Yıllardır kimler istememişti ya da ister gibi görünmemişti, kızımızı.
Nihayet baş göz ettik.
Kızın babası öldükten sonra yetim kalmıştı, garip.
Nihayet Üvey baba gelip kızımızı kendi öz kızı gibi sahiplendi, iç güveyside olsa bir damat bulup kızımızın Mürvet'ini görmemize vesile oldu.
Evet, ne mühendisler, ne iş adamları, ne avukatlar, ne doktorlar istedi kızımızı ama kısmet işi gücü olan fakat geliri pek de iyi olmayan gencecik pırıl pırıl bir delikanlıya verdik. Allah mesut etsin.
İç güveysi olmasına rağmen Düğün öncesi, kız tarafına gösterdiği yakınlıkla, Malatyalı deyimiyle küçük gelin oldu el öpmeyi tez belledi.
Kız istemesi sonrası kız tarafına yaptığı ziyaretlerden aldığı ümitlerle Malatya yoluna koyuldu.
Kız tarafı da elinden geldiğince ağırladı, ne de olsa yıllar sonra bir damat adayı çıkmıştı. Ve artık kızlarını alnının akı ile everip çoluk çocuğa karışmasını istiyorlardı.
Düğün öncesi ve düğün sonrası yemedi yedirdiler, gezmedi gezdirdiler elleri ile de kınası yaktılar.
Kına da kimler yoktu ki, kız tarafı sülalece kına merasimine geldi, sülalenin büyükleri büyük, büyük laflar etti, kızlarının maharetlerini tek, tek sıraladı. Kız yetim olduğu için üvey baba da kendi çapında kızı methetti.
İç güveysi, iç güveysi olmanın ezikliğini her fırsatta hissetmesine rağmen, kendini kız tarafının akrabalarına sevdirme girişimlerinden de geri kalmadı. Kız evinin düğün masraflarını karşılayacak olması rahatlığı ile gelirken mahallesinde ki çocukluk arkadaşlarını da getirmiş hatta müstakbel eşinin hemşerisi olan kız arkadaşını da getirmeyi ihmal etmemişti. İyi oldu en azından düğüne kadar beraberce gezip tozma fırsatını buldu, garip.
Kız evi yukarda Allah var, kızın çeyizini güzel hazırlamıştı.
Düğünde güzel oldu gibi, kızlarını üvey babanın evlendirmesini sindiremeyen kardeşleri, halası, ablası ve teyzeleri gelmemesine rağmen damat ve gelin mutluydu. Takı töreni de gayet iyi geçmişti.
Gelin koca bulmanın verdiği sevinçle, damat ise yıllardır paraya teleskopla uzayda ararken yanı başında bulmuştu, mutlulukları gözlerinden okunuyordu.
Üvey baba mutlu oldu, kız kurusu kızı baş göz etti, diye.
Sağdıç'da, İki çiftin evlenmesine ve gerdeğe girmesine vesile olmuş, elinden geleni yapmış olmanın ve evde kalmış kızın, düğünde takılan hediyelerle eşinin kendine iş kurup çoluk çocuğa karışacağına inandığı için, mutlu oldu.
Kızın babası öldükten sonra yetim kalmıştı, garip.
Nihayet Üvey baba gelip kızımızı kendi öz kızı gibi sahiplendi, iç güveyside olsa bir damat bulup kızımızın Mürvet'ini görmemize vesile oldu.
Evet, ne mühendisler, ne iş adamları, ne avukatlar, ne doktorlar istedi kızımızı ama kısmet işi gücü olan fakat geliri pek de iyi olmayan gencecik pırıl pırıl bir delikanlıya verdik. Allah mesut etsin.
İç güveysi olmasına rağmen Düğün öncesi, kız tarafına gösterdiği yakınlıkla, Malatyalı deyimiyle küçük gelin oldu el öpmeyi tez belledi.
Kız istemesi sonrası kız tarafına yaptığı ziyaretlerden aldığı ümitlerle Malatya yoluna koyuldu.
Kız tarafı da elinden geldiğince ağırladı, ne de olsa yıllar sonra bir damat adayı çıkmıştı. Ve artık kızlarını alnının akı ile everip çoluk çocuğa karışmasını istiyorlardı.
Düğün öncesi ve düğün sonrası yemedi yedirdiler, gezmedi gezdirdiler elleri ile de kınası yaktılar.
Kına da kimler yoktu ki, kız tarafı sülalece kına merasimine geldi, sülalenin büyükleri büyük, büyük laflar etti, kızlarının maharetlerini tek, tek sıraladı. Kız yetim olduğu için üvey baba da kendi çapında kızı methetti.
İç güveysi, iç güveysi olmanın ezikliğini her fırsatta hissetmesine rağmen, kendini kız tarafının akrabalarına sevdirme girişimlerinden de geri kalmadı. Kız evinin düğün masraflarını karşılayacak olması rahatlığı ile gelirken mahallesinde ki çocukluk arkadaşlarını da getirmiş hatta müstakbel eşinin hemşerisi olan kız arkadaşını da getirmeyi ihmal etmemişti. İyi oldu en azından düğüne kadar beraberce gezip tozma fırsatını buldu, garip.
Kız evi yukarda Allah var, kızın çeyizini güzel hazırlamıştı.
Düğünde güzel oldu gibi, kızlarını üvey babanın evlendirmesini sindiremeyen kardeşleri, halası, ablası ve teyzeleri gelmemesine rağmen damat ve gelin mutluydu. Takı töreni de gayet iyi geçmişti.
Gelin koca bulmanın verdiği sevinçle, damat ise yıllardır paraya teleskopla uzayda ararken yanı başında bulmuştu, mutlulukları gözlerinden okunuyordu.
Üvey baba mutlu oldu, kız kurusu kızı baş göz etti, diye.
Sağdıç'da, İki çiftin evlenmesine ve gerdeğe girmesine vesile olmuş, elinden geleni yapmış olmanın ve evde kalmış kızın, düğünde takılan hediyelerle eşinin kendine iş kurup çoluk çocuğa karışacağına inandığı için, mutlu oldu.