Sosyal ve görsel medyada kaleme aldığımız her yazı da kimi zaman takdir edilir kimi zaman ise ağır eleştirilerin muhattabı oluruz. Kendi şahsıma her yazıma yapılan eleştiri ve takdir de başımın tacıdır. Yalnız bazı kesimler var ki; onlara verdiğim rahatsızlıktan ötürü gayet mutlu olduğumu ifade etmek istiyorum. Bazen hayatta başarılı olmak için bedel ödemek gerektiğine inananlardanım.
Bir davayı savunuyor ve inanmışsam gözüm hiçbir şeyi görmez. Allah'tan başka kimseye de eyvallahım olmaz. Liderime ve devletime olan sevgime de hiçbir güç engel olamaz.
Bazı kesimler istiyor ki susalım, doğruları konuşmayalım, 84 milyon halkın oyu ile seçilmiş devlet liderimize sahip çıkmayalım. 20 yıl boyunca yapılan hizmetleri, devasa eserleri görmeyelim. Tabii bir yandan haklılık payları yok değil. Geçmişten bu güne, sürekli heykel ile gündeme gelenlerin bunca yatırımı sahiplenmesi, alışması pek de kolay olmuyor.
Bugün siz değerli okuyucularıma "Recep Tayyip Erdoğan'ın " mimarı olduğu, gözle görülen hizmetlerini anlatmayacağım. Bilenler zaten biliyor, çekemeyenler ise duymak istemiyor. Bildiğim tek bir şey var ise bu hayatta; 'Erdoğan' giderse inanın bir çok şeyi mumla arayacağımızdır.
Şahsını seversiniz sevmezsiniz,
Oy verir vermezsiniz,
Sahiplenir sahiplenmezsiniz,
Onu bilemem ama "İyi ki Varsın Erdoğan" dememiz inanın boşuna değil. Daha düne kadar Doğu ve Güneydoğu illerimizde şehit haberleri gelir iken; bugün hiçbir ilimizde tek bir şehit haberi yok. Hain terör örgütleri halkımıza artık kurşun sıkamıyor, şehirlerimizde bombalar patlatamıyor, insanlar rahat bir şekilde ailesi ile gezebiliyorlar.
Hangi ülkede şuan böyle bir durum söz konusu ve hangi lider bunu yapabiliyor? 28 Şubat sürecinde başörtülü bacılarımız okullardan atılırken, ceza evine konulurken; bugün vali, belediye başkanı, muhtar oluyor ise durup düşünmemiz lazım.
Keza aynı şekilde herkes özgürce giyenebiliyorsa ve kardeşçe yaşayabiliyor ise bunu da ayrıca değerlendirmek gerektiğine inananlardanım. Etnik kökeni ve kimliği her ne olursa olsun; ülkemizde her kesimin artık güvenli bir şekilde yaşadığı bir Türkiye gerçeğini kabullenmek lazım.
Peki bunların tamamını kim yapıyor?
Bir lider düşünün:
Ülkesinde deprem oluyor, sel oluyor, çığ düşüyor, orman yanıyor bölgeye gidip devletin bütün imkanlarını seferber ediyor. Şehit haberi duyulur duyulmaz, hemen bölgeye intikal edip şehidimizin tabutunu omzuna alıyor, cenaze namazını kılıyor aile ile beraber gözyaşı döküp acısını paylaşıyor. Yeri geliyor bir bakmışsınız toplantılarını iptal ederek yoksulun, esnafın, çiftçinin sofrasına misafir oluyor. Torunları ve çocukları ile vakit geçirmek var iken; bir bakmışsınız gençler ile oturuyor, muhabbet ediyor, sorunlarını dinliyor, türkülerine eşlik ediyor, beraber gülüp beraber hüzünleniyor. Ülkesine yönelik her türlü tehdit girişimini bertaraf ederek; halkı ile canı pahasına darbelere meydan okuyor. Vatanını, milletini, devletini asla yalnız bırakmıyor.
Böylesine bir lideri kim sevmez ve gurur duymaz. İnanın başka ülkelerde bunu anlatsanız inanmazlar. Bizler hem inanıyor hemde görüyoruz ki; Allah'a hamd olsun böyle bir liderimiz var!
Göründüğü gibi olan, gücünü milletten alan,
"Recep Tayyip Erdoğan dediğimiz bir Reis-i Cumhurumuz var!"
Her şey bir yana haklı davasında susmayan, dünyaya meydan okuyan, adam gibi adam Türkiye sevdalısı bir dünya liderimiz var. Ülke olarak birçok ekonomik sıkıntılarımızın ve sorunlarımızın olduğu şu günlerde gelin sağ duyulu davranalım. Yapılan oyunlara, algı operasyonlarına kesinlikle gelmeyelim. Liderimiz ve devletimiz herşeyin üstesinden gelecek kadar güçlüdür. Düşman bir taraftan ülkemizi kuşatmaya çalışır iken her taraf ateş çemberine bürünmüş bir belirsiz hakimken liderimize sahip çıkalım.
Neden mi Erdoğan!
Bugün lideri olmayan ülkelerin ahvalini görüyoruz. Devlet liderleri vatandır, liderin giderse vatan gider.
Liderine sahip çık Türkiye!
Yüreği vatanı, devleti, ezanı, al yıldızlı bayrağı ve lideri için atan herkese selam olsun.