Sahil Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
Ramazan Durmuş

Kara haber var!

07 Temmuz 2009 - 08:41 Yorum: 0

Doğu Türkistan"dan, Gökbayrağımdan kara haber var. Atayurduma şimdi “SİNCAN UYGUR ÖZERK BÖLGESİ” diyorlar... Gardaşlarıma, “UYGUR” diyorlar... Onlar özüm, onlar öz gardaşım ama adının yanına “TÜRK”ü çok görüyorlar.

 

 

Kara haber var!

 

 

Doğu Türkistan"dan, Gökbayrağımdan haber var! Kara haber var Atayurdumdan...

Atayurduma şimdi “SİNCAN UYGUR ÖZERK BÖLGESİ” diyorlar...

Gardaşlarıma, “UYGUR” diyorlar...

Onlar özüm, onlar öz gardaşım ama adının yanına “TÜRK”ü çok görüyorlar.

Benim, zalim Çin"in yaptıkları karşısında söyleyeceklerim ve zalim Çin"i kıramayanlara haykırışım bu kadar!

Şimdi, atayurdumda neler oluyor. Kimler ne demiş; uzun bir bilgi aktarmak istiyorum.

Ne olur, Doğu Türkistan"a kayıtsız kalmayalım. Türkistan ağlarken, zalim Çin"e anlayacağı dilden dersini verelim.

Doğu Türkistan"ın sürgündeki hükümet yetkililerini, Türkiye"den paketleyenler şimdi bu barbarlıkları iyi okusunlar. Açıklananlar doğru ise, benim gardaşlarım zalim Çin tanklarının altında eziliyor ise yuh olsun insanlığa

Bu konuda gelen tüyler ürpertici haberleri Doğu Türkistan Dayanışma Derneği Genel Başkanı İsmail Cengiz"den aktaralım:

“Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki olaylarla ilgili olarak Türkiye'den taleplerimiz Gazze ve Filistin'e gösterilen duyarlılığın Doğu Türkistan için de gösterilmesidir.

26 Haziran"da Guanjı bölgesinde Çin'in en büyük oyuncak fabrikasından çalışan 600 kadar Uygur genci ile yaklaşık 2 bin Çinli arasında çatışma çıktı. Bu çatışma sonucunda yaklaşık 30'a yakın Uygurlu genç kız sopalarla öldürüldü. Çin askeri yetkilileri olaya seyirci kaldı ve müdahalede bulunmadı.

Uygur erkeklerinin olaya dahil olmasıyla olaylar sokağa taştı. Bunun üzerine Çin askerleri müdahalede bulundu. Aradan 3-4 gün geçmesinden sonra masum Uygur gençleri tutuklanmaya ve gözaltına alınmaya başlandı. Sadece Guanjı'da 300'e yakın gencimiz tutuklan, 600 gencimiz gözaltına alınarak başka bir bölgeye götürüldü.

Aradan geçen zaman zarfında hiçbir Çinli'nin tutuklanmaması üzerine Urumçi'de halk demokratik hakkını kullanmak istedi. Bir alanda binlerce insan toplandı. Bunun üzerine polis olaylarla baş edemeyince askerler olaya müdahale etti ve tanklarla gençlerin üzerine gidildi.

Gençlerimizi ezerek öldürüyorlar. Her yerden haber almaya çalışıyoruz. Bize gelen bir telefon haberine göre, '9 kişi bir köşeye sıkıştırılarak kurşuna diziliyor ve taranıyor.”

Çin"in son barbarlıklarını bir de gelin Kayseri"den seslenen Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği Genel Başkanı Sayın Seyit Tümtürk"ten dinleyelim:

“…Olayların temelinde Çin'in asimilasyon politikası yatıyor.. Olayların ilk kıvılcımı 26 Haziran"da Guangdong eyaletindeki bir oyuncak fabrikasında başladı.

26 Haziranda Guangdong eyaletindeki başlayan olaylarda 300 kişi hayatını kaybetti. Çin, uzun yıllardan beri özellikle son 5 yılda Doğu Türkistan'dan 18-25 yaş arasındaki genç kızları zorla alarak Guangdong eyaletindeki oyuncak fabrikalarına götürerek zorla çalıştırıyor. Bu insan hakları ihlaline dünya bugüne kadar göz yumdu.

Doğu Türkistan'daki gelişmelerden endişeliyiz. Aldığımız bilgilere göre, ölü sayısı 500'ün üzerinde. Binlerce yaralı var. Urumçi'de gelişmeleri protesto etmek isteyen üniversiteli gençlerin üzerine yaylım ateşi açılmış ve yüzlerce kişi öldürülmüş.

''Ankara'da Çin Büyükelçiliği önünde tüm siyasi parti temsilcilerinin katılımı ile Çin'de yaşanan vahşeti protesto edeceğiz.

Olayların, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Doğu Türkistan'ı ziyaret etmesinin ardından başlamasını manidar buluyoruz. Çin'de yaşanan vahşeti izlemek isteyenler www.gokbayrak.com adresine girebilir.''

Şimdi de söz sırası Bağımsız Doğu Türkistanlılar Birliği Genel Başkanı Abdülmecit Avşar"da:

“…Çin polis ve askerlerinin yaptıkları bir soykırımdır. Çin'in yaptığı bir milleti ortadan kaldırma hareketinin devamıdır. Çin, 1949'dan bugüne dek sistemli bir şekilde asimilasyon projesi uygulamaktadır.

Onlarca yıldır Doğu Türkistanlı Türkler, kızlı erkekli zorla Çin'in iç bölgelerine gönderilerek çalıştırılmaktadır. Kızlar Çinli erkeklerle evlenmeye zorlanmakta, evlenmek istemeyenler işkence görmektedir. 26 Haziranda Guang Dong eyaletinin Şao Güan şehrinde zorla çalıştırılmaya götürülen yüzlerce Türk"e sopa ve demirle saldıran binlerce Çinli'nin 2 Türk'ü öldürmeleri, yüz kadarını yaralamalarını protesto etmek için Urumçi'de toplanan çoğu üniversite öğrencisi gençlerin oluşturduğu gruba, Çin güçleri silahla karşılık vermiştir. Yüzden fazla insanı öldüren Çinli yetkililerin olayı daha da büyütüp bir katliama doğru gittikleri haberleri gelmektedir. Yaşanan hadiseler, Gazze'ye bile rahmet okutacak şekle gelmiş durumdadır. Amaç, Uygur Türklerinin üniversiteli gençlerini yok etmektir.”

Doğu Türkistan Gençlik ve Kültür Derneği Onursal Başkanı Arslan Alptekin ise, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki olayların nedeninin çok eskiye dayandığını belirterek, Türk"ün uyanmasını dilerken, şu uyarılarda bulunuyor:

“Son yaşanan olaylar Kanton eyaletinin bir fabrikasında çalışan işçilere Çinlilerin hücum ederek, Uygur işçileri öldürmesine bağlanıyor. Buna öyle bakmamak lazım. Bu olay çok eskiye dayanır. Bu zulme dayanamayan insanlar artık 'yeterse yeter diye ayaklanma derecesinde harekete başlamışlardır. Çin devlet terörü Doğu Türkistan'da çok şiddetli bir şekilde esmektedir. Bu zulme, işkencelere bu katliamlara dayanamayan millet birden bire ayaklanıyor.

Buradaki maksat Doğu Türkistan'daki nüfusun tamamen eritilmesi ve yok edilmesidir. 

Orta Asya coğrafyasında senelerden beri oynanan büyük oyun devam ediyor. Amaç Doğu Türkistan'daki Müslüman Uygur Türklerinin tarih sahnesinden silmektir.

Doğu Türkistan'da 'Nasıl olsa öleceğiz. Yatıp öleceğimize savaşıp ölelim' diyen gençlerimiz var. Bunun böyle olmasını istemiyoruz. Çinlilere bir mesaj yolluyoruz devamlı olarak. 'Her iki tarafın menfaatine göre bir çözüm yolu arayalım. Demokratik bir sistemde, insan hakları dahilinde bir çözüm arayalım' diyoruz ama bunu kabul etmiyorlar.

Şimdi Doğu Türkistan'ı Çin'in ayrılmaz bir parçası diyorlar. Buradaki halkın Çin'e bağlı olduğunu söylüyorlar. Fakat orada Uygur Türk'leri ikinci sınıf değil de onuncu sınıfın aşağısında bir muamele görüyor. 

Çin'de bir çocuk sınırlaması varken, Doğu Türkistan'da yaşayan Çinlilere ne kadar çocuk yaparsanız yapın deniliyor. İnsan yaşamının kalitesini yükselteceğiz deniliyor.  Uygurlara imkanlar sunarak kaliteli yaşama imkanı sağlanmıyor. Urumçi'de çıkan hadise bunlardan dolayı senelerden beri birikmiş olan kin, nefret, artık dayanamamazlıktır.”

* * *

İşte feryatlar...

Zalim Çin"i kınayan bildiriler de bir elin parmakları kadar... İnsan hakları savunucuları “dut yemiş bülbül” gibi.. Sesleri çıkmıyor.

Oysa Urumçi"de yaşananlar Türk Milletini derin bir kedere ve endişeye sevk etmelidir. Bu olayların ve saldırıların Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün bölgeye yaptığı ziyaretin hemen sonrasında meydana gelmesi düşündürücü olduğu kadar esef vericidir de.

Ama gelin görün ki, yaşanan acılara karşı Türk Dışişleri Bakanlığı"ndan gelen ilk açıklama düşündürücüdür:

"Olaylara sebebiyet veren sorumluların en kısa zamanda tespit edilmesini ve adaletin tecelli etmesini bekliyoruz. İstikrarlı ve müreffeh bir ülke olma yolunda hızlı adımlarla ilerleyen Çin Halk Cumhuriyeti'nde bu tür olayların ileride meydana gelmemesi için gerekli tedbirlerin alınacağına inanıyoruz. Yaralılara acil şifa, hayatlarını kaybedenlerin yakınlarına ve başta Sincan Uygur Özerk Bölgesi halkı olmak üzere tüm Çin halkına başsağlığı diliyoruz."

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI