Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) lideri Devlet Bahçeli'nin "Ölünüzü, dirinizi, bir gün hepinizi müstahak olduğunuz sonuçlarla yüzleştireceğiz" sözlerinin haklı olduğu bir dönemi yaşıyoruz.
Neden mİ?
İçişleri Bakanımıza alçak diyenlerin, terörist cenazelerinde saf tutanların, Kandil sizi tükürüğünüzle boğar diyenlerin bu toprakların çocuğu olmadığını çünkü artık iyi biliyoruz. Devletimizin halka göndermiş olduğu yardımları terör örgütlerine dağıtmak, mağaralarda teröristlerle boy boy fotoğraf çekinmek, araçlarında tescilli terörist taşımak artık hainlik sınırlarını aşmıştır.
Milletvekili görüntüsü adı altında yabancı devletlerin uşaklığını yapanların, milletimizin meclisinde barınmasını artık istemiyoruz. Cezaevi faresine, bebek katiline, eli kanlı teröriste 'Sayın' diye hitap etmek ifade özgürlüğü değil; kansızlık ve alçaklık boyutu haline gelmiştir.
Kandilin meclisteki uzantılarına karşı artık sabretmemiz mümkün dahi değildir.
Kandilin sözcülerini,
" Türkiye Büyük Millet Meclisi" çatısı altında görmek, seslerini duymak inanın istemiyoruz!
Vatanımıza göz diken yılanların sözcülerine karşı devletimizin yetkili organları biran önce harekete geçmelidir.
İki gün önce Kadıköy'de izinsiz protesto gösterisi düzenleyerek HDP'li Garo Paylan'ın, "Hesap vereceksin kork. Tir tir titriyorsun değil mi? Hesap vereceksin altı ay kaldı. Unutma görüntüdesin." diyerek polislerimize sarf ettiği sözleri toplum olarak kabullenmemiz asla kabul edilemez.
Sen kimsin Garo Paylan?
"Kendini ne sanıyorsun, haddini bil"
Sen değil yedi ceddin de gelse
Türk Polis Teşkilatı'mıza dokunamaz.
Her bir vatansever evladımız kanının son damlasına kadar polislerimizin yanındadır.
Bu tür hadsiz açıklamaların ve hainliklerin hesabını sormak devlet büyüklerimizin asli görevidir.
Çocukları parti adı altında dağlara kaçıran, militan yetiştiren, gençlerimizi zehirleyen Türkiye düşmanı hain yapının; parti ile bir alakasının olmadığını artık birilerinin görmesi gerekiyor.
'HDP' binalarının biran önce kapatılması, siyasi yasaklar ile seçime girilmesinin engellenmesi toplumun en büyük beklentisi haline gelmiştir.
Vukaatları saymakla bitmeyen HDP'nin neden olduğu terör olayları, ülkemizin varlığına yönelik tehditleri, devlet kurumlarına yönelik kuşatmaları, milli yapılarımıza, inançlarımıza saldırıları artık haddini aşmıştır.
Keza ele geçirilen teröristlerin canlı ifadeleri yazdığım gerçekliği kanıtlar niteliktedir.
Toplum olarak ülkemize yönelik tüm tehdit ve tehlikelerin karşısında yek vücut olarak Devleti'mizin herdaim yanında ve emrindeyiz.
Lakin TSK'ne iftira atanların düşman saflarında paralı askerliğe talip olmuş müptezellerin, Terör örgütlerinin sözcülüğüne meyleden sürüngenlerin, devlete ve hükümete hakaret etmesini topraklarımızda artık hazmedemiyor ve hesabının sorulmasını istiyoruz.
Bizler asla hiçbir beşeri gücün önünde eğilmedik, eğilmeyiz. Sadece Rabbimizin huzurunda ve rükuda eğiliriz.
Türkiye'yi kaosa sürüklemek isteyenlerin heveslerini kursaklarında bırakmak millet olarak boynumuzun borcudur.
Kandilden açıklama yapanlara kırsaldan şehre ineceklere, seçime 6 ay kaldı hesap vereceksiniz diyenlere karşı; biz buradayız.
Ey Kandil ve Uzantıları! Geleceğiniz varsa göreceğiniz de var!
Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan'ın sözleri ile birkez daha Türkiye düşmanlarına haykırıyoruz;
Milletimizi bölemeyeceksiniz. Bayrağımızı indiremeyeceksiniz. Vatanımızı parçalayamayacaksınız. Devletimizi yıkamayacaksınız. Ezanlarımızı susturamayacaksınız. Bu ülkeye diz çöktüremeyeceksiniz. Bu halka boyunduruk vuramayacaksınız diyiyoruz.
Topunuz gelin!
“İla Cehennemüzzümera, la Galibe İllallah"
Vatanı, milleti, ay yıldızlı bayrağı uğruna
" Devletimizin yanındayız" diyen vatansever her bir kardeşime selam olsun.