Yüksek Seçim Kurulu (YSK), aralarında Hatip Dicle, Leyla Zana, Ertuğrul Kürkçü, Sebahat Tuncel ve Gültan Kışanak'ın da bulunduğu 12 bağımsız milletvekili adayının adaylığını, milletvekili seçilme yeterliliğini etkileyecek eski mahkumiyetleri bulunduğu gerekçesiyle iptal etti.
Alınan bilgiye göre, Kurul, bağımsız milletvekili adayları ile siyasi partilerin milletvekili geçici aday listeleri üzerindeki incelemelerini bugün tamamladı. Bağımsız milletvekili adaylarının adli sicil kayıtlarını inceleyen YSK, 12 bağımsız milletvekilinin sabıka kayıtları bulunduğunu tespit etti. Kurul, milletvekili seçilme yeterliliğini etkileyecek eski mahkumiyetlerinin bulunduğu gerekçesiyle aralarında Hatip Dicle, Leyla Zana, Gültan Kışanak ve Sebahat Tuncel'in de bulunduğu bu kişilerin milletvekili adaylıklarının iptaline karar verdi.
Hatip Dicle ve Leyla Zana ile İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in milletvekili adaylığını engelleyecek eski mahkumiyetleri nedeniyle sabıka kayıtları bulunduğunu tespit eden Kurul, Sebahat Tuncel'in ''geçen seçimde milletvekili seçildiği tarihten hemen sonra adli sicilinin kayda girdiğini, bu nedenle bir önceki seçim döneminde yapılan incelemede sabıkasız olarak görüldüğünü'' tespit etti.
Diyarbakır Milletvekili Gültan Kışanak'ın ise adli sicil kaydında kızlık soyadıyla arandığında milletvekili seçilmesini engelleyecek sabıka kaydı çıkması nedeniyle milletvekili adaylığının iptal edildiği öğrenildi.
İŞTE O İSİMLER;
Hatip Dicle,
Leyla Zana,
Sabahat Tuncel,
Ertuğrul Kürkçü,
Sedat Güvener,
Gülten Kışanak,
Hasan Özcan,
Abdullah Kızılay,
Salih Yıldız,
İsa Gürbüz,
Çiçek Otlu
BDP'DEN KARARA SERT TEPKİ
BDP eski Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Yüksek Seçim Kurulu'nun 12 bağımsız milletvekili adayının adaylığını iptal edişi ile ilgili olarak, ''Seçime girmeme ve bütün adayları geri çekme dahil bütün alternatifleri tartışacağız'' dedi.
Demirtaş, kararın izahının olmadığını belirterek, ''Bu karar hem hukuk tarihine hem de siyaset tarihine bir facia olarak geçecektir. Hiç bir izahı olamaz'' dedi.
Hiç kimsenin bu kararların hukuki, yasal olduğuna dair ikna edilemeyeceğini, hali hazırda görevde olan iki milletvekillerinin bile veto edilmesinin hiç bir izahının olamayacağını savunan Demirtaş, şöyle konuştu:
''Dolayısıyla biz kesinlikle siyasi bir karar olduğuna dair netiz. Siyasi kararlara karşı da siyasi bir duruş göstereceğiz. Ne yapacağımıza dair birazdan arkadaşlarımızla geniş kapsamlı bir değerlendirme yapacağız. Sonuçların yarın veya öbür gün kamuoyu ve halkımızla paylaşacağız. Ama ortada demokrasi falan bırakmadılar. Zaten kıt kanat bir demokrasi uyguluyorlardı. Halkın iradesini yok sayan, inanılmaz derecede bir baskı ortamında seçimlere gidiyorduk. Bir tarafta seçim barajı, bir tarafta tutuklamalar, operasyonlar, baskılar, bir de üstüne bu yapılınca demek ki devlet şu kararı vermiş; Kürtleri parlamentoya sokmak istemiyorlar. Grup oluşturmalarını istemiyorlar. Bu bir devlet kararıdır. Bunun sonuçları ne olur, doğrusu bugünden kestirmek mümkün değil. Ama normal bir siyasi sonuç doğurmayacağı ve bizim bu kararları içimize sindirmeyeceğimizi herhalde kamuoyu takdir ediyordur. Bu kararları verenler, bu planları yapanlar, bu hesap kitapları yapanlar herhalde bundan sonra neler olacağını hesaplamışlardır. Fakat biz, Türkiye yeniden bir çatışmalı ortama sürüklenmesin yeniden bir kaosa sürüklenmesin diye elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Barışçıl yol ve yöntemlerle parlamentoda olabilmenin önünü açabilmek için elimizden geleni yapacağız. Bu kadar hukuksuzluğa bu kadar anti demokratik uygulamalara rağmen bu bizim ahlaki ve vicdani duruşumuz olacak.''
-''ÇOK ÜZGÜNÜZ'' -
Demirtaş, ''Çok üzgünüz. Doğrusu böyle olmamalıydı. Yani bu şekilde belden aşağı vurmalarla, bu şekilde gayri hukuki yaklaşımlarla bu işler çözülmez'' dedi.
Selahattin Demirtaş, ''Kürt sorunu gibi devasa bir sorunla ilgili tartışıldığını, seçimlerin biraz da onunla bağlantılı olduğunu, adaylıkların onunla bağlantılı olduğunu'' savunarak, şöyle devam etti:
''Yani bu kararı verenler, herhalde tarih karşısında mutlaka sorumlu olacaklardır. Şimdi YSK'nın kararı nihai kararları aslında bağımsız adaylar açısından. Biz yine de itiraz yolunu deneyeceğiz. Çok umutlu değiliz. İşleyebileceğini, usulen de işleyebileceğini düşünmüyoruz. Ama her şeye rağmen bu yöntemi belki deneriz. Fakat en nihayetinde seçime girmeme ve bütün adayları geri çekme dahil bütün alternatifleri tartışacağız. Halkımızdan bulundukları her yerde ve toplantılarla görüş alacağız. Bir iki gün içerisinde bu görüşümüzü her halde siyasi bir karara dönüştüreceğiz. Türkiye için hayırlı olsun diyelim bizim açımızdan her halükarda hayırlı olacaktır. Çünkü biz bu tür baskılara, bu tür hukuksuz yaklaşımlara bugüne kadar hiç boyun eğmedik hiçbir zaman teslim olmadık. Biz her halükarda kazanacağız. Ama kaybedenler tarih karşısında sorumlu olacaktır.''
-"KARAR SEÇİMLERE GİTMEMİZİ ENGELLER"
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Genel Başkanı ve Mardin bağımsız milletvekili adayı Ahmet Türk, ise yaptığı açıklamada, YSK'nın aldığı kararı haksız bulduklarını ifade ederek, bu kararın sağlıklı bir seçimin yapılma ortamını ve zeminini ortadan kaldıracağını ileri sürdü.
Bu haksız karara itiraz etme hakları olduğunu savunan Türk şöyle dedi:
''Biz bu haksız kararın ortadan kaldırılması için çaba göstereceğiz. Türkiye'de eğer böyle bir karar bu şekilde bu mantıkla geliştirilirse bu, seçimlere gitmemizi engelleyen bir karar olur. Sağlıklı bir seçimin yapılma ortamı zemini de ortadan kalkar. Bunu tartışacağız. Gördüğüm kadarıyla genel eğilim bu yönde gelişiyor. Ben bireysel düşüncemi söylüyorum. Tabii ki parti içi yetkili organları bu konuda bir çalışma yapacak. Bunu basına ve kamuoyuna yansıtacağız.''
Açıklama yapan BDP Şırnak milletvekili Hasip Kaplan: Skandal bir karar sosyal ve siyasal sonucu ağır olabilir.. Başbakan Erdoğan'ın vekilliği düşmelidir. Ağır sonuçları olur halkımız bunu kaldırmaz. ' dedi.
BDP Şırnak Milletvekili adayı Sırrı Sakık ise 'Siyasi bir karar, hukuk devletinde olmaz' açıklamasında bulundu.
Ahmet Türk'e bir destek de Aysel Tuğluk'tan geldi. Tuğluk yaptığı değerlendirmede 'Seçimlerden çekilmeyi tartışmaya açacağız' dedi.
YSK kararına Sırrı Süreyya Önder tepkisi
İstanbul ikinci bölge bağımsız adayı Sırrı Süreyya Önder'den YSK kararına seert bir tepki geldi..
YSK, aralarında Leyla Zana, Hatip Dicle, Gülten Kışanak, Sabahat Tuncel'in de bulunduğu 12 vekilin adaylığını veto etti.
SİYASİ ARENAYA BOMBA GİBİ DÜŞEN KARAR
Bu karar akşam saatlerinde siyasi arenaya bomba gibi düştü. Karara en sert tepki BDP cephesinden geldi. Selahattin Demirtaş, kararı devletin siyasi tasfiyesi olarak yorumlarken en ilginç yorum BDP'nin de bağımsız adayı Radikal Gazetesi yazarı Sırrı Süreyya Önder'den geldi.
BAKKALA SÖYLESİNLER EKMEK DE VERMESİNLER
Kararın büyük bir şaşkınlık yaşattığını ifade eden Sırrı Süreya Önder, 'Ne diyeyim bakkala söylesinler ekmek de vermesinler. Böyle bir şey ola bilir mi? Ben şahsi görüşümü açıklamak istiyorum. Meşru zeminlerde siyaset yapılmasına da izin verilmiyorsa seçime gitmenin de çok fazla anlamı yok' dedi.