Bu başarıyı, başarının sırrını ve kriterlerini; bir araya geldiğimiz bir kahvaltıda grubun CEO'su Muzaffer Yıldırım anlattı. Yıldırım, yakaladıkları başarıyı şöyle özetledi: "Biz Şampiyonlar Ligi Kupası'nı aldık!" Evet, Mars'ın aldığı ödül; 11 senedir tüm Avrupa'yı kapsayan ve bir adım daha ötesi olmayan bir başarının sembolü... Dünyada, 'sinema endüstrisi' adı altında toplanan iki grup var.

Bunlardan biri ve en önemlisi de; 'Uluslararası Yılın Sinema Grubu' ödülünü veren Cine Europe... Neden en önemlisi? Çünkü en kapsamlı değerlendirmeyi bu grup yapıyor. Cine Europe; her sene sinema sektörüne hizmet veren şirketleri mercek altına alıp sektöre yaptıkları katkıyı, sinema salonlarının en yüksek standartları sağlayıp sağlamadığını ve yaptıkları sinema yatırımlarını inceliyor. Sonucunda da başarılı bulduğu bir şirketi ödüllendiriyor.

Cine Europe, son yıllarda büyük bir yükseliş gösteren Mars Group'u görmezden gelememiş. Çünkü yıllık 100 milyon Euro yatırım yapan bir şirketten bahsediyoruz. Bu yatırımın 50 milyon lirası sinema sektörüne... Önümüzdeki sene yine sinema sektörüne yapılması düşünülen yatırım ise 80 milyon lira. Dolayısıyla bir sinema salonu zinciri sahibinin, görüp görebileceği en büyük ödül bu... Muzaffer Yıldırım bu ödülün kendileri için önemini ise şöyle açıklıyor: "Hep hayallerimi süsleyen bir ödüldü ve bir kademe daha üstü yok!"

CEO'DAN TÜYOLAR
Yıldırım'dan yapımcılara tüyo niteliğinde bilgiler almayı da başardım. Bu bilgiler; Türkiye genelinde hangi bölge ve şehirlerin, hangi tür filmleri tercih edip ilgi gösterdiğiyle ilgiliydi. Türkiye çapında 510 salonla sinema sektörüne hizmet veren bu şirketin verilerine göre; Türk izleyiciyi ya çok güldüreceksiniz ya da çok ağlatacaksınız. İşte başarının sırrı bu! Yıldırım'ın tespitlerinden yola çıkarak 'Türkiye'nin Türk sineması haritası'nı çıkarabiliriz. Bu haritaya göre; bir öğrenci kenti olan Eskişehir'de 'Art House' diye nitelendirilen festival filmleri çok izleniyormuş. Aynı zamanda bu şehirde korku filmleri de revaçtaymış.

SADIK BİR KİTLE VAR
Haritanın biraz daha doğusundaki Kayseri'de ise sinema izleyicisi çoğunlukla korku filmlerine yöneliyormuş. Büyük şehirlerimiz İstanbul, Ankara ve İzmir'de ise durum tamamen değişiyor. Çünkü metropol insanları en çok romantik komedi izliyormuş. Karadeniz Bölgesi ise komedi filmlerinin gediklisiymiş. Doğu ve Güneydoğu Anadolu ise bu çizelgeye göre sadık bir Türk filmi izleyicisi... Türü hiç önemli değil, Türk filmi; Doğu ve Güney Doğu Anadolu'nun olmazsa olmazı. Ülkemizin güney bölgelerine gittiğimizde ise durum değişiyor. Çünkü Ege ve Akdeniz Bölgesi'ndeki sinemaseverler, daha çok duygusal filmlere ilgi gösteriyormuş.

***
Çanakkale içinde vurdular beni!
2012-2013 sinema sezonunda ardı ardına çekilen ve Çanakkale Savaşı'nı konu alan üç Çanakkale filminin gişe karnesi belli oldu. Bu karneye göre sınıfı geçen tek Çanakkale filmi; Fida Film ve Örümcek Yapım ortaklığında beyazperdeye aktarılan ve1 milyon barajına yaklaşan 'Çanakkale 1915' oldu. O da düşük bir not ortalaması ile... Tarihimizde büyük bir yer kaplayan Çanakkale Zaferi aslında bu kadar az seyirciyi hak etmiyor. Bu doğrultuda, diğer Çanakkale filmlerini değerlendirmeye bile almak istemiyorum. Çünkü Sinan Çetin'in filmi 'Çanakkale Çocukları' sadece 200 bin kişi tarafından izlenirken, Serdar Akar'ın genel yönetmenliğini yaptığı 'Çanakkale Yolun Sonu' ise altıncı haftasında olmasına rağmen 600 bin barajını ancak geçebildi.

Günün Repligi: "Bir silah, bir kadından neden daha iyidir biliyor musun? Silaha susturucu takabilirsin de ondan." -'Shoot 'Em Up' (2007)