İngiltere, Fransa ve Almanya bugn yaptıkları ortak açıklamada, UNRWA’nın İsrailli yetkililer ile iletişim kurmasını yasaklayan yasayı uygulamasından duydukları “ciddi endişeyi” dile getirdi.
İsrail tarafından Ekim 2024’te kabul edilen Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı’nın (UNRWA) İsrail toprakları ve İsrail’in işgali altındaki Doğu Kudüs ve Batı Şeria’da faaliyet göstermesi, UNRWA yetkilileri ile İsrail tarafı arasındaki iletişimi yasaklayan yasa dün yürürlüğe girmişti. UNRWA sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, İsrail’in işgali altındaki Doğu Kudüs’ün yanı sıra Batı Şeria ve Gazze’de faaliyetlerini sürdürdüklerini duyurdu. UNRWA’nın İsrail Hükümeti’nden resmi bir bildirim almadığı kaydedilen paylaşımda faaliyetlerini sürdüreceklerini duyurdu.
Belçika’dan ‘İsrail’e yasayı geri çek’ çağrısı
İngiltere, Fransa ve Almanya bugn yaptıkları ortak açıklamada, UNRWA’nın İsrailli yetkililer ile iletişim kurmasını yasaklayan yasayı uygulamasından duydukları “ciddi endişeyi” dile getirdi. İngiltere hükümeti tarafından yayılanan ortak açıklamada, “İsrail hükümetini, saldırılarının devamlılığını sağlamak için BM de dahil olmak üzere uluslararası ortaklarla birlikte çalışmaya çağırıyoruz” denildi.
Belçika tarafından yapılan açıklamada ise, “UNRWA’nın Doğu Kudüs’ten çıkarılmasından ve faaliyetlerinin yasaklanmasından derin üzüntü duyuyor. İsrail’i yasayı uygulanmasını geri almaya çağırıyoruz. UNRWA’nın insani yardımları gereklidir” denildi.
İsrail, Hamas üyelerinin UNRWA’ya sızdığını iddia etmişti
UNRWA, İsrail’in kuruluşu sırasında evlerinden sürülen Filistinli mültecilere destek olmak amacıyla 1949 yılında BM Genel Kurulu tarafından kurulmuştu. Gazze’de insani yardım sağlayan "başlıca kuruluş" olarak bilinen UNRWA, işgal altındaki Batı Şeria, Lübnan, Ürdün ve Suriye’deki milyonlarca Filistinli mülteciye de eğitim, sağlık ve yardım hizmeti sunuyor.
Ekim 2023’te Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıların başlamasından bu yana İsrail hükümeti, Hamas üyelerinin UNRWA’ya sızdığını öne sürmüş, personelden bir kısmının 7 Ekim’deki olaya karıştığını iddia etmişti.