Sahil Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
Ramazan Durmuş

Malatyalı’yı kucaklaştıramayanlara...

07 Eylül 2013 - 20:02 Yorum: 6

MEV...

MASTÖB

MİAD

Ve diğerleri...

Bu sivil toplum kuruluşlarımız, Malatya’mızın üst birlik olarak gördüğü yerler...

Yüzlerce de ilçe, belde ve köy derneklerimiz var...

Dernekler; şehirlerin gurbetçilerinin bilhassa İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerde hemşehrilik duygularını ayakta tutmak, dayanışma ve yardımlaşmayı sağlamak adına ortaya çıkan sivil toplum kuruluşlarıdır. Malatya adına da bu derneklerimizden yüzlercesi var.

Hemşehrilik duyguları...

Kucaklaşma...

Dayanışma...

Yardımlaşma...

Hep yazdım, hep söyledim; Malatya ve ilçeler adına dernekleşenler Orta Anadolu’nun köy dernekleri kadar bile olamadılar. Yaşadığım Ankara bunun en çarpıcı örnekleri ile dolu...

Kimse suçlu aramadan nerede hata yaptıklarını iyi analiz etmelidir. En büyük gaye, sosyal dayanışma ise bunun için neler yaptık; şapkamızı çıkarıp düşünelim. Ekonomik olarak orta gelir gruplu hemşehrilerimizin ağırlıklı olduğu Başkentimizde kurulu sivil toplum kuruluşlarımız, birkaç kişinin eline bakar durumda...

Bunun en çarpıcı örneği de Malatya Sivil toplum Örgütleri Birliği (MASTÖB) denen üst birlik kuruluşumuzdur. Rahmetle yadediyorum; Nurettin Soykan gitmiş, Ankara’da Malatyalıların sivil dayanışması taban yapmıştır. Diğerleri kucaklaştıracaklarına, ayrıştırmışlardır Malatyalıları...

Dün olduğu gibi bugün de bir gerçeği haykırıyorum! Sivil toplum kuruluşlarında Malatyamız başarısızdır. Dün de bu gün de bu konudaki iddiam şudur: Malatyalı kucaklaşamıyor.

İstanbul’daki olağanüstü kongre gözlemlerimi biraz hatırlatmak istiyorum.

Onca ünlü Malatyalı’nın bulunduğu İstanbul’daki bu olağanüstü genel kurulda sağımda solumda medya mensuplarını arıyorum kısık gözlerle... Ama ne yazık ki Malatya Eğitim Vakfı’mızın anlı şanlı medya listesindekilerden birkaç kişi bile bu güzide kongrede yoklar.

Oysa MASTÖB 2003’te ilk harçlarının atıldığı bir sivil toplum kuruluşumuz... 700 binin üzerinde Malatyalı’nın yaşadığı söylenen İstanbul’da işte böylesine bir kongre...

Buradaki şikayetler hala kulaklarımda yankılanıyor ki, hatırlatmak istiyorum:

- Dernek, Malatya’yı kucaklayamadı!..

- Güç kaybı artıyor. Etkin ve otoriter birliktelik lazım.

- Her zaman sahada olmalıyız.

- Tabela derneği olmayalım.

- Ekonomisiz iş olmuyor. Ellerimizi cebimize atmalıyız. Malatyalı"nın heyecanı bitti mi, bunu sorgulayalım.

- Bireysel olarak başarılıyız. Ama kolektif olarak yokuz. MASTÖB"e koordinatör olmak yönünde büyük görev düşüyor.

- Ortak aklı bir araya getirmeliyiz. İletişim ve zaman çok önemli.

Şanssız yıllar yaşayan Malatya’mızın genel manzarasına baktığımızda gerçekten durum çok acı...

Siyasette geri plana itilen bir Malatya ki, bir Bakana bile hasret günler...

Derneklerimiz de ne yazık ki, çok pasifize olmuş durumda...

Dönelim geçmişte yaşananlara... Ankara’da MASTÖB yemeği...

Yemekte Ankara’daki bazı dernek başkanlarımız ve özellikle Doğanşehir Derneği Başkanımız ve Yönetimi yok. Olayın sırrı çabuk anlaşılıyor!

Malum, Ankara’da bir de Malatyalılar Derneği var. O yemeğin sabote edilmesi için hasetçilik diz boyu! Oysa irili ufaklı derneklerimiz var ama MASTÖB bir üst kuruluş; Malatya’nın yüz akı işlere imza atması gereken bir kuruluş...

Sözün bittiği yerde dönemin MASTÖB Ankara Şubesi Başkanı sayın Bahattin Atila Ağabeyin sözleri yankılanıyor yeniden kulaklarımda:

“...Soğukları bahane ederek toplantımıza katılmayanlar için üzgün değiliz. Çünkü çok soğuk. Bunun da bahanesi olmaz. Hatalarımız var, soğukların etkileyecekleri var. İnandığımız şu ki, Malatyalılar, Sarıkamış’ta vatan için donarak şehit düşenlerin torunu değil mi?

…Enteresan olan şu. Birileri bir şeyi yaşatmaya çalışırken bir diğeri öldürüyor yaşatanı. İşte Malatya da bu tip insanların geliştirdikleri davranışların adına Hasudizm diyoruz.

Bu kişiler;

Bizsiz hiçbir şeye yetmezdi güçleri,

Bizimle güçlenerek yettiler bize...

Bu tip insanların gönlünü hoş tutmanın da Malatya’ya zarar verdiğini aklımızdan çıkarmamamız lazım.

Kim Allah için bir eser ortaya koymak isterse fitne giriyor devreye… Biz siyasetle ilgilenmiyoruz. Ama Malatya siyasetçilerini desteklemek en büyük arzumuzdur. Milletin vekili, millet tarafından sahiplenilmelidir. Her şeyi onlardan beklemek doğru olmaz. Ama bu tesisin kurulmasında onlara ihtiyacımız var.

Kimsenin Malatya’yı Malatyalılara unutturmaya hakkı yoktur. Ankara’da, özellikle İstanbul’da olduğu gibi bölük pörçük değil de ‘Bir’ olma adına beraber yaşamak istiyoruz.

Söz vardır; ‘Sen istesen o bir hayal değildir” ve Hz. İbrahim’in “Kaybolmayınız” nasihati...

Kalbimiz diyor ki; biz niyetlerimizden sorumluyuz, sonucundan Malatyalılar sorumlu.”

Lutfen bu satırları Malatya’ya aşık olduğunu iddia edenler bir kere daha okusunlar!

İşte böyle kıymetli Malatyalılar; Ankara’da bir evimiz olmasını istiyorsak önce birbirimizi kucaklamayı öğreneceğiz. İş yapanların önüne taş koymayacak; dernekçilik oynamayacağız vesselam!

Dünden bugüne yazılı medyada 42 yılım geride kaldı... Satırlara döktüğüm Malatya gerçekleri karşısında derin bir ahhhhhhhh çekenlerin yazılarıma yorumlarından bazılarını bu vesileyle hatırlatmak istiyorum:

“- Malatyalı ruhu tarih oldu..”

“- Malatyalı ekonomik değişim ve kültürel yozlaşmaya yenik düştü.”

“- Üç beş kişinin bir araya gelerek kurduğu derneklere kimse kaydını yaptırıp üç kuruşluk aidatını ödemiyor. Hal böyle olunca da bütün masrafı karşılayanlar derneği kafalarına göre yönetiyor.”

“- Dernekler, hali vakti yerindeki iş adamlarının işleriyle ilgili havalı konuşmalarını dillendirecekleri ofisleri anlamında düşünülmemeli.”

“- Dernekler güven vermenin çaresini bulmalı, yoksa tabeladan ibaret kalırlar.”

“- Halk kendinden kopuk, halkını temsil edemeyen para baronlarına iltifat etmiyor artık.”

“- Kurulurken belli isimlerin fikirlerine ve amaçlarına hizmet edecek şekilde kurulan MASTÖB bugün o kişiler gittikten sonra ortada kalmış, amaçsızlaşmıştır.”

Şimdi önümüze bakma zamanı...

Ayrı ayrı telden çalan, birleşmesi gereken adımları ters yöne atan sivil toplum kuruluşlarından Malatyalı bıktı. Çaresiz kalınca kapısını çaldığı derneğinden, vakfından geri gönderilenler için yürekleri sızlamayanlardan Malatyalı bıktı.

MEV’in burs sistemine isyan edip platform oluşturanlara umut olup sarılan gençliğimizi kucaklayan bir yapıyı özledik. Malatyalı kendi çiftliğinde ötenleri değil Malatya için gürleyen sesleri duymak istiyor artık... Hem de tez elden...

Evet; bu satırları sadece ve sadece Malatyalı’ların kenetlenmesine katkı adına kaleme aldım

Malatyalılar, takati kalmayan dernekler istemiyor artık!

Bunun için de hemen bir an önce yapılması gereken şey orta yerdedir. Uzaya kanat çırpanlar yere inerek Malatya insanının gerçekleri ile yüzleşmelidir!

YAZARIN DİĞER YAZILARI