Malezya’da 20 farklı bakımevine yapılan baskında fiziksel ve cinsel istismara uğradığından şüphelenilen 402 çocuk ve genç polis tarafından kurtarıldı.
Malezya’da yüzlerce çocuğun çeşitli bakımevlerinde fiziksel ve cinsel istismara uğradığı ortaya çıktı. Malezya polisi, Eylül ayı başında ülkenin Negeri ve Sembilan eyaletlerinde bir tesiste çocukların istismar edildiği ve tacize uğradığına ilişkin ihbarın ardından harekete geçti. Negeri ve Sembilan eyaletlerinde 20 farklı bakımevine dün baskın düzenleyen Malezya polisi, bakımevlerinde fiziksel ve cinsel istismara uğradığından şüphelendiği 402 çocuk ve genci kurtarırken aralarında din öğretmenleri ve bakıcıların da bulunduğu 171 şüpheliyi de gözaltına aldı.

Polis müfettişi Razarudin Husain düzenlediği basın toplantısında elde edilen bilgileri paylaşarak, yaşları 1 ile 17 arasında değişen çocuk ve gençlerin çeşitli istismar biçimlerine maruz kaldığını, bazılarının ise diğer çocuklara cinsel eylemlerde bulunmaya zorlandığını söyledi. Yaşları 17 ila 64 arasında değişen şüphelilerden bazılarının dini tedavi yöntemi olduğunu iddia ederek çocuklara dokunduklarını kaydeden Husain, bazı çocukların evlerdeki diğer çocuklara benzer cinsel eylemlerde bulunmalarının öğretildiğini bildirdi. Çocukların “sıcak metal objeler kullanılarak” cezalandırıldığını sözlerine ekleyen Husain, hasta olan çocukların durumları kritik hale gelene kadar tıbbi tedaviye izin verilmediğini kaydetti.
Bakımevlerinden alınan çocuklar geçici olarak başkent Kuala Lumpur’daki polis merkezine yerleştirildiğini kaydeden Razarudin, çocukların sağlık kontrolünden geçirileceğini aktardı.
Polis tarafından yürütülen soruşturmada elde edilen ilk verilerde çocukların aileleri tarafından dini eğitim almaları için bakımevlerine yerleştirildiğinin belirlendiği açıklandı.

İnsan Hakları Komisyonu harekete geçti
Malezya İnsan Hakları Komisyonu (Suhakam) olayın ardından harekete geçerek bakımevlerine yönelik sıkı tedbirler uygulanması kararı aldı. Suhakam yetkilisi Farah Nini Dusuki açıklamasında, “Sorun bu tür yerlerin uygun bir şekilde düzenlenmemesi ve denetlenmemesidir. İzleme ve gözetim konusunda ciddi bir sorunumuz var, bu nedenle toplumun daha uyanık olmasına ihtiyacımız var” dedi.