İslâm âlemi olarak 13 Temmuz Pazartesiyi Salıya bağlayan gece, rağmet, mağfiret ve arınma mevsimi Ramazan-ı Şerifin kalbi olan mübarek Kadir gecesine kavuşmanın sevinç ve mutluluğunu yaşayacağız. Bu vesileyle ülkemizin, milletimizin, yurt dışındaki millet varlığımızın, gönül coğrafyamızın ve topyekûn İslâm âleminin mübarek Kadir gecelerini can-ı gönülden tebrik ediyorum.
Ramazan ayını on bir ayın örneği ve sultanı kılan Yüce Rabbimiz, Kadir Gecesini de Ramazan’ın kalbi ve kıymetlisi kılmıştır. Kur’an-ı Kerim’de bu geceye müstakil bir sure tahsis eden Yüce Rabbimiz, gecenin değerini de bizzat surede haber vermiştir. Her sene kadrimizi yüceltmek için gelen Kadir gecesinin anlatıldığı Kadir Suresi, aslında bizlere üç mesaj getirmiştir:
Birincisi, Kadir Gecesinin, hidayet kaynağımız Kur’an-ı Kerim’in, ümmeti olmakla müftehir olduğumuz Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa’nın (sas) kalbine inmeye ve İslâm güneşinin yeryüzünü aydınlatmaya başladığı gece olmasıdır.
O halde Kadir gecesini ihya etmenin yolu, Kur’an’ın kadir ve kıymetini bilmekten, Kur’an’la hayatı anlamlandırmaktan, onunla hayata, insana, eşyaya, tabiata, çevreye ve kâinata bakmaktan geçer. Yaşayan Kur’an Resûl-i Ekrem’in (sas) çağlar üstü örneklik ve rehberliğini doğru anlamaktan ve onu doğru takip etmekten geçer. Ancak o zaman Kadir gecesi bizim hayatımıza bin kat değer katabilir. Ancak o vakit şeref, izzet ve itibar gecesi, bizlere de şeref, izzet ve itibar kazandırabilir.
İkinci mesaj, her yıl gelen Kadir Gecesiyle Yüce Rabbimiz tarafından müminlere bir ömre bedel imkân ve fırsat sunulmuş olmasıdır.
Bu yönüyle Kadir gecesi diğer bütün kutlu zamanların üstünde ve önünde olarak Yüce Rabbimizin insanlığa bir rahmet ve umut kapısı olarak bahşettiği mübarek bir gecedir. Bunun anlamı şudur: Ey ömür sermayesini boş ve beyhude geçiren insan, her yıl bir ömre bedel bir gece sana lütfedilmiştir. Öyleyse yeni bir hayata başlayabilirsin. Şu halde Kadir gecesini ihya etmenin yolu, Bir daha dönmemek üzere tövbe ederek “Kur’an’ın hak, hakikat, ahlâk ve adalet ilkelerine ne ölçüde sarılıyoruz?”; “Biz, Kur’an’da ne kadar varız? Kur’an, bizde ne kadar var?” sorularının cevabını nefsimizde, ailemizde, toplumumuzda ve İslâm toplumlarında aramaktan geçer. Yüce Rabbimiz nezdinde değerimizi yükseltmenin yolu, hayatımızı “Her geleni Hızır, her geceyi Kadir bil!” şuuruyla sürdürmekten geçer. Allah katında yeniden yücelmenin yolu, sürekli nefis muhasebesi yapmaktan, geçmişimizi değerlendirmekten, gafletle geçen günlerimizi sorgulamaktan, hata ve günahlarımızdan tövbe ve istiğfar etmekten geçer. Bu gece ile yükselmenin yolu, Yüce Rabbimizden af ve bağışlanma dilemekten, Resûl-i Ekrem’in (sas) Kadir Gecesinde nasıl dua edeceğini soran Hz. Aişe validemize öğrettiği “Allah’ım! Sen affedicisin, affetmeyi seversin, bizi de affeyle” (Tirmizî, Deavât, 85) niyazını hayatımızda kavli ve fiili duaya dönüştürmekten geçer. Ancak o zaman Sevgili Peygamberimizin (sas) “İnanarak ve sevabını Allah’tan umarak Kadir Gecesi’ni ihya eden kimsenin de geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhârî, Fadlü leyleti’l-kadr, 1) müjdesine nail olabiliriz.
Üçüncü mesaj, vahiy meleği Cebrail aleyhi’s-selâm ile Allah’ın meleklerinin Kadir gecesinde yeryüzüne selâm ve esenlik getirmek üzere her türlü iş için inmeleridir.
Kur’an’ın nüzulü hürmetine bir kez yaşanan bu hadise, Cenab-ı Hakk’ın biz müminlere çok büyük bir ikramı, ihsanı ve lütfu olarak her sene tekerrür etmektedir. Öyleyse Kadir gecesini ihya etmenin yolu, Kur’an’ın barış ve esenlik mesajlarına kulak vermekten, yeryüzünde barış ve esenliğin egemen olması için çaba göstermekten geçer. Ancak o zaman Allah’ın meleklerinin yeryüzüne barış ve esenlik getirmek üzere indiklerini idrak edebiliriz.
Kadir gecesi vesilesiyle bir kez daha vurgulamak isterim ki, Ramazan ayı boyunca başta Suriye ve Irak olmak üzere dünyanın farklı yerlerinde Müslüman kardeşlerimizin yaşadığı şiddet ve çatışmalar, katledilen masum canlar, akıtılan masum kanlar, dökülen gözyaşları, Filistin, Kudüs, Gazze, Mısır, Doğu Türkistan ve Myanmar/Arakan’daki mazlumiyet ve mağduriyetler, bu Ramazan’ı da buruk bir şekilde geçirmemize neden olmuştur. Kadir gecesinde Yüce Rabbimize şöyle yalvaralım:
Ya Rabbe’l-Âlemîn! Ümmet-i Muhammed’e rahmetinle muamele eyle! Ümmet-i Muhammedi cehalet, tefrika ve fitne hastalığından kurtar! Ümmet-i Muhammedi iki cihanda aziz eyle! Ümmet-i Muhammedi tevhid ve vahdette birleştir! Bizleri “Müminler ancak kardeştirler” ilahi fermanınca zihinleri bir, yürekleri bir, gayeleri bir, sevgileri bir, hüzünleri bir, acıları bir kardeşler topluluğu eyle! Bizleri, bütün insanlığın özlemi olan barış ve huzur ortamını tesis edenlerden eyle! Bizleri Kadir gecesinin feyz ve bereketinden mahrum eyleme!
Bu duygu ve düşüncelerle Kadir Gecesinin, ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını, acılar içinde kıvranan İslâm âlemine merhamet, adalet ve barış; insanlık âlemine ise hidayet getirmesini Yüce Rabbimden niyaz ediyorum.