“Bülbülü altın kafese koymuşlar, ah vatanım demiş”

Malatyalı Gazeteci Berkman Dulcan 6 Şubat gününü felakete dönüştüren iki depreme de evinde yakalandı. O günden beri memleketinde hem yaşam mücadelesi veriyor hem de mesleğini yapmaya çalışıyor.

Malatyalı Gazeteci Berkman Dulcan 6 Şubat gününü felakete dönüştüren iki depreme de evinde yakalandı. O günden beri memleketinde hem yaşam mücadelesi veriyor hem de mesleğini yapmaya çalışıyor. Berkman Dulcan, konteynerde yaşayan bir gazetecinin gözüyle deprem bölgesinde geçen üç ayı ve bir habercinin gününü nasıl geçirdiğini 9. Köy için kaleme aldı.

Haber: Berkman Dulcan – Malatya

5 Şubat 2023 pazar gecesi 13 Milyon insan yatağa kafasını koyduğunda belki de aklında haftaya farklı projeler ile başlamak vardı.

Kendimden bahsedeyim mesela ismim Berkman Dulcan yüzde 50 engelli bir bireyim ve bağımsız bir şekilde  Malatya’da gazetecilik yapmaya çalışıyordum. Depremden önceki gün hatta çok değil 3 saat kadar önce bir sivil toplum örgütünde iş başı yapacak olmanın heyecanı ve nasıl faydalı olabilirimin düşüncesi ile yattığım yatağımdan sabah saat 04:17’yi gösterdiğinde deprem sarsıntısıyla kalktım.

Alzeimer, KOAH ve şeker hastası babam, romatizmal hastalıkları ve yine şeker hastası olan annem ile kendimizi zar zor dışarı attık. Yaklaşık 3 saat sonra girdiğimiz evimizde otururken bu kez ikinci depremi de evde yaşadık. Bina içerisindeki o haykırışların, ağlamaların, koşturmacaların arasında kendimizi ancak dışarıya atabildik. İkinci depremle beraber o büyük yıkımları gördük. 99 Gölcük depreminde veya Van’da büyük yıkıma ekran başında şahit olduğumuz, ekran başında saatlerce dua ettiğimiz o depremlerde inanların neler yaşadığına bizzat şahitlik ettik. Ağlayan çocuklar, korkudan sus pus olmuş anneler ailesine sahip çıkmaya çalışan babalar ve nicesini yağan yoğun karın altında bir lokma ekmek, bir yudum su bulmak için çırpınırken gördük.

Bir şekilde memleketten çıkabilenler çıktılar ailelerine güvenli liman bulmak için istemsizce şehirden ayrıldılar. Kimi belki dönecekti geride bir şeyleri kaldı ise, kimi ise belki de bir daha asla dönmeyecekti.

6 Şubat 2023 koskoca memleket gibi hayallerimizin de molozlar altında kaldığı ve bir daha hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı gündü 11 il için belki de…

Sonrası muallak, yaşanmışlık ile yaşanmamışlık arasında bir ARAF…

Sonrası derin bir karanlık ve yalnızlık…

Sonrası büyük bir sessizlik…

Anlatsam anlatamayacağım, konuşsam kelimelerin kifayetsiz kalacağı bir yaşam çoğumuz için…

Dile kolay 92 gün bugün 8 Mayıs 2023,

92 gün, 3 ay, 2 gün, bilmem kaç saat…

Konteynerde derin bir yaşam mücadelesi veriyorum veya veriyoruz ama çadırda kalan canlar veya yok olan hayatlar için bizler belki de lüks içinde yaşam savaşı veren, psikolojik açıdan büyük yıkım yaşayan bir toplumun derin yalnızlık hisseden insanlarıyız.

Gün düne dönse, yarın hiç gelmese diyor bazılarımız, bir çaresizlik almış başını gidiyor içimiz yanıyor yüzümüz gülerken; çünkü güçlü durmalı ve sevdiklerimize güçlü görünmeliyiz.

Gelelim günün özetine belki dışarda yaşayan memleket için yanan veya seçim atmosferine girmiş memleketimde yaralar sarıldı diyerek sizleri buraya çağıranlara cevap olarak…

Bulunduğum konteyner basın konteyneri; burada gazeteci arkadaşım Erkan Yılmaz Çakır ile birlikte kalmaktayım.

Bir günün anatomisi

21 metrekareye sığdırmaya çalıştığımız bir hayat şuan bizimkisi…

1 + 1 de hayatımızı idame ettirmeye çalışmaktayız. Yazımın başında da anlattığım üzere yüzde elli engelli bir bireyim. Şeker hastalığı başta olmak üzere bir takım rahatsızlıklarım mevcut ama çok şükür kendime yetiyorum.

Sabah kahvaltısının lüks olduğu nice zamandır peynir veya zeytin dahi yiyemediğimiz, günün en önemli işlevi olan sabah kahvaltısını poğaça, simit ile geçiştirdikten sonra haber planlaması ile beraber haber koşturmacası…

Habere giderken genel anlamda araç olmaması kaynaklı yürüyerek şehrin merkezine 30 ile 45 dakika arasında ulaşarak haber yapmak, yıkımları fotoğraflamak şanslı isek öğlen yemeği yiyebilmek.

Ramazan Bayramı sonrası yaklaşık 15 adet konteynerlerin olduğu basın kısmına AFAD tarafından gönderilen yemek ile öğleni kayıtsız bir şekilde geride bırakıyoruz.

Tekrar bir koşturmaca başlıyor bizler için internet sitesinde haber güncelleme, gittiğin haberi deşifre etme, haberleştirme akabinde sosyal medya hesaplarından haberi ulaştırmaya çalışma ve gelinen noktada aşırı yorgunluk, tükenmişlik ve günlerin getirdiği enerji kaybı ve akşam yemeği telaşı…

Akşam yemeği koşturmacasında ne yesek ne yemesek gibi durumumuz yok açıkça menü basit ya çiğköfte dürüm ya et dürüm çünkü farklı bir seçeneğimiz maalesef yok ve belki de evlere geçilmediği müddetçe de konteynerde yemek yapamayacak ve ev yemeklerine uzun bir süre hasret kalacağız.

Günün yorgunluğu iyiden iyiye kendini hissettirse de ısıtıcı eşliğinde kaynatılan su ile kahve-çay ve beraberinde dost meclisinde yapılan sohbet ile günün değerlendirmesinin yapılması ve kafalarda oluşan çözümü zor sorular.

Saatler gece yarısını gösterdiğinde yatmak için yer yatağına doğru geçmek ve AFAD tarafından sağlanan şişme yataklarda yatmak…

Bu arada olur da duş nasıl yapıyorsunuz diyene de şunu diyelim; haftada belki de 10 günde bir idi 3 – 4 gün öncesine kadar. Yeni gelen mini şofben ile günde 1 defa 5 dakikalık sıcak suyumuz mevcut.

Üstelik biz basın olarak bir takım şeylere daha kolay ulaşırken çadırda kalan, hayatını idame ettirmeye çalışan bir vatandaşın neler yaşadığını sizlerin hayal gücüne bırakıyorum…

Güncel Haberleri

Malatya’da alt geçitte kontrolden çıkan araç karşı şeride geçti: 2 yaralı
Depoda çıkan yangında tonlarca odun yandı
Malatya’da aranan 27 firari yakalandı
Otomobil ile kamyonet çarpıştı: 3 yaralı
Taşkın: "Battalgazi, iki yılda yeniden ayağa kalkacak"
Şarlak: “Yerinde dönüşüm hibe ve kredisi TEFE/TÜFE oranında artırılmalıdır”
Servis aracının çarptığı yaya ağır yaralandı
Esnaf ile müşterinin bıçaklı kavgasında: 7 kişi yaralandı
Hafif ticari araç ile otomobil çarpıştı: 1 yaralı
Kayısıya alternatif olarak yetiştirdiği bademlerden yüksek verim elde etti