TSO seçimleri yaklaşırken hangi başkan adayının hangi hizmeti yapacağını konuşmak yerine; hangi başkan adayının, diğerine ne tür algı operasyonları yaptığını soruşturur olduk ne yazık ki.

“Akif Baştürk mü daha iyi algı yönetiyor; Oğuzhan Sadıkoğlu’mu?” derseniz; Sadıkoğlu’nun eline kimsenin su dökemeyeceğini katıksız bir şekilde ifadeden imtina etmemek gerekir. Sadıkoğlu, bu husustaki hünerini, TSO Başkanlığı yaparkende göstermiş olsaydı, şehrin ticaretinin ve sanayisinin, bugünkü durumunun çok ötesinde olacağını izaha ne hacet?

Şehrin Valisi ve Büyükşehir Belediyesi Başkanı ile kavga ederek elde etmeye çalıştığı “itaat etmediğim ve sadakat göstermediğim için önümü kesiyorlar” algısını bence kimse yemedi. 

Nitekim Organize Sanayi Müteşebbis Heyeti’ndeki görevinde gerçekleştirdiği hukuka aykırı tasarrufları açıklayamayınca Devlet’in gereğini yapıp müfettiş görevlendirmesi, sadece dönemin Valisi Aydın Baruş’un değil; yerinde hangi devlet görevlisi olsa idi yapacağının ve yapması gerektiğinin tartışılır yanı yok. 

Durur mu Oğuzhan Sadıkoğlu? Buradan da bir algı çalışmasına girdi ve bu defa “3.500 TL yemek masrafımı sorguluyorlar” deyip yeni bir tartışmaya perde araladı.

İnandık mı? Hayır…

Müfettiş raporunu okuyanlar olmuştur. Gerçi hemen hemen bütün gazete, TV ve internet sitelerine oluk oluk reklam parası akıtan Sadıkoğlu hakkındaki müfettişlerin bu eleştirilerini kimse okuyamadı ama…

Müfettiş sanki sadece 3.500 TL yemek parasını raporuna yazmış gibi davranıldı o dönem. Halbuki o raporda hangi usulsüzlükler yoktu ki? Sadıkoğlu’nun kendi başkanlığı döneminde defalarca kez birden fazla yerin tahsisi için “başkanı” olduğu kuruma başvurusu mu dersiniz, bunun kabulü ve usulsüz tahsisler mi dersiniz… Yemek ya da konaklama harcamalarının telaffuz edilen rakamların çok çok üstünde olması mı dersiniz; ya da yönetimdeki birçok usulsüzlükler mi? Daha neler neler…

Bu raporun da üstünün başka bir algı ile kapatması gerektiğinin farkında olan Sadıkoğlu, bu defa Büyükşehir Belediye Başkanı üzerinden girişti hamlesine. Selahattin Gürkan için “meclis toplantılarına katılmadan para alıyor”dedi.

Yine kimse yemedi. Nitekim Malatya’daki para ile en işi olmayan siyasetçidir Gürkan. Üstüne yakışmadı bu iftira, bir defa… 

Tabi sonradan ortaya çıktı, Sadıkoğlu’nun uzunca bir süre toplantı parası yatırtmayıp biriken tüm toplantı paralarını, banka hesabı açarak tek seferde Gürkan’ın hesabına yatırdığı… Ve Gürkan’ın böyle bir paranın yatırıldığından haberinin dahi olmadığı… 

Bu algı çalışması da tutmadı Sadıkoğlu’nun… Nitekim Selahattin Gürkan’ın hesabına habersiz bir şekilde yatırılan paranın talimatnamesinin altındaki imzanın kime ait olduğu ortaya çıkmıştı artık.

…

Ve geldi çattı seçim arefesi…

E bir algı çalışması daha lazımdı Sadıkoğlu’na…

Hoş, TSO Başkanlığı döneminde bir şeyler yapmış olsaydı onları anlatacaktı seçmenine ama…

O da yok.

En iyisi seçim bürosu açılışında “kimseye boyun eğmeyeceğiz” demekti. 

Dedi ve alkışı aldı. 

…

Peki kimdi Sadıkoğlu’na boyun eğdirmek isteyenler?

Algı bu ya… Hadi bir yenisi daha. 

Bu defa “Tanıtım yapmamız için reklamlarımızı söküyor Büyükşehir Belediyesi” demesi lazımdı. Hazır, ortada bir seçim malzemesi yokken…

Sen git, izinsiz oraya buraya tabelalarını dik. Sonra Büyükşehir Belediyesi gelip sana “izin kayıtlarını yap” desin. Sen yapma ki, Büyükşehir Belediyesi gelip söksün. Sonra al eline kamerayı “Selahattin Gürkan bizim tanıtım yapmamızı istemiyor, çünkü karşı adayı destekliyor” de. 

Güzel senaryo…

Tamam mı algı? Tamam… 

Yedik mi? Tabi ki hayır. 

…

O zaman yeni bir algı çalışması daha lazım Oğuzhan Bey’e…

Turan Güzel isimli gazatecinin başka bir haber sitesi ile isim benzerliği bulunan gazetesini kullanmak gerek… 

Böylelikle bir taşla iki kuş vurulmuş olur. Hem “böylesine çıkar çıkmaz sansansiyonellere adı karışan gazeteci ve gazetesine özel haber yaptırıldı ve hatta “gazete Akif Baştürk tarafından çıkarıldı” denilir; hem de ilgili haber sitesi Akif Baştürk’e düşman edilmiş olunur. 

Halbuki ne haberin; ne de gazetenin hiçbir tarafında Akif Baştürk yok!

İlgili haber sitesi, kurulan tezgâha düştü mü? 

Ooo… Hem de “Kamuoyuna duyuru” bile yayınladı. 

Peki gazete, Akif Baştürk aday olmadan çok önce yayın hayatına başlamıştı, o ne olacak?

Çamur atıldı ve izi kaldı, ne önemi var?

… 

Yeter mi Sadıkoğlu’na bu kadar algı çalışması? 

Yetmez tabi… 

Biraz da köşe yazarı yazıları lazım. 

Boşuna mı bu kadar yıldır haber sitelerine reklam veriyor TSO bütçesinden?

Ne yapsın, Mikail Pelit… Gelsin hepsi sırasıyla…

Mikail Pelit hızını alamasın “Sadıkoğlu’nun yanındayım bu şeçimde” desin.

Başka bir gazetecide önce uzun bir belgesel ile “Sadıkoğlu Güzellemesi”yapıp sonrasında artan vaktinde köşe yazarak “Akif Baştürk şehirden kopuk” desin…

…

Bari kendinizi gülünç duruma düşürmeseniz…

Şehrin ticaretinde en ciddi lokomotiflerden biri olan, devasa fabrikalarındaki üretimine tedarik ettiği 500’den fazla ürünü sadece Malatya esnafından alan, istihdam ettiği binlerce işçiyi Malatya’dan seçen, eskilerin “ticaretin duayeni” olarak kabul ettiği Mahmut Baştürk’ün dizinin dibinde yetişen Akif Baştürk mü Malatya’dan kopuk?

Doğru…

Henüz ne iş yaptığı, ne ürettiği, işinde hangi başarıları elde ettiği bile belli olmayan Oğuzhan Sadıkoğlu’nun sizinle oturup mülahazalarda bulunmaya vakti daha çok müsait! 

Salih Sarıcalı