Karadeniz yeni salgınla sarsılıyor!
Nataşa dalgasını yeni unutan Karadeniz insanı bu defa pasaportsuz kumar seferinde evini, bağını kaybetmekle karşı karşıya...
Malumunuz olduğu veçhile, Türkiye ile Gürcistan arasında pasaportsuz sınır geçişinin yürürlüğe girmesiyle birlikte Batum’a kumar seferi patlaması yaşanıyor.
Duyumlara göre son 2 ayda sınırdan yaklaşık 150 bin kişi geçiş yaptı! Tüm geçenleri zan altında tutmak elbette söz konusu değil ama kumar salgını hevesi ile çıkış yapanların kumarda kaybedilen paranın milyonlarca lirayı bulduğu tahmin ediliyor
Sarp Sınır Kapası, Türkiye’nin Kafkaslara açılan kapısı… Ama ne yazık ki bilgiç insanımız bu işi de sulandırmış bulunuyor.
Yine edinilen bilgilere göre Karadenizliler birkaç saatte ulaştıkları Batum’da hem ucuz alışveriş hem de eğlence hayatının tadını çıkarırken tehlike çanlarının da çalmaya başladığını anlamış bulunuyor.
Her hafta kumarhanelere milyonlarca dolar bırakanların arasındaki kumar tutkusu yüzünden işini kaybedenler, bölgedeki yerel yönetici ve sivil toplum kuruluşlarımızı harekete geçirmiş bulunuyor.
Rize Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Ömer Ofluoğlu Bey, feryat figan durumdan Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’yı haberdar ediyor. Oflioğlu Bey’e göre yakında kumar yüzünden ineğini, hanımının bileziklerini satanları görürsek kimse şaşırmasın!
Gerçekten tehlike çok büyük. Konuyu inceleyeceğini söyleyen Bakan Bey’in fazla zamanı da yok!
Görüyorsunuz değil mi AKP zihniyetinin komşularımızla sıfır sorun politikasını... Açılım modasıyla birçok ülkeyle vizesiz geçiş modasına sarıldık ama kumar batakhanesi Batum’da başımıza gelecekleri hiç düşünmedik galiba!
* * *
Gelelim AA’nın atladığı “Kinini… Kinini...” hikayesine...
AKP İstanbul İl Gençlik Kongresi'ne hasta yatağından kalkarak telekonferans ile katılıp konuşma yapan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dindar gençlik tartışmalarıyla ilgili son noktayı koyuyor:
“Dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, kalbinin davacısı bir gençlikten bahsediyorum.”
Duyanlar şaşkın!
Başbakan nasıl kindar gençlikten söz edebilir! Ben de olayı tartışma ortamında duydum! Yazılı haber metinlerine daldım; TV’deki konuşmaları es geçtim. Ama bu es geçiş tam bir uzun atlama!
Başbakan’ın açıklamasını Anadolu Ajansı’ndan okursan halin böyle olur işte!
Anadolu Ajansı’nın Başbakan’ın sözlerini sansürlediğine ilişkin eleştiriler peşpeşe gelince kurumdan bir açıklama yapıldı. Açıklama aynen şöyle:
“...Eleştiriye ve ithamlara neden olan söz konusu haberde, muhabir ve redaktörümüzün 'durumdan vazife çıkarma' ya da sansür amacı taşımayan insani bir hata oluşmuştur.
Sayın Başbakan'ın konuşmasındaki ilgili bölüm, telekonferans sisteminden ve salondaki aşırı sesten dolayı net olarak duyulmamıştır. Haber yazılırken bu bölümdeki anlaşılmaz kısımlar gözden geçirilmiş, görüntüler incelenmiş ve bu esnada bir kelimenin kayıtlarımızda net olarak duyulmadığı fark edilmiştir.
Muhabir ve redaktör tam olarak duyulmayan bu kelimenin ne olduğunu, metnin orijinaline bakarak ya da Başbakanlık kaynaklarına başvurarak öğrenme imkanına sahipken, haberi bir an önce yayına verme düşüncesiyle tam anlaşılamayan 'kinini' kelimesini metne koymadan yayınlamıştır.”
Kurumun haberleri perdelemek üzerine serzenişine gelince; aktif gazetecilik döneminde yaşadıklarımı yıllardır yazdım. Bunlardan biri de MHP kaynaklı haberlerde yer alan AK Parti - AKP tercihi idi. Şimdi ne durumda bilemiyorum ama o zamanlar tırnak içinde yer alan cümleler bile AKlaştırılıyordu!
Hatırlatayım istedim!
Ve, sözün özü Seyid Ahmed Arvasi’den:
“Batmayacağına inanarak suya bas, yürür gidersin. Mucize yürüyebilmen değil, inanabilmendir.”