Ne İşe yarıyorlar
Yazıma son yazacağım satırları başlık olarak yazmayı uygun gördüm.
Gündemimizi bir haftadır kayısı daha doğrusu kayısı ağaçlarında çiçek zamanında don afetinin yaşanması doldurdu.
Hemen, hemen üstüne vazife olanda olmayanda konuştu konuşmaya da devam edecekler, bunu fırsat bilip bende bazı bildiklerimi yazarken bazılarını da düşünmeye ardından da üstüne vazife olanlardan iddialarıma cevap vermesini isteyeceğim.
Don bilimsel açıdan ya da bildiğimim kadarı ile doğal afet.
Don kış aylarında, tabiat gereği yaşanması normal bir olay. Bunu okuyan okumayan çiftçisinden okumuş bilim adamlarına göre de bu bir gerçek.
Kış aylarında yaşanması ihtimali de çok yüksek.
Hele, hele ilimizin coğrafik yapısına göre de her kış yaşanması gereken tabiat olayı.
Peki, Malatya"da ne zaman olur bu don olayları, kış mevsimi yaşanan kasım ayından mart sonuna hatta Nisan ayı ortalarına kadar. Bu da bilinen ve de yaşanan bir gerçek.
İstemem böyle bir olayın yaşanmasını, daha doğrusu Allah"ım hiçbir felaketi yaşatmasın, bu tür felaketler ardında her zaman derin iz bırakır.
Her ne kadar don olayından Kayısı üreticisi zarar görmüşçesine feryat figan edilse de, bu don olayından etkilen birçok sektör daha oldu.
Gübre satıcısı, tarımsal ilaç satıcısı, kayısı hasat zamanı çalışan mevsimlik işçi, Şıra Pazarı esnafı, hamalı, paketleme işçisi (fabrikaları), tüm umudunu kayısı hasat zamanına adamış kişiler bu DON afetinden etkilendi.
Elimize ulaşan bilgiler doğrultusunda, kayısı bahçesinde don olayını görüntüleyen bir okuyucumuz, oda sırf haberleri yayınladığımızda fotoğraf olmadığını fark ederek kendi çektiği resimleri bize ulaştırmasından dolayı fark edebildik.
Hal böyle iken kim feryat ediyor?
Peki, asıl mağdurlar neden sessiz, kim bunların sesi?
Herkes. Evet ağzı olan herkes, üretici hariç konuşuyor.
Peki, neden üretici değil de ağzı olan konuşuyor?
Umut, evet üretici umudunu seçtiğini sandığı kişilere bağlamışta o nedenle susuyor ve bekliyor seçtiği, muhtarı, oda başkanı, bağlı bulunduğu belediye başkanı, sivil toplum örgüt temsilcileri, oda başkanları, borsa başkanı ve milletvekili hakkını savunsun diye susuyor onlarda yalnızca konuşuyor.
Peki onlar konuşuyor mu?
Evet, Onlar yalnızca konuşuyorlar.
Ciddi bir adım attıkları yok.
Yukarıda saydığımız Çiftçinin umudu olmuş herkes konuşuyor.
Sonuç alınabilinir mi?
Bence evet, bu yıl yaşanan afet için destek alırlar.
Peki ya önümüzde ki yıl yaşanması kuvvetle muhtemel afetler (don, dolu vb) afetler için ne yapmalı diye düşünen ve şimdiden önemlini almayı düşünen olacak mı?
HAYIR(!)
Sene yine konuşması gerekenlerin konuşması için konu lazım hele, hele 2011 yılı seçim yılı siyasilerimiz tüm sorunları bu yıl çözümlerse seçim öncesi nasıl ve neyi konuşacaklar.
Tek bu nedenle olsa dahi, konuşması gerekenler hiç kimse önümüzde ki yıllarda afetlere karşı ne gibi önlemler almalı mevzusunu gündeme getirmez ve getirmedikleri gibi pas geçerler.
TARSİM denen kuruluş bile bu konuda herhangi ciddi bir atılım gerçekleştirmez, onlarda bu konuşma furyasında mikrofon uzatıldıkça ya da mikrofon uzatılması için ortam yaratma gayretinde olurlar.
Şimdi diyeceksiniz ki bu suçlama niye?
Bu konuyu çok kısa yani bir cümle ile izah edersem yeterli olur: TARSİM Genel Müdür yardımcısı Malatyalı 2007 de AK Parti"den Milletvekili aday adayı idi, 2011 de aday adayı olacağı için elinde proje olması (sorun=çözüm) gerekir.
TARSİM"in il yapısına da bakarsanız bu çok daha net anlaşılır.
Gelelim kayısı üreticisinin sözcüsü savunucusu konusunda yaptırımı olması gerekirden yalnız ve yalnızca konuşanlara:
Ziraat Odası başkanı: Tabi afetlere karşı ne gibi önlemler aldı? (Basına yansımış sadece muhalif konuşmalar harici hiçbir şey.) Bilim Adamı yetiştiren İnönü Üniversitesinden ya da daha başka hangi kurumla istişareye girdi afetlere karşı önlem için, ben duymadım görmedim.
Ticaret Borsası: Kayısı satışından elde ettiği gelirlerle nasıl bir proje üretti tabi afetlerde üreticinin emrine amade edebilmek için. Kayısı satışından elde ettiği paralarla ne gibi bir görev yerine getirdi?
Yıllardır, kayısı ihracatından kayısı tanıtımı için gümrüklerde kesilen binde 3"lük gelir kim tarafından alındı ve nerelerde kullanıldı? Bu tür bir glirin olduğunu bilen var mı bilmem ama bu tür paraların yıllardır kesildiğini ve ihracatçı birliklerde toplandığını biliyorum.
Akıbeti mi (?)
Meçhul. Belki de kayısı tanıtımı için ihracatçıdan kesilen para fındık için beklide Antep Fıstığı tanıtımı için kullanıldı veya kullanılmak (!) üzere.
Evet, yazıma yaptığım başlığı yineliyorum: Kayısı üreticisini afetten korumak ve afet sonrası desteklemek için devletten bekleyenler ve kayısı üreticisi yanında gözükmek için çığırtkanlık yapanlar Ne İşe yarıyorlar?
Saygılarımla