12 Haziran 2011 günü yapılacak olan Milletvekili Genel Seçimleri için Devlet Memurluğu görevinden kendi istekleri ile istifa ederek sempati duydukları siyasi partilerden aday adayı oldu bir çoğu.
Aday adaylığı süreci tamamlandı, adaylıkları söz konusu olamayacağı kesinleşen müdürlerden bazıları yeniden görev yerlerine döndü diğerleri de dönecek, ama bugün ama yarın.
Tarafsız olabilecekler mi göreceğiz…
Benim düşüncelerime göre taraf tutacaklar hangi tarafı derseniz ‘kendi’ taraflarını tutacaklarından şüphem yok.
Taraf derken sempati duyduğu parti tarafı değil şahsi tarafını tutacaktır.
Bilindiği gibi aday adaylarından birçoğu devlet memuru idi.
Devlet memuru maaşı belli (bende biliyorum eşim devlet memuru) emekli oldukları zaman alacakları ikramiyeden çok masraf ettiler.
Malum afiş yaptırmak, bilboard, megaboard, gazete ve internet reklamları yüklü fatura karşılığında yapıldı.
Yani bu masrafı Devlet Memuru Maaşı ile karşılamak imkansız.
Bu masrafları bir türlü çıkartmak gerekecek…
Kimseyi şimdiden suçlamak istemiyorum ama görünen köy de klavuz istemez.
Onbinlerce el ilanı, binlerce afiş onlarca metrekarelerce büyük afişlerin bir bedeli var, bir çoğunun maliyetini çok iyi biliyorum. Hiçbir matbaa hiçbir reklamcı babasının hayrına yapmadı bunları.
Reklamcılara verilen ’HATIR’ çeklerinden çoğu ödenmedi(!)
Kimileri hatır çeki verdi, kimileri ‘şayet milletvekili olursa’ mantığı ile tamamen duygusal destek oldu.
Ama olmadı.
Devlet Büyüklerime naçizane teklifim var, şayet dikkate alırlarsa 12 Haziran 2011 Genel Seçimleri öncesi yetkili konumda olanları İŞ BAŞI YAPTIRMASINLAR, aksi halde seçime gölge düşer.
Seçim öncesi birbiri aleyhine yapılacak propagandalarda Devlet Memurları malzeme olsun istemiyorum.
İlla ki iş başı yapmaları da gerekiyorsa, başka şehirlerde görevlendirilsinler.
Nefis ile hesap yapıp, kusurlarını görüp, cezâ verilmez ise, cesaret bulur, şımarır. Kendisi ile başa çıkılamaz.
Evet yukarıda ki cümle Ulvi bir zata aittir. Mekanı Cennet olsun. Ne güzel söz etmiş.
Hepimiz insanız ‘NEFİS’ sahibiyiz.