28 Şubat post modern darbesinin üzerinden neredeyse çeyrek asır geçti. Adının post modern darbe olduğuna bakmayın.
Ne kadar zulüm var ise hep bir şekilde güzel isimlerle süslenmiştir . İnsanların hak ve özgürlüklerine, demokrasisine saygı duymayan bir yönetim koskoca ülkeyi idare ediyordu. İmamhatip pansiyonlarına gece baskınlar yapılıyor, başörtülü bacılarımız gecenin bir vakti karakola götürülerek ikna odalarında, sorguya çekiliyordu. İmamhatip liseleri kapatılıyor, dini eğitim veren kim olursa olsun, sorguya alınıp işkenceye maruz kalıyordu. Üniversiteye türbanlı girmek inanın o zamanlar imkansızdı. Türbanlı olan hanım kardeşlerimiz üniversiteden sorgusuz- sualsiz atılıyordu. Malatya sokaklarında binlerce hanım kardeşimiz; sırf başörtüme dokunma dediği için; yerlerde sürüklenilerek o gün karakola götürüldü. Sabaha kadar hukuksuz bir şekilde karakolda bekletildi. Hanım kardeşlerimizin yanında duran abilerimiz ise yıllarca hapiste suçsuz yere yattı. İmamhatip okullarından daha önce mezun olanlar hiçbir kamu kurumunda işe yerleştirilmedi. Üniversite sınavına hazırlanan İmamhatipli kardeşlerimize
bilinçli bir şekilde bir katsayı uygulaması modülü ile diploma puanlarına el konularak, puanları yarıya indirildi. İstediği bölüme, hedeflerine bir türlü ulaşamadılar.
Bir kaç örnek dahi vermek gerekirse; Önce ailemde yaşanan bir hadiseyi anlatarak başlamak istiyorum.
Abim polisliği kazandığı yıl, evrak temininde annemin türbanlı fotoğrafını kabul etmeyeceklerini abim bize bildirdi. Abim görevine gitsin, üzülmesin diye evde perukla annemin bir fotoğrafını çekip abime yolladık. Düşünsenize bu nasıl bir duygu. Daha da kötüsü abimin mezuniyetine gitse dahi annem; içeri alınmayacağını bilerek oğluna:
Senin ora çok uzak oğlum gelemeyeceğim demesi varın gerisini siz hesap edin...
Sadece tek bizim değil 28 Şubat da milyonların hikayesi var.
71 yaşında hastane bahçesinden içeri alınmayan, başı açık resmi olmadığı için tedavisi yapılmayan hastane girişinde vefat eden Medine Bircan ablamızı unutmadık.
Başörtülü eşini araba bagajında taşıyarak evine götüren subay ve astsubayları kim unutabilir?
Oğlunun düğün merasimine katılamayan düğün takılarını orduevi önünde takan anne, baba, eş dostların olduğunu, oğlunun yemin merasimini tel örgülerinin arkasında izleyen gözü yaşlı anneleri kim hafızasından silebilir?
Başörtülü olduğu için ödül verilmeyip kürsüden indirilen 15 yaşındaki "Tevhide Kütük "unutuldu mu?
Hayır hiçbiri unutulmadı ve daha nice hikayeler hâlâ dün gibi hafızalarımızda.
28 Şubat post modern darbe dedikleri aslında;
dinî özgürlükleri kısıtlamaya yeltenen ve bundan rahatsız olan seçkinlerin, aydınların, sermayeyi, medyayı, siyaseti ele alarak Müslümanların tüm kazanımlarını elde edip ülkemize hakim olma düşüncesinden başka bir şey değildi. Yapılan tüm baskılara, operasyonlara bir isim uydurarak "irticâî fâliyet" diyorlardı.
Türk demokrasi tarihine kara leke olarak kazınan 28 Şubat her daim hatırlanacaktır. Milletimiz o kötü günlerde dik duranlarla, darbeye ve darbecilere alkış tutanları asla affetmemiş ve unutmayacaktır. Bu millet, darbecileri ve darbecilere destek verenleri önce sandıkta, ardından da maşeri vicdanına mahkûm etmiştir" .
Rabbim ülkemizi darbelerden, darbeci zihniyetlerden her daim muhafaza eylesin.
#Unutmadık!
#Unutmayacağız!
Güzel ülkemin Kadir Şinas insanlarına selam olsun.