Yüce Meclis’te 4+4+4 savaşları (!) beklenirken haftaya taşan garipliklerden söz edeceğim bu yazımda...
Elbette ilk ve öncelikli konu; Nevruz Bayramı sahtekarlığında estirilmek istenen terör havası...
Araçlar molotofla yanıyor...
Duraklar yıkılıyor...
Dükkanlar, otobüsler taşa tutuluyor...
21 Mart’ta yakılması gereken ama bebek katili eli kanlı terör örgütünün talimatıyla erkene çekilen Nevruz ateşi, kin ateşine dönüşüyor...
İstanbul’da ağaçların, Diyarbakır’da mobil araçların yakıldığı gösterilerde de maaşını milletimden alan vekiller, izinsizliğe, emre itaatsizliğin öncüsü oluyor.
Sonra da isyanın adını bayram koyuyorlar...
* * *
Düştü-düşürüldü iddiaları arasında Afganistan’dan gelen 12 şehidimizi daha yüreklerimize gömdük.
Şehitlerimizi toprağa verirken Malatya'da yaşayan acılı şehit ailesine Ankara'daki cenazeye gitmeleri için uçak verilmemesine şahit olduk..
Basında yer alan haberlere göre, şehidin ailesine cenazesine gelebilmesi için uçak verilmeyince şehidin silah arkadaşları aralarında para toplayıp uçak ayarladı.
Şehidin silah arkadaşları da haklı olarak "Şehit'e gösterilen vefa bu mudur? Asker ailesine verilen değer bu mudur?" diyerek tepki gösterdiler.
Şehit ailesine doğduğum topraklarda, Malatya’da gösterilen bu vefasızlığa pes diyorum!
* * *
Haftaya taşan, içimizi acıtan olaylara Ankara Kızılay’daki Suriye mitinginde protesto devam ederken açılan bir Türk bayrağının eylemciler tarafından kaldırılması krize yol açtı. Daha sonra eylem yerine gelen Türk bayraklı grup, olayı protesto etti. İki grubun karşı karşıya geldiği olayda yumruklar konuştu. Polis ekiplerinin araya girmesiyle olayların büyümesi önlendi.
Türk bayrağına tahammülsüzlüğün bu kadarı da fazla oluyor.
* * *
Oy Giresun Giresun...
Rektörlük seçimi yılan hikayesine dönen Giresun Üniversitesi’nde olan oldu! YÖK Genel Kurulu, 31 oyu da 29 oyu da hiçe saydı ve 1 oy alan adayı Cumhurbaşkanı'na sunulacak listeye koydu. 1 oy alan aday, “Oy önemli değil. Demek ki kariyerim etkili oldu. 1 oyla 100 oyun farkı yok” buyuruyor ya doğrusunu söylemek gerekirse bu YÖK’ün işlerine akıl sır ermiyor.
1 Haziran 2010'dan bu yana doldurulamayan koltuğun sırrı da böylece anlaşılmış oldu.
* * *
Son olarak malum TRT 6’nın yayınlarından söz etmek istiyorum. Hafta sonu can sıkıntısı televizyondan televizyona geçiş yaparken söz konusu kanaldaki maç yayını dikkatimi çekti. Ne alaka demeyin; spiker Bolulu ve Kayseri Erciyesporlu taraftarlara Kürtçe maç anlatıyordu!
Bu maçı Kürtçe yayınlamayı düşünenlere doğrusu bravo!
Bir Nevruz şiiriyle güne nokta koyalım:
Ötüken bozkırlarından esen, çimen kokusu
Hoş geldin Ey Nevruz, bize bahar getirdin
Şenliklerle bölündü, kışın derin uykusu
Hoş geldin ey Nevruz, bize bahar getirdin
Duman duman çiçek açmış ağaçlar
El ele çocuklar, halay çekmeye başlar
Şırıl şırıl dereler, cıvıl cıvıl kuşlar
Hoş geldin ey Nevruz bize bahar getirdin
Yaylalar şenlenir, koyun kuzu meleşir
Uzun bacak leylekler, bacalarda eğleşir
Yanık yüzlü bacılar, yareniyle söyleşir
Hoş geldin ey Nevruz, bize bahar getirdin
Kimi uzun kimi bodur, kimi yayvan ağaçlar
Desen desen işlenmiş, halı gibi yamaçlar
Dostluktur, kardeşliktir, bütün amaçlar
Hoş geldin Ey Nevruz, bize bahar getirdin
Gelin omuz omuza, Nevruzu kutlayalım
Halay çekip el ele, Oynayıp hoplayalım
Çıkıp dağlar başına, Kardelen toplayalım
Hoş geldin Ey Nevruz, bize bahar getirdin.
* * *
Türk’ün bayramı Nevruz, kutlu olsun…
“- Aç insan kolay kandırılır!” diyen Katherine Mansfield’i de hatırlatarak yazımıza son noktayı koyalım.