Sahil Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
Ramazan Durmuş

İstifa mı emeklilik mi?

31 Temmuz 2011 - 00:27 Yorum: 13

Türk tarihinde bir ilk daha yaşandı...
Genelkurmay Başkanı ile birlikte 3 Kuvvet Komutanı önce istifa etti, sonra pardon denilerek emekliliklerini istediler oldu!
Her ne ise buzağı aramanın gereği yok; “veda açıklaması olayın seyrini ortaya koyuyor. İstifa etseler de emekliliklerini isteseler de Sayın Işık Koşaner’in veda mesajındaki ifadeler, geç de olsa taşan bardaktan başka bir şey değil!
Taşan bardaktan geriye kalanlara gelin bir defa da bakalım:
• Soruşturma ve uzun süreli tutuklamaların bir amacının da Türk Silahlı Kuvvetleri'nin sürekli gündemde tutularak, kamuoyunda bir suç teşkilatı olduğu izleniminin yaratılmaya çalışılmasıdır.
• Bunu fırsat bilen yanlı medyanın her türlü yalan haber, iftira ve suçlamalarla yüce ulusumuzu kendi silahlı kuvvetlerine karşı tavır almaya teşvik ettiği dikkatlerden kaçmamaktadır.
• Emekli ve muvazzaf çok sayıda Türk Silahlı Kuvvetleri mensubunun, somut delillere dayanmayan iddialar nedeniyle soruşturmalara tabi tutulması, tutuklanması ve yargılanması tüm Türk Silahlı Kuvvetleri personeli tarafından üzüntü, endişe ve kırgınlıkla izleniyor.
• Tutuklamaların evrensel hukuk kaidelerine, hakka, adalete ve vicdani değerlere uygun olarak yapıldığını kabul etmek birçok hukukçunun da ifade ettiği gibi mümkün değildir.
• Haklarında henüz hiçbir kesin yargı kararı olmamasına rağmen, tutuklu bulunan 14 general/amiral ile 58 albay, hürriyetlerinin tahdit edilmesinin yanı sıra, mevcut yasalarımız gereğince bu yıl yapılacak Yüksek Askeri Şura'da değerlendirmeye girme hakkını kaybetmiş ve peşinen cezalandırılmıştır.
• Girişimlerimin dikkate alınmaması, Genelkurmay Başkanı olarak personelimin hak ve hukukunu koruma sorumluluğumu yerine getirmeme engel oldu.
Evet bu yaşananların adı en üst perdeden devlet krizidir. Son gelişmeler ve “Mahkeme kadıya mülk değildir” tarzlı tepkiler Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yeniden dizayn edilmek istendiğini ortaya koyuyor.
Taşan bardaktan geriye kalan geç de olsa, Türk Silahlı Kuvvetlerine mensup amiral ve generallerin Ergenekon, Balyoz, internet andıcı gibi isimlerle anılan darbe iddialarıyla ilişkilendirilmelerine tepkidir.
Ne yazık ki AKP döneminde Türkiye, önlenemez gerilimler ülkesi haline getirilmiş bulunmaktadır.
Bir de Türk Silahlı Kuvvetleri’ni yıpratmayı kendine vazife edinenlerin, yaşanan gelişmeler karşısında zafer kazanmış ordu komutanı misali ekranlarda ahkam kesmesine de okurlarımın dikkatlerini çekiyor.
* * *
Bir ibret levhası öykü ile yazıma nokta koyayım.
Yaptıklarımız kadar yapmadıklarımızda sorumluluğumuza “Takvim yaprağından” güzel bir örnek...
Osmanlı’nın ilk Şeyhülislam’ı Molla Fenari, Bursa Kadısı iken bir adam bir at satın alır. Evine dönerken atın hasta olduğunu fark eder, geri götürmeye karar verir.
Atı satan kişi belki zorluk çıkarır diye, Kadıya gidip işi sağlama bağlamak ister. Mahkemeye vardığında Kadı Molla Fenari yerinde değildir. İşini ertesi güne bırakır, fakat hasta at o gece ölür.
Adam Kadıya durumu anlatır ve mağdur olduğunu, ne yapması gerektiğini sorar. Molla Fenari cevap verir:
- Senin zararını ben ödeyeceğim!
Adam hayretle; “Niçin siz ödeyeceksiniz?” deyince Molla Fenari’nin cevabı şu olur:
“-Benim ilgim yok görünüyor, ama aslında ben kusurluyum. Eğer dün geldiğinde beni yerimde bulsaydın, olaya müdahale edip atı geri verdirmeni sağlayacaktım. Böylelikle paranı geri almış, at ise sahibinin elinde ölmüş olacaktı.
Senin bu şekilde mağdur olmana sebep, benim yerimde bulunmayışım olmuştur. Şimdi bu imkan ortadan kalkmıştır. Bu yüzden zararı benim tazmin etmem gerekir.”
Ve, Molla Fenari sözü biter bitmez atın bedelini öder.
İbret alacaklara ne mutlu...
* * *
Mübarek Ramazan, İslam Alemine ve Türk Dünyasına kutlu olsun. Mübarek Ramazan ayına girerken Yüce Allah’dan, Türklük Dünyasını felaketlerden ve kötülüklerden esirgemesini niyaz ediyorum.
 

YAZARIN DİĞER YAZILARI