Hür iradenin, özgürlüğünü doya doya tatmanın hazzıyla Yusuf Has Hacip’in şu sözleri ile bugünkü yazıma giriş yapayım:
"- Küçük çocuğa bak, ona akıl ulaşacaktır; fakat yaşı gelmedikçe, kalemler yürümez!
İnsan bilgisiz doğar ve yaşadıkça öğrenir; bilgi sahibi olunca, her işinde muvaffak olur.
Bir memleketi kılıç ile derhal ele geçirmek mümkündür; fakat kalem olmayınca, insan onu elinde tutamaz.”
Dünden bugüne öğütler... Elbette tutana...
Neden bu haldeyiz; yukarıdaki sözleri sorguladığımızda apaçık ortaya çıkıyor...
Gelelim başlığımıza...
Nasıl haber ama dedik ya nedir bu haber? Peki neymiş bende kalması gereken şey...
Ne 14 Aralık operasyonu, ne örtülmek istenen 17-25 Aralık fecaati; bu haber Diyanet’in patronuna alınan lüks makam aracı...
Şöyle bir gezindik basına yansıyan haber üzerine lüks özentisi olanlara... Meğer gerçekten de üst bürokratların ideali ve hayali bir araçmış bre...
Evet; Diyanet İşleri Başkanlığı’na alınan lüks makam aracıyla ilgili haber, Türkiye gündemine bomba gibi düştü.
Bir zatı muhteremin lüks makam aracı kamuoyuna yansıyınca Türkiye her şeyi unuttu, bu habere dikkat kesildi. Ellerine sağlık bu haberi deşifre edenlerin!
Tepkiler... Tepkiler... Ama bir adres var ki; su pus! AKP ve hükümet cenahı...
Yazık!
Haberler üzerine Diyanet’ten açıklama üzerine açıklama… Havuz medyasından da sıkıyönetim bildirileri gibi çarşaf çarşaf yayınlar geldi.
İlk gün açıklama; lüks makam aracının Diyanet Vakfından değil de Hazine kaynaklı olduğu yönünde idi...
Yetinmediler; 15 maddelik bir bildiri daha yayınladılar!
Bildirinin 8. maddesinde dikkat çeken bir cümleye dikkat çekmek istiyorum:
“...bütçeyle tahsis edilen ödenekten 350.000 TL’yi Başkanlık Makamına tahsis edilecek otomobil için kullanmak üzere Maliye Bakanlığından izin talep edilmiş, Maliye Bakanlığı Makamı söz konusu talebi yerinde bularak gerekli harcama iznini vermiştir. Bununla birlikte söz konusu aracın satın alma bedeli Maliye Bakanlığından alınan iznin de altında, 322.000 TL olarak gerçekleşmiştir.”
Çok güldüm çok! Ben de herkes de... Araştıranlar hemen görecektir; gerçeği...
Söz konusu şirketin internet sitesine girdiğinizde rakamlar ortalık yerde...
S 500 Long 877.600 TL...
S 500 4MATIC Long 909.300 TL...
S 500 4MATIC Coupé 985.000 TL
Bir savunma daha... S 500’lerin maliyet fiyatı vergiler hariç 322 bin TL imiş! Gerçek fiyat dedikleri 985.000 lira vergi cenneti Türkiye’nin insanlarına kazığıymış!
Bu bilgi üzerine ben diyorum ki, söz konusu firma tez elden fiyatlarının ne olduğunu açıklamalı; haber kirliliğine yer vermemelidir.
Lüks makam aracı haberini paralel modasına uyduranlara da gülüp geçtim! Neden mi güldüm; o da bende kalsın!
Bu arada Hürriyet Gazetesi’nin Ankara Temsilcisi Deniz Zeyrek’in örnek tavrını kutlamayı da borç biliyorum. Malum faturanın nereden olduğu açıklanmayınca Diyanet Vakfı iddiası ortada kaldı. Ama bu lüks tutkunun ederinin de 985.000 TL olduğu gün gibi ortaya saçıldı.
Ancak söz konusu gazetenin yayınladığı habere ilk gün gelen binlerce yorumu sansürlemesini ve yeni haberine de yorum yazılmasına izin vermemesine bir emektar basın mensubu olarak anlam veremediğimi ifade ediyorum.
Ama acı gerçeğimiz şu!
Basın, paraya doymayan iş adamlarının eline geçtiği gün özgürlüğünü kaybetti!
Son sözüm bir vasiyet niteliğinde! Her Türk insanının bu keyfi düzeni sorgulama adına yapacağı yasal bir şey mutlaka olmalıdır!