Sahil Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
Ramazan Durmuş

MASTÖB ve Malatya gerçeği

14 Aralık 2009 - 11:33 Yorum: 11

Sivil toplum kuruluşlarında Malatya"nın başarısızlığını sürekli vurguluyorum. Dün de bu gün de bu konudaki iddiam şudur:

Malatyalı kucaklaşamıyor.

İstanbul"da gerçekleştirilen Malatya Sivil Toplum Örgütleri Birliği Derneği (MASTÖB) olağanüstü kongresi de bu iddiamı bir kere daha ispatladı.

Evet, Malatyalı tek tek bir yerlerde olabilir ama örgütlü olarak hiçbir yerde yoktur!

Bu yazıyı bir dertleşme olarak kabul ederek biraz uzun tutmak istiyorum. Yazıma da her göz atan Malatyalı"nın mutlaka bir yorum bırakmasını da özellikle istirham ediyorum.

Günlerden Cuma, MASTÖB Ankara Şubesi olarak Başkan Bahattin Atila, Yönetim Kurulu üyeleri olarak Lütfi Özbay, Sinan Altınsu"yu ve ben yola koyuluyoruz. Yol gardaşlığımızda bir yiğit Malatyalı daha var. Namık Hakan Durhan.

Akşamı Florya"da geçiriyoruz. İstanbul"un sabahına gözlerimizi bir başka açıyoruz. Eeee, Florya"da olup da Atatürk"ü hatırlamamak, O"na koşmamak olur mu? Yüce Türk"ün hayatının son yıllarına yaşadığı sahilden 60-70 metre ileride kazıklar üzerindeki köşkü ziyarete gidiyoruz.

Gördüklerimiz Türk"ün Atası Sarı Paşa"nın sadeliğini ve şıklığını gözler önüne seriyor. Atamızı dualarla yadederek kongrenin yapıldığı lüks otele doğru yol alıyoruz. 

Otelin girişindeki görevlilerin karşılaması, kongrenin yapılacağı salona çıkışımızdaki gördüklerimiz muhteşem...

Masalarda İstanbul"da fert fert ele aldığımızda hepsi birer armada olan Malatyalı isimleri görmenin sevincini yaşıyorum. İstanbul"dan uzakta memur kenti Ankara"dan gelen misafirler olarak gösterilen ilgi için söyleyecek sözümüz yok.

MASTÖB Ankara Şubesi"nin oturduğu masada İstanbul"dan isimler de bulunuyor. Malatya"nın eğitim gönüllülerinden hayırsever insan Abdülkadir Eriş Beyefendi ile yan yana oturmanın gururu ile ilk defa karşılaştığım hemşehrilerimle alelacele tanışmaya çalışıyorum. Naim Büyükduman, Bilgin Akbal, Mehmet Ünal ve diğerleri ile aynı masada olmanın avantajı ile kısa sürede kaynaşıyoruz.

Başkanımız Bahattin Atila, ilk defa geldiğimden beni, yüzleri aşina ama isimlerini bilmediğim kıymetli hemşehrilerimizle tanıştırıyor. Sıra Muammer Şahin"e geldiğinde işin şekli de değişiyor. Doğanşehirli olduğum için kucaklayan Sayın Şahin, Polatlı olduğum için ikinci kez kucaklıyor. Babam rahmetli Papak Ali Durmuş"u çok iyi bildiği için O"nun oğlu olduğumu söylediğimde üçüncü defa kucaklanıyorum.

Artık olağanüstü kongre başlamak üzere... Ev sahipliği heyecanı ile vedaya hazırlanan Başkan Hikmet Tanrıverdi o masadan o masaya koşturuyor. Görevi devralmaya hazırlanan Celal Karahan da aynı heyecanla koşturuyor.

Sağda solda medya arıyorum kısık gözlerle... Öyle ya bu kadar ünlü Malatyalı bir arada ise mutlaka tanıdık medya mensupları vardır ya da Malatya Eğitim Vakfı"nın anlı şanlı medya listesindekilerden birkaç kişi bu güzide kongreye ilgi göstermişlerdir diye düşünüyorum. Ama hayal kırıklığı! Ne bir flaş patlıyor ne de bir kamera ışığı süzülüyor!

Ve, bir anons… Divan Başkanı Sayın Abdülkadir Eriş"tir lutfen kongreyi açıyoruz. Herkes şaşkın, sayın Eriş Beyefendi itiraz ediyor. Böyle kongre açılışı mı olur? Böyle divan başkanı seçimi mi yapılır?

En başta dedik ya fert fert çok başarılıyız! Ama örgütlü olarak yerlerde sürünüyoruz ama farkında değiliz! Bulunduğumuz masada MATSÖB"ü bir işadamı derneği olarak tanımlayanları da görünce örgüt acemiliğimizin şekli iyice ortaya çıkıyor. Bu hengame içinde Malatya"nın eğitim gönüllüsü Abdulkedir Eriş Beyefendi, Divan Başkanı olarak acemiliklerle dolu kongreye ağırlığını koyuyor.

Kongrede yapılan konuşmaları burada tekrarlamayacağım. İlgili haberimiz Malatya"nın nabzının attığı www.malatyaguncel.com"da geniş geniş yer aldı. Ama kongrenin perde arkasını sizlerle paylaşmaya devam edelim:

2003"te ilk harçlarının atıldığı MASTÖB"ün 2006"da kurucu başkanlığını yapan Sayın Ahmet Karaaslan"dan görevi devralan ve 18 ay başkanlık yapan Sayın Hikmet Tanrıverdi, konuşmalarında kaynaşamamanın sıkıntılarının ipuçlarını verdi. 700 binin üzerinde Malatyalı"nın yaşadığı söylenen İstanbul"da 15 bin kişiyi buluşturamamanın hayal kırıklığını da açık açık dile getiren Tanrıverdi"nin halefi, zaten kuruluşundan bu yana MASTÖB"ün içinde olan Başkan Celal Karahan ise bu sıkıntıların farkında olarak yepyeni bir dönemin sinyallerini verdi.

Umuyorum MASTÖB"de bu taze başlangıc Malatya"nın diğer derneklerinde de yaşanır. Hiç olmazsa burs burs diye kapıda kuyruk olan öğrencilerimizin sesine kulak verenler ortaya çıkar.

Bu arada Malatyalı 200"e yakın derneğinin yöneticilerinin buluştuğu MASTÖB"de biraz Doğanşehirlilik ya da Polatlılık da yapamadan geçemeyeceğim. Her ilçemizin her beldemizin, her köyümüzün ismini duyarken Polat"ın ve Doğanşehir"in ismini duyamayınca “Vah Doğanşehir, vah Polat” dedim. Bu durumu sayın Muammer Şahin ile konuşayım istedim ama kendisi kongreden erken ayrılınca bu arzumu da gerçekleştiremedim.

Yazımı kongrenin dilek ve temenniler bölümündeki konuşmalardan özetlerle tamamlamak istiyorum.

“…Dernek Malatya"yı kucaklayamadı!..”

“Güç kaybı artıyor. Etkin ve otoriter birliktelik lazım…”

“Tez ve projelerle somut adımlar atılmalıdır…”

“Her zaman sahada olmalıyız…”

“Tabela derneği olmayalım…”

“Küçük derneklerin sorunları dinlenmeli. Tabana inilmeli. Böyle giderse hiçbir şey olmaz..”

“…Ekonomisiz iş olmuyor. Ellerimizi cebimize atmalıyız. Malatyalı"nın heyecanı bitti mi, bunu sorgulayalım…”

“…Bireysel olarak başarılıyız. Ama kolektif olarak yokuz. MASTÖB"e koordinatör olmak yönünde büyük görev düşüyor.”

“…Ortak aklı bir araya getirmeliyiz. İletişim ve zaman çok önemli…”

İşte MASTÖB… İşte Malatya gerçeği…

Yazımı Ankara Şubesi"nin Malatya"da gerçekleştirmek için çırpındığı MASTÖB Merkezi"nin temelinin atılacağı günlerin çok kısa olması dileğiyle noktalıyor; değerli Başkan Celal Karahan ve yönetimine Malatya"yı yeniden şahlandırmak adına yapacakları tarihi görevde başarılar diliyorum.   

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI