26 Şubat’tı Hocalı’da feryatların arşa karıştığı tarih...
20 yıl geride kalmıştı Ermeni-Rus işbirliğiyle gerçekleştirilen soykırımın ardından...
600’ü aşkın Azeri Türk’ü çoluk çocuk demeden hunharca katledilmişlerdi işgal edilen Dağlık Karabağ’ın Hocalı elinde...
bugüne kadar o günleri hatırlama adına düzenlenen yürüyüşler, mitingler bu defa olduğu gibi ses getirmemişti.
Dünyada adeta Türk seli olmuştu. Dünya, Hocalı için inlerken Türk’e düşman olanlar titremişti korkudan...
Meydanlar, sokaklar doldu taşmıştı. Tıpkı Taksim’de olduğu gibi...
Taksim’de ay yıldızın şahlanışı vardı; kızıl bayraklar ise yoktu!
Bütün dünya, Türk’ün sesini duydu.
Sloganlar arasında pankartlar yarışıyordu Taksim mitinginde...
Erler alanlarda “Ermeni Soykırımı” için bir aradaydı!
Meydanda, “Hepimiz Ermeniyiz” sloganı atan yoktu...
Türk Milletine kafa tutmaya çalışanlara “Hepimiz Türküz” diye haykırıyordu meydanlarda...
Türk’e dil uzatan vatan hainlerine karşı meydan “Ne mutlu Türküm diyene” diye haykırıyordu.
Türk’ün tükenmediğini, başta Taksim Meydanı olmak üzere pek çok Anadolu kentinde bir araya gelen yüz binler gösteriyordu.
Meydanlardaki pankartlar ve sloganlar şöyleydi:
“-Tek millet iki devlet, Hocalı'ya adalet…”
“-Ermeni yalanına son...”
“-Karabağ bizimdir, bizim olacak...”
“-Bir millet iki devlet...”
“-Ermeni yalanına sessiz kalma...”
“-Bir gece ansızın gelebiliriz...”
“-Mademki hepiniz Ermenisiniz Hocalı’nın hesabını vermelisiniz!”
Anlaşılıyor ki hepisi Ermeni olanlar son pankarta çok içerlemişlerdi...
Bunu Türk’ün sesinin yükseldiği muhteşem mitinglerin hemen ertesi gün malum basında görmek mümkündü...
Türk gazeteleri, birinci sayfalarından cılız başlıklarla duyuruyordu muhteşem gürleyişi...
Ama bir sloganın arkasına saklanıp mitingi gölgelemek isteyen malum basın da olanca kinini kusuyordu...
Biri, “Irkçı nefret yürüyüşü” başlığını atarken bir diğeri yürüyüşün nefret söyleminin gölgesinde kaldığını iddia ediyordu.
Bir başka gazete ise Hocalı kurbanlarını anma mitinginin Ermenileri hedef gösteren ırkçı gösteriye dönüştüğü hezeyanındaydı.
Ne yazık ki bunları yazan Türk gazeteleri idi...
Öyle ya o pankarta takmıştı bu gazeteler...
Hedef belliydi; muhteşem bir gürleyiş o pankartın gölgesinde kalsın istiyorlardı!
Sözün özü bu kez de Mustafa Kemal Atatürk’ten:
“-Taş kırılır tunç erir ama Türklük ebedidir!”