Malatya'nın Kırlangıç Mahallesinde evinin ve yanı başındaki türbesinin bulunduğu alanda, Hüseyin Doğan Dede anma töreni düzenlendi.
Bu yıl 39.’sı düzenlenen Hüseyin Doğan Dede anma programına, Tunceli Valisi Mehmet Ali Özkan, MHP Malatya Milletvekili Mehmet Celal Fendoğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan, İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay, Yeşilyurt Kaymakamı Osman Uğurlu, Doğanşehir Kaymakamı Mehmet Kılıç, İl Jandarma Komutanı J. Kd. Alb. Ercan Altın, İl Emniyet Müdürü Ercan Dağdeviren, Doğanşehir Belediye Başkanı Durali Zelyurt, Mesleki Kuruluş Başkanları, Kamu Yararına Çalışan Dernek Başkanları ve kalabalık bir vatandaş topluluğu katıldı.
Cem Vakfı Şubesi Başkanı Eşref Doğan, Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan ve Tunceli Valisi Mehmet Ali Özkan’ın selamlama konuşmalarının ardından “Merhum Hüseyin Doğan Dedemizin 39. Vefat yıldönümü nedeniyle düzenlemiş olduğunuz bu etkinliğe bizleri de davet ettiğiniz için hepinize teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum” diyerek konuşmasına başlayan Vali Şahin, “Bizim, milli kültürümüzün, varlığımızın, kimliğimizin ta Orta Asya'dan, Horasan'dan Anadolu'ya akışının, o zincirin temel taşıyıcısı Alevi-Bektaşi kültürüdür. Eğer bugün bir Türk Devleti'nden, bugün bir Türkiye Cumhuriyeti'nden, bugün bir Türkçe'den, eğer bugün bu güzel deyişlerden, bu güzel kültürden bahsedebiliyorsak işte o zincirin yılmaz savunucusu olan Alevi Bektaşi Dervişlerimizin, Mürşidi Kamillerimizin ta Orta Asya'dan bir elinde Kur'an bir elinde kılıç ile beraber belki sırtında da sazla beraber, bağlama ile beraber Balkanlar'a hatta ve hatta Viyana önlerine kadar bu kültürü taşıyan bu büyük insanlara borçluyuz. Eğer bugün biz bir şey isek onlar sayesindeyiz. Çocuklarımıza da eğer Milli Kültürümüzü anlatacaksak Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu bu güzel Devleti yaşatacaksak Alevi-Bektaşi Kültürünün lokomotifi ile başaracağız bunu. Atatürk bu eşit yurttaşlığı Türk Milli Kültürünün üzerine oturtmuştur. O da Alevi-Bektaşi kültürünün sırtladığı bir anlayıştır.
Değerli kardeşlerim, biraz önce Hüseyin Doğan Dedemizin hayatı anlatılırken özellikle yaşadıklarını dinlerken şunu düşündüm. Bizler biraz önce bahsettiğim bu büyük serüveni Viyana önlerine kadar taşıdık. Balkanlar bir Bektaşi Kültürünün neşvünema bulduğu bir bölgeydi. Her bir köşede bir Tekke vardı, her bir köşede bir Bektaşi Ocağı vardı. Ne oldu? Hiçbiri kalmadı. Kala kala bu Anadolu coğrafyası elimizde kaldı. Eğer silaha sarılmasaydı dedelerimiz, Hüseyin Doğan dede gibi vatan evlatları, bu coğrafya da bize kalmayacaktı, bizi silecek ve temizleyeceklerdi. Artık Hititler gibi ancak küçük taş topraklarda yaşayacaktık. Eğer bugün bu Anadolu coğrafyasını kurtarabildiysek işte o canların sayesinde kurtarabildik. Bugün tekrar toparlanıyoruz, tekrar Milli Birliğimizi, Milli Kültürümüzü benimseyerek geleceğe umutla bakıyoruz. Bunu yaparken sadece Milli Kimliğimize güveniyoruz ve bu Milli Kimlikle beraber Türk Devleti büyüyecek, gelişecek tekrar dünyanın en büyük, en yüksek, en âli milletleri ve devletleri yanında yerini alacaktır. Bu hususun motor güçlerinden biri de Alevi-Bektaşi kültürüdür. İyi ki varsınız iyi ki buradasınız. Ben tekrar bu güzel hazirunun huzuruna çıkma fırsatı verdiğiniz için Eşref Dedeye ve tüm organizasyona teşekkür ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi.
Deyişlerin ve duaların ardından anma töreninde ocaklar kuruldu, kurbanlar kesildi, gelen konuklara ve halka lokma dağıtıldı.