Sahil Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
Ramazan 2015 06 Ağustos 2011 - 11:21 Yorum: 0

Oruç tutarken dikkat

Şan, üç ve daha fazla ilaç kullananların yanı sıra ara öğünde mutlaka ilaç alması gerekenlerin, kesinlikle oruç tutmamasını, aksi taktirde uzun süre aç ve susuz kalınmaya bağlı olarak ölümlerin yaşanabileceği uyarısında bulundu.

Oruç tutarken dikkat

BSK Metropark Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Şan, üç ve daha fazla ilaç kullananların yanı sıra ara öğünde mutlaka ilaç alması gerekenlerin, kesinlikle oruç tutmamasını, aksi taktirde uzun süre aç ve susuz kalınmaya bağlı olarak ölümlerin yaşanabileceği uyarısında bulundu.

Şan, sahurda hafif yiyeceklerle sıvı gıda alınmasını önerirken, iftaraysa çorba ya da hafif yemeklerle başlanıp, bol bol su tüketilmesini istedi.


Ramazan ayının, kalp rahatsızlığı bulunan ve durumu ciddi boyutta olanlar açısından oldukça riskli olduğuna dikkat çeken Şan, bu gruba dahil hastaların yanı sıra ölümcül risklere yol açabilecek hastalıklara sahip insanların, oruç tutmadan önce mutlaka hekime danışması gerektiğini vurguladı. Oruç tutan bir insanın, yaklaşık 16 saat boyunca aç ve susuz kaldığını hatırlatan Şan, "Üç ve daha fazla ilaç kullanan hastalarımızın yanı sıra ara öğünde mutlaka ilaç alması gerekenler, kesinlikle oruç tutmamalı. Kalp yetersizliği adını verdiğimiz koroner arter hastalarının yanı sıra tansiyonu birden fazla ilaçla kontrol altına alınabilen veya ritim bozukluğu olan hastalarımız kesinlikle oruç tutmamalı" dedi.

"16 SAATLİK SUSUZLUK DAMAR TIKANIKLIĞINA NEDEN OLABİLİR"


Ağır bir hastalığı olan bireyin, oruç tutup tutmayacağını mutlaka hekimine danışması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Şan, aksi halde çok ciddi sonuçların doğabileceği uyarısında bulundu. Şan, "Kalp yetersizliği olan bir insanın, 16 saatlik 'susuz' bir süreci kapsayan dönemde damar tıkanıklığı gibi bir durumla karşı karşıya kalabilir. Bu durum da ölümlere neden olabilir" ifadesini kullandı.


Şan, tüm bu olumsuz durumlara rağmen yine de oruç tutmaya karar veren hastaların, olası bir komplikasyon durumunda doktora gidinceye kadar olan süreçte ne yapacağını bilmediğinin altını çizdi. Bu tür bir durumda ne yapılması gerektiği konusunda da bilgiler veren Şan, oruç tutarken rahatsızlanan kalp hastalarının, doktora giderken mutlaka eski raporlarını mutlaka yanına alması önerisinde bulundu.

"HASTA KENDİSİYLE İLGİLİ HAZIRLANAN RAPORU TAM OLARAK BİLMİYOR"


"Hasta tıbbi terimlerin ne anlama geldiğini tam olarak bilmediği gibi söz konusu raporlarda ne olduğunu da doğal olarak bilmiyor" diyen Şan, "Bu nedenle hasta, doktora giderken eski raporlarını ya da tıbbi bir yazıyı mutlaka yanında götürmeli. Bunun yanında kullandığı ilaçları kutusuyla birlikte başvurduğu doktora mutlaka göstermeli. Çünkü birçok insan kullandığı ilacın ismini biliyor ancak ilacın dozunu hatırlayamıyor. Aksi takdirde hastanın durumunun ne olduğunu, daha önce ne tür bir tedavi uygulanıp, hangi ilaçları kullandığını bilmiyoruz. Bu da hastanın yeniden tetkik edilmesini gerektiriyor. Bakıyorsunuz hastanın çok basit bir ilacı var, ancak kullanılan doz bilinmediği için tekrar tetkik yapıyorsunuz. Bu da hem zaman kaybı, hem de kaynak israfı anlamına geliyor" diye konuştu.

"HASTALARA DEĞİL HASTALIKLARA ÖZEL BİR YAKLAŞIM VAR"


Koroner arter hastalarının, oruç tutması halinde ağrıları artabileceği gibi kalp yetersizliği olan hastalarınsa oruç tutması durumunda; uzun süreli susuz kalmaya bağlı olarak hastalıklarının kontrolünün güçleştiğini anlatan Mustafa Şan, tansiyon hastalarınınsa oruç tutmasıyla birlikte tansiyonlarının çok fazla düştüğünü, bu nedenle de kullanılan ilaçların dozunun azaltılması gerektiğini söyledi. Hastalara değil, hastalıklara özel bir yaklaşım olduğunu ifade eden Şan, "Çünkü her hastalığın bir derecesi var. Kişi, koroner arter hastasıdır ancak tek bir ilaçla tedavisini sürdürebilir. Buna rağmen oruç tutamayacak birçok hastamız var. Günde bir ya da iki ilaç kullananlar, söz konusu ilaçların birini sahurda, diğerini de iftarda kullanır ve gün içinde ağır işler ya da ağır sporlar yapmaz ve kendine dikkat ederse oruç tutmasında herhangi bir sakınca da olmaz" yorumunda bulundu.

"İFTARA ÇORBA VE HAFİF YİYECEKLERLE BAŞLANIP BOL BOL SIVI ALINMALI"


Kalp rahatsızlığı olan hastaların, sahurda hafif yemeklerle birlikte sıvı gıda almasını tavsiye ettiklerini belirten Şan, aynı hastaların iftardaysa çorba ya da hafif yiyeceklerle orucunu açması, 2 saatlik bir zaman diliminin ardından da sebze yemeğinin yanı sıra çok ağır, yağlı ve baharatlı olmayan yemek yemesini önerirken, gece boyunca mümkün olduğunca 1-1.5 litre sıvı tüketilmesini istedi. Sadece bu tür rahatsızlığı bulunan hastalar için değil, tüm insanlar için suyun hayati önem taşıdığını kaydeden Şan, günlük ortalama bir litrenin altında sıvı tüketilmesinin, vücut açısından risk oluşturduğunu ve su tüketiminin 1-1.5 litrenin altına düşmemesi gerektiğini belirtti.

Oruç tutan ve kalp rahatsızlığı bulunanların, gerekmedikçe güneşe çıkmamasını isteyen Şan, eğer çıkılacaksa da geniş ve bol elbiseler tercih edilmesi, başa da mutlaka şapka takılması gerektiğinin altını çizdi.

Malatya Haber
Malatya Haber
Malatya Haber
Malatya Güncel Haber
casino siteleri