet yeni ve sağlam esaslariyle Türk milletini emin ve sağlam bir istikbal yoluna koyduğu kadar asıl fikirlerde ve ruhlarda yarattığı güvenlik itibariyle büsbütün yeni bir hayatın müjdecisi olmuştur. 1936 (Atatürk'ün S.D. I S. 372)
Cumhuriyetimiz öyle zannolunduğu gibi zayıf değildir. Cumhuriyet bedava da kazanılmış değildir. Bunu elde etmek için kan döktük. Her tarafta kırmızı kanımızı akıttık. İcabında müesseselerimizi müdafaa için lâzım olanı yapmağa hazırız. 1923 (Atatürk'ün S.D. III S. 71)
Onlar kolaylıkla anlayacaklardır ki çürümüş bir hanedanın halife unvanıyla başının üstünden zerre kadar uzaklaşmasına imkân kalmayacak surette muhafazasının mecburî kılan bir devlet şeklinde cumhuriyet idaresi ilân olunsa bile onu yaşatmak mümkün değildir. 1927 (Nutuk II S. 831)
Bugünkü hükûmetimiz devlet teşkilâtımız doğrudan doğruya milletin kendi kendine kendiliğinden yaptığı bir devlet teşkilâtı ve hükûmettir ki onun ismi Cumhuriyettir. Artık hükûmet ile millet arasında mazideki ayrılık kalmamıştır. Hükümet millettir ve millet hükûmettir. Artık hükûmet ve hükûmet mensupları kendilerinin milletten ayrı olmadıklarını ve milletin efendi olduğunu tamamen anlamışlardır. 1925 (Atatürk'ün S.D. II S. 230)
Son senelerde milletimizin fiilen gösterdiği kabiliyet istidat idrak kendi hakkında kötü fikir besleyenlerin ne kadar gafil ve ne kadar tetkikten uzak görünüşe düşkün insanlar olduğunu pek güzel ispat etti. Milletimiz haiz olduğu özelliklerini ve liyakatini hükûmetinin yeni ismiyle medeniyet dünyasına daha çok kolaylıkla göstermeğe muvaffak olacaktır. Türkiye Cumhuriyeti cihanda işgal ettiği mevkiye lâyık olduğunu eserleriyle ispat edecektir.
Temeli büyük Türk milletinin ve onun kahraman evlâtlarından mürekkep büyük ordumuzun vicdanında akıl ve şuurunda kurulmuş olan Cumhuriyetimizin ve milletin ruhundan mülhem prensiplerimizin bir vücudun ortadan kaldırılması ile bozulabileceği fikrinde bulunanlar çok zayıf dimağlı bedbahtlardır. Bu gibi bedbahtların Cumhuriyetin adalet ve kudret pençesinde lâyık oldukları muameleye maruz kalmaktan başka nasipleri olmaz. Benim naçiz vücudum birgün elbet toprak olacaktır fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşıyacaktır. Ve Türk milleti emniyet ve saadetinin kefili olan prensiplerle medeniyet yolunda tereddütsüz yürümeğe devam edecektir. 1926 (Atatürk'ün S.D. III S. 80)
Cumhuriyet rejimi demek demokrasi sistemi ile devlet şekli demektir. Biz Cumhuriyeti kurduk o on yaşını doldururken demokrasinin bütün icaplarını sırası geldikçe uygulamaya koymalıdır. 1933 (Afetinan Atatürk Hakkında B. H. S. 251)
Cumhuriyet düşünce serbestliği taraftarıdır. Samimî ve meşru olmak şartiyle her fikre hürmet ederiz. Her kanaat bizce muhteremdir. Yalnız muarızlarımızın insaflı olması lâzımdır. 1923 (Atatürk'ün S.D. III S. 71).
Şimdi de Yüce Atatürk"ün 1 Mart 1922 tarihinde TBMM üçüncü toplanma yılı açış konuşmasından bir bölüm aktaralım:
-Türkiye"nin sahibi ve efendisi kimdir? Bunun cevabını derhal birlikte verelim: Türkiye"nin gerçek sahibi ve efendisi, gerçek üretici olan köylüdür.
O halde, herkesten çok refah, saadet ve servete layık olan köylüdür. Binaenaleyh, Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümetinin iktisadi siyaseti, bu temel hedefi gerçekleştirmektir.
Efendiler! Diyebilirim ki bugünkü felaket ve sefaletin tek nedeni bu gerçeğin gafili bulunmuş olmamızdır. Filhakika; yedi asırdan beri dünyanın çeşitli bölgelerine sevk ederek, kanlarını akıttığımız, kemiklerini topraklarında bıraktığımız ve yedi asırdan beri emeklerini ellerinden alıp israf eylediğimiz ve buna mukabil daima horlayarak karşılık verdiğimiz ve bunca fedakarlık ve ihsanlarına karşı nankörlük, küstahlık, zorbalıkla uşak derecesine indirmek istediğimiz bu asli sahibin huzurunda bugün büyük utanç ve saygı ile gerçek duruşumuzu alalım.
Efendiler! Milletimiz çiftçidir. Milletin çiftçilikteki mesaisini çağdaş iktisadi tedbirler ile azami ölçüye ulaştırmalıyız. Köylünün mesaisinin sonuçlarını ve faydalarını kendi menfaati lehine azami ölçüye vardırmak iktisadi siyasetimizin esas ruhudur.
Behey Çelik Efendi, Atatürk"ün Cumhuriyeti"nde Ulus"a ya da Kızılay"a sokulmayan Türk köylüsü bu mu?
Yazımızı yine Yüce Atatürk"ün sözleriyle tamamlayalım:
-Gelecek nesillerin Türkiye"de Cumhuriyetin ilanı günü ona en merhametsizce hücum edenlerin başında cumhuriyetçiyim iddiasında bulunanların yer aldığını görerek şaşıracaklarını asla farz etmeyiniz! Bilâkis Türkiye'nin münevver ve cumhuriyetçi çocukları böyle cumhuriyetçi geçinmiş olanların hakikî zihniyetlerini tahlil ve tesbitte hiç de tereddüde düşmeyeceklerdir.
Ve, son sözüm; anlaşılmayan bir şey var mı? Ötekileşen sizler misiniz yoksa...