Başbakan Erdoğan: Kastamonu'dan ayrılırken üzücü bir olay yaşandı. Sevgili kardeşlerim bu namert eller, demokrasi mücadelesine inanmayan bu karanlık zihniyetler bunlara ne dersek deyiniz bu ayrımcı güçler sandıkta meselelerini halledemeyeceğini anlayanlar ancak bu yollarla netice alacaklarını zannediyorlar.
Şunu özellikle belirtmek istiyorum. Biz bu yola Merhum Menderes'in ifade ettiği gibi kefenimizi giyinerek çıktık. Bizim ömrümüzü kimsenin kısaltmaya veya uzatmaya gücü yetmez. 780 bin km'lik bu vatan topraklarını biz kimseye böldürtmeyeceğiz. Elimizden gelen gayreti gösteriyoruz göstereceğiz. Sandık ortada iken sandığın dışında başka yolları kimse aramasın. Şehidimize Allah'tan rahmet diliyorum. Yaralımıza rabbimden şifa diliyorum. Onlar bu milletin adeta istikamet oklarıdır. Buradan tüm Amasya'ya selamlarımı sevgilerimi yolluyorum.
Şirin'in babası dedi ki kızımı sana vermem niye dedi ki del dağı suyu getir. İnanın aynısını biz yaptık. Bizim Şirin'e sevdamız var aşkımız var. Ferhatlar bunu yapar. Onun için Amasya bizim için çok önemlidir. Amasya Yavuz Sultan Selim'in şehridir. Amasya Akşemseddin'in, Şerafettin'in Şeyh Hamdullah'ın şehri.
Biz siyasette her zaman dürüstlüğü savunduk. Biz her zaman omurgalı siyaseti savunduk, ilkeli siyaseti savunduk. Bazı konular vardır ki siyasetin üzerindedir. Siyasetin malzemesi yapılamaz. Aile bunlardan biridir. İnançlar bunlardan biridir. Etnik kökenler bunlardan biridir. Biz ne bunları istismar ettik ne de başkalarını ailesi inancı etkin kökeni üzerinden siyaset yaptık. Ancak bugün burada Amasya'da bir hususu özellikle vurgulamak zorundayım. Bir siyasetçi olarak değil, bir insan olarak bu milletin bir aciz evladı olarak Amasya'lı Fatih Sultan Mehmed'in torunları olarak bunu vurgulamak zorundayım. Dün, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, fakat bu yuh bile az gelir. Amasya 3-0'la 12 Haziran'da bunları sandığa gömmelidir. Siirt'te halkın önüne çıkıyor. Karşısında da seyircisi çok az. 500-800 kişi var. İnançlarımızla, itikadımızla, medeniyetimizle ve kültürümüzle tamamen ters son dereece saygısızca bir ifade kullanıyor. Biz çok farklı bir terbiye ile yetiştik. Bana valilerim söyler. Diyanet İşleri Başkanım kutlu doğum haftasında gelip Ana Muhalefet Lideri konuşsun mu tabi ne demek diğerleri de konuşsun. Hoş görü bu.
Ne diyor Hacı Bektaş-ı Veli eline beline diline hakim ol diyor. Bundan önceki Genel Başkan bir kasetle gitti. Beline sahip olamadı. Bu da dilinin cezasını 12 Haziran'da bulacak. Edep yahu dedim. Milletin değerlerine dil uzattı. Ah gençler ah. Bu ülkede varya. Hacı Bektaş-ı Veli diyorya cahiller ve hak tanımazlara sükut ile karşılık veriniz. Ben de ya sabır dedim, sustum. Ancak, Siirt'te evliyaların diyarında ağzına bu ifadeleri alanı millet çok kötü çarpacaktır 12 Haziran'da. Buradan kendisine yine Hacı Bektaş-ı'n dili ile 'Bizim erkanımız ahlakı Muhammed'i ve edebi Ali'dir'
İşte biz akıldan hayadan ilimden nasibini alamayanlar işte böyle edep dairesinin dışına çıkarlar. Mevlana'yı anma törenlerine geldi önüne konan metni okudu gitti. Eğer o metinleri zerre kadar hazmetmiş olsaydı bu edep dışı ifadeleri zaten kullanmazdı.