Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, İsrail'in son çağda geniş çaplı ihlal ve saldırganlığına maruz kalan Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın korunması için İstanbul merkezli 'Uluslararası Kudüs Vakfı' kurulması önerisinde bulundu.
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Kudüs Temas Grubu'nun Rabat'taki toplantısına Türkiye'yi temsilen katılan Kurtulmuş, burada yaptığı konuşmaya, evsahibi Fas Dışişleri Bakanı Selahaddin Mizvar ile İİT Genel Sekreteri İyad Emin Medeni'ye teşekkür ederek başladı. Teşkilatın 1969'da Mescid-i Aksa'ya yönelik saldırıya birlikte bir karşılık verilmesi amacıyla kurulduğunu hatırlatan Kurtulmuş, Kudüs ve Mescid-i Aksa'ya yönelik saldırıların devam ettiğini belirtti. 5 Kasım 2014'te İsrail polisinin, 1967'den bu güne Harem-i Şerif'in kudsiyetine yönelik en barbarca eylemi gerçekleştirdiğini dile getiren Kurtulmuş, Harem-i Şerif'in ilk kere Müslümanlara kapatılmasının inanç ve ibadet özgürlüğünün vahim bir ihlali olduğunu söyledi.
Uluslararası hukukun açık ihlali
Bu eylemlerin, İsrail'in, Müslümanların değerlerine ve hissiyatına yönelik bütünüyle saygısızlığını ortaya koyduğunu, tıpkı sürede uluslararası kanun altındaki yükümlülüklerin de açık ihlali olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, Kudüs Temas Grubu'nun bu toplantısının, İsrail'in saldırganlıklarına karşı dayanışma ve kararlılık mesajı verilmesi açısından müsait bir sürede gerçekleştirildiğini kaydetti.
'Biz İİT organ devletleri olarak, ilk kıble, ikinci kutsal mescid, üçüncü harem ve Peygamberin mirac noktası olması cihetiyle Mescid-i Aksa ve Harem-i Şerif'in kudsiyetini müdafaa etmekle mükellefiz. Filistinli kardeşlerimizin başkenti Kudüs bulunan 1967 sınırlarında bir ülke kurma arzularına destek eda etmek nebati ve tarihsel görevimizdir' diyen Kurtulmuş, 'Esasında Filistin davası ve Mescid-i Aksa'nın korunması sırf Filistinlilerin değil, tüm Müslümanların davasıdır. Bu minvalde Harem'i tüm Müslümanlar hesabına koruyan Filistinli kardeşlerimize müteşekkir olmalıyız ' dedi.
Kudüs, her zamankinden daha çok hücum altında
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, tahsil edilen tüm kararlar ve sergilenen azme karşın 'Harem-i Şerif'in her zamankinden daha çok saldırıya maruz kaldığını, kanun dışı işgal gücünün Aksa'ya yönelik tahrik ve provokasyonlarının bilhassa son haftalarda arttığını, İsrailli yerleşimciler ve fanatik grupların polis koruması ve ayırımı altında Harem-i Şerif'e girmesinin Filistinlilerin reaksiyon ve direnişiyle karşılaştığını, bu suretle gerilimin yükseldiğini anlattı.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun, Harem-i Şerif'te statükonun korunacağına ilişkin beyanının inandırıcı olmadığını vurgulayan Kurtulmuş, 'İsrail'in Harem-i Şerif'i mekan ve süre şekilde bölme projelerine karşı Müslümanlar şekilde teyakkuzda bulunmak zorundayız' diye konuştu.
İstanbul merkezli Kudüs Vakfı önerisi
İsrail'in, saldırganlığının devamının bölgede topyekun bir yangına yol açabileceği uyarılarına kulak vermesini temenni ettiklerini dile getiren Kurtulmuş, 'Müslüman Filistin şehri olmak vasfıyla, Kudüs'ün İslami kimliği, tarihsel ve kültürel mirasını korumak için İstanbul merkezli ve ilgili tüm İİT üyelerinin katılacağı Uluslararası Kudüs Vakfı kurulmasını öneriyorum. Türkiye, bu vakfın kuruluşu için gereken kaynak ve altyapıyı temine hazırdır' dedi.
İsrail'in kanun dışı yerleşim faaliyetleri, Filistinlilere ilişkin toprak ve mülkleri müsaderesi ve sakinlerini göçe zorlamasının tüm şiddetiyle devam ettiğine dikkati çeken Kurtulmuş, 'Bütün bu uygulamalar, uluslararası kanun ve esas insan haklarına yönelik açık bir saygısızlıktır' ifadesini kullandı.
BMGK'ya tepki
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK), Filistin'in BM'de tam üyelik statüsü kazanması konusundaki sorumluluğundan kaçmasını esef sağlayan şekilde nitelendiren Kurtulmuş, şöyle devam etti:
'Filistin devletinin uluslararası platformda tanınması, uluslararası organizasyonlar ve anlaşmalara katılmasına yönelik desteğimizi sürdürmeliyiz. İsrail'in uluslararası hukuka yönelik bu vahim ihlalelere devam edebilmesi, tam bir muafiyet arasında devinim edebildiklerini görmeleri ve var yapısıyla, İsrail çıkarlarına marjinal her kararın BMGK'da veto edileceğini bildikleri içindir.'
Mescid-i Aksa 'kırmızı çizgi'
Kudüs Temas Grubu'nun bugün yapılan toplantısının, Kudüs ve Harem-i Şerif'e yönelik İsrail saldırganlığına karşı kararlılık mesajı verilmesi açısından ciddi olduğunu belirten Kurtulmuş, 'Bu planları reddetmek ve boşa çıkarmak için dayanışma arasında devinim etmeliyiz. Dünyaya, 'Mescid-i Aksa, Müslümanların kırmızı çizgisidir' mesajı vermeliyiz' halinde konuştu.
Batı ülkelerindeki değişik zümre ve kesimlerin de bu bölgede desteğini alabilmek amacıyla çaba sarfedilmesi gereğine gösteren Kurtulmuş, bu amaçla sivil cemiyet örgütleri, siyasal partiler, akademisyenler ve Filistin davasına sempatiyle yaklaşan kesimlerle irtibat ve koalisyon kurulması gerektiğini kaydetti. İsrail hükümetinin kanun dışı politikalarının Yahudilerin her kesimi tarafından onaylanmadığına da dikkat çeken Kurtulmuş, bu çerçevede Temas Grubu'nun, İsrail arasında yada dışında bu kesimlerle diyalog kurabileceğini vurguladı.
Somut adımlara gereksinim var
İsrail'in, Kudüs ve umumi şekilde Filistin topraklarındaki işgal ve kanun dışı tasarruflarına son vermesini sağlayacak somut adımlara gereksinim duyulduğunu ifade eden Kurtulmuş, bu çerçevede birlikte fiil için bir yol haritası belirlenmesi, bakanlar düzeyindeki heyetlerin, 'artık yeter' mesajını iletmek üzere, başta BMGK üyeleri olmak üzere ciddi başkentlere ve uluslararası kuruluşlara ziyaretlerde bulunması çağrısı yaptı.
'Gazze hala açık hapishane görünümünde'
Konuşmasında Batı Şeria ve Gazze'deki Filistinlilere 'güçlü ve birlik arasında olmaları' çağrısında bulunan Kurtulmuş, Filistin'in birliğinin, müstakil ve egemen bir Filistin devleti hedefine ulaşmasında kilit ciddiyete sahip olduğunu kaydetti. Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Gazze'deki insani krize de değinerek, 'İsrail'in Gazze'ye yönelik insanlık dışı ambargo ve kısıtlamalarının halen yürürlükte olduğunu unutmamalıyız. İsrail'in, 2 bin 100'den çok Filistinlinin hayatını kaybettiği, 11 binden fazlasının da yaralandığı son saldırısından bu güne Gazze hala açık bir hapishane görünümünde' dedi.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, İİT'in Kudüs'le ilgili 'Eylem Planı'na Türkiye'nin yardım ve önerilerini de şöyle sıraladı:
- Gazze ve tüm Filistin'e yönelik acil insani yardımların artırılması.
- Gazze'de kalıcı ateşkesin sağlanması ve ablukanın kaldırılmasına yönelik çabaların yoğunlaştırılması.
-İsrail'in, işlediği suçlardan mesul tutulmasını sağlamak üzere, ilgili kararların uygulanması meselesinde BM İnsan Hakları Konseyi'ne destek olunması ve iş birliği arasında devinim edilmesi.
-Gazze'nin tekrardan inşasına yönelik faaliyetlerin yoğunlaştırılması.
-Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ve Milli Birlik Hükümeti'nin desteklenmesi.
-Filistin devletinin tüm uluslararası müessese ve kuruluşlara organ olmasına yönelik kampanya başlatılması
- Suudi Arabistan Kralı Abdullah'ın başkenti Kudüs bulunan 1967 sınırları temelinde müstakil Filistin devletini öngören sulh planına birlikte desteğin yenilenmesi
-Merkezi İstanbul olacak Uluslararası Kudüs Vakfı Kurulması
-Batı ülkelerindeki sivil cemiyet örgütleri, siyasal partiler, gazeteciler, akademisyenler ve Filistin davasına destek veren gruplarla bir koalisyon oluşturulması
-İsrail hükümetinin politikalarına onaylamayan Yahudi birey ve gruplarla diyalog tesis edilmesi
-İsrail'in yasadışı politikalarından ziyan gören Filistinlilerin uluslarararası kanun mekanizmalarında İsrail'i mesul tutacak yasal adımları saptamak üzere bir vazife gücü oluşturulması.
Muhabir: Mekki Arvas