Malatya, 12 yıllık iktidarında galiba AKP’nin geri plana ittiği kentlerin en başında yer aldı. Koca büyükşehir bir tek bakanlık koltuğuna öylesine şartlanmıştı ki, her kabine değişikliğinde bakan totolar boşa gitti. Hevesleri yerine gelmeyen Malatyalılar, kızsalar da her seçimde AKP yöneticilerini onulmaz sevinçlere boğdu. Gerçekten sosyolojik açıdan çok incelenmesi gereken seçim sonuçları yaşandı Malatya’mızda.
Şimdi hal böyle iken AKP’nin yeni Başbakanı Ahmet Davutoğlu da, Malatya’yı ziyaret etme kararı alınca ne diyecekti. 12 yıla sığan sözüm ona yatırımlar bir çırpıda açılırken elbette bol keseden gaz verilecekti Malatyalılara...
Öyle de oldu... Danışmanların hazırladığı metne iyi çalışmıştı Başbakan... Çok şaşırdım televizyon ekranlarında izlerken Ahmet Davutoğlu’nu... Malatyalılar olarak biz neymişiz de haberimiz yokmuş bre!
Davutoğlu’nun “Destan Şehri” Malatya deyince elbette Seyit Battal Gazi olmadan olmazdı! Öyle de oldu. Danışmanların bol bol yağ akan metni, miting konuşmalarına bir ibret vesikası olarak geçti.
Bakın neler neler dedi Başbakan Davutoğlu:
“-Malatyalı’yı düşündüğümde aklına ne kadar zorluk olursa olsun aşıp geçme iradesine sahip hiçbir şeyden yılmayan korkmayan, boyun eğmeyen, inandığı yolda kararlı bir şekilde giden bir kültür aklıma geliyor!”
“-…Malatya daha Hicri 40’lı yıllarda fethedilmiş ashabın ayağının değdiği bir topraktır, tabiinin ayağının değdiği bir topraktır. Bu anlamda sadece Seyyid Battal Gazi açısından değil seyyitlerin toprağıdır bir irfan, hikmet, inanç merkezidir ve o asırlar boyu da Bizans’la İslam arasında el değişmiştir. Dolayısıyla direnmeyi, direnip tekrar kazanmayı bir bilinç olarak kültüre yerleştirmiştir.”
“-Sadrettin Konevi’den, Muhiddini İbn-i Arabi’den gelen bir çizgi, öbür tarafta köklü medrese geleneğinin içinde olduğu ilim geleneğinin Niyazi Mısri’den günümüze kadar gelen ve yakın dönemde de hiç şaşırtıcı bir şey değildir ki bu kimlik siyasette, bilim hayatında tamamıyla özne olma iradesine sahip olan iş hayatında Malatyalıları çıkardı.”
“-Kendimi Malatya’ya özel bir şekilde yakın hissediyorum!”
“-Hamido, Hamido’ydu, bizim gençliğimizde Malatya derken Hamido diye bir yiğit akla gelirdi. Yani hiçbir şekilde bir şey empoze edilemeyecek kadar yürekli, ayakta, kararlı yaptığı, aldığı kararları yürütme iradesine sahip.”
“-Ya da Ahmet Kaya bir sanatçı olarak boyun eğdirilebildi mi, ya da edilgen kılınabildi mi?”
“-Malatyalı’nın temel özelliği tarihi birikiminden gelen hür iradesidir!”
“-Malatya’nın sosyal dokusu iç içe geçmiş son derece sağlam bir doku”
“-Malatya sadece aziz bir şehir değil, Malatya ‘destan şehri, destanlaşan şahsiyetlerin şehri...”
“-Malatyalılar bu topraklardaki yüce değerlerin öncüleri...”
“-Malatyalılar ‘cesur, yiğit, boyun eğmez, dik duran’ insanlar...”
“-Malatyalıların sahip çıktığı demokrasi... Turgut Özal'ın inşa etmede katkıda bulunduğu demokrasi... 28 Şubat'ta sizlerin gür bir sesle karşı çıktığı diktalara, cuntalara karşı halkın iradesinin demokrasisi... Biz bu demokrasiyi yaşatacağız.”
“-Malatyalılar hiçbir şeye kayıtsız kalmayacak, pasif ve sessiz olmayacak!”
“-Malatyalılara teşekkür ediyorum. Bütün bu olaylar, çevre vilayetlerin bazılarında provokasyonlar olurken, Malatya huzur ve sükunla, tam bir barış ile karşıladı.”
Daha neler neler...
Ama dikkat buyurun; Kurtuluş Mücadelemizin İsmet Paşa’sından hiç söz etmedi!
Ama yine de Malatyalılar, çılgınca alkışladı!
Malatya’ya yatırım konusunda fazla ahkam kesemeyen Başbakanın yaktığı bu yağlara bindirilmiş kıtalar da bol bol alkışla karşılık verdi.
Ne diyeyim Allah, aziz milletimize ve kıymetli hemşehrilerimize uyanış nasip etsin...