Eski Filistin Adalet Bakanı Ali Hasan, yaptığı açıklamada, Filistin şekilde İsrail işgalini kabul etmediklerini belirterek, 'BM sulh planı da İsrail’i bölgeden çekilmeye çağırıyor. İnanıyorum ki işgalin bulunmadığı bir ortamda şiddet de olmayacaktır' dedi.

Filistin devleti ve halkı şekilde şiddet ve terörün karşısında olduklarını anlatım eden Hasan, 'Dinimiz ve peygamberimiz bayan ve çocuklara saldırmamamızı, kutsal mekanlara ziyan vermememizi emrediyor fakat şahısların çoğu vakaya tek yönlü bakıyor ve kocaman resmi görmüyor' diye konuştu.

İsrail askerlerinin, Filistin’de Mescid-i Aksa ve kiliseler dahil olmak üzere kutsal mekanlara saldırılarda bulunduğuna dikkati çeken Hasan, 'Çok sayıda camiye ziyan verdiler ve hatta Gazze’de 45’ten çok camiyi yıktılar fakat kimse bunları konuşmadı' dedi.

Sinagog saldırısı

Hasan, Kudüs'teki sinagog saldırısına ilişkin, 'Kesinlikle kutsal mekanlara yapılan saldırılara karşıyız. Yahudilik, Hristiyanlık ve İslamiyet başta olmak üzere bütün dinlere saygılıyız. Ancak İsrail, Müslümanların kutsal mekanlarına saygı göstermiyor' halinde konuştu.

Hasan, İsrail yönetiminin Filistinlilere yönelik sistemli bir biçimde yürüttüğünü dile getirdiği suçlara ilişkin, 'İsrail’in topraklarımızı işgal ederek işlediği harp suçları ve işlediği insan hakları suçları birbirinden ayrı düşünülemez' diyerek şunları kaydetti:

'İnsanlarımız her gün denetim noktalarında acı çekiyor. Kendi ülkelerinde bir noktadan başka bir noktaya, bir şehirden başka bir şehre yolculuk edemiyorlar. Batı Şeria’da etrafımızı çevreleyen bir duvar var. Gazze ise tam olarak kuşatılmış durumda. Bütün bu olanlardan sonra Şayet bana bunun nedenini soruyorsan, acı çeken aşırı sayıda insan mevcut ve biz her insanın bu zulme karşı tepkisini denetim altında tutamıyoruz fakat kamu şekilde kutsal mekanlara yapılan saldırılara tam olarak karşıyız.'  

AB ülkelerinin Filistin'i tanıması

Filistin devleti sorununun İngiltere ile başladığını belirten Hasan, 'İngiltere, sahip bulunmadığı bir şeyi hak etmeyen bir halka verdi. O yıllarda Filistin İngiltere’nin himayesinde bulunuyordu. Her ne kadar Filistin topraklarını İsrail’e verme hakları olmasa da Balfour Deklarasyonu ile bunun sözünü vermişlerdi' dedi.

BM’nin 181 sayılı Filistin kararının, iki değişik kamu için iki değişik devleti öngördüğünü hatırlatan Hasan, anlaşmaya kıyasla kendi devletini kuran İsrail'in, Filistin halkının kendi devletini kurmasına izin vermediğine dikkati çekti. Hasan, 'Şu an dahi İsrail, Filistin devletine karşı çıkıyor' diye konuştu.

Hasan, en son İsveç'in Filistin devletini tanımasıyla başlayan süreçle ilgili şunları söyledi:

'Şimdi bizim için yeni ve güzel bir süreç başladı. Pek aşırı Avrupa ülkesi hali anlamaya başladı. İsrail’e politikasını değiştirmesi için yeterli süreyi vermişlerdi. Fakat İsrail her fırsatta bunu reddetti. Bunu gören Batı devletleri sonunda Filistin’i ülke şekilde tanımaktan başka yapabilecekleri bir şeyin olmadığını başkalık ettiler. Filistinlilerin kendi başlarına ülke kurma hakkı olduğunu tanıdılar. Umuyorum ki öteki devletler de bizi ülke şekilde tanıyacaklardır.'

Ramallah'ta yıkılan evler

Eski Adalet Bakanı Hasan, İsrail'in Filistinlilerin yerleşim yerlerini yıkma politikasını takribî 70 yıldır sürdürdüğünü belirterek 'Sadece güvenlik nedenlerini ileri sürerek İsrail’e karşı her saldırıyı daha aşırı ev yıkmak için kullanıyorlar. Açıkçası saldılar olmasa da her sene aşırı sayıda ev yıkıyorlar' dedi.

Hasan, 'Güvenlik gerekçesiyle Filistinlilerin konutlarını yıkıyorlar ama suç işleyen İsraillinin evini yıktılar mı? İsrailliler de devamlı Filistin vatandaşlarını öldürüyorlar. Fakat İsraillilerin evleri yıkılmıyor. Bu tam olarak yerleşim politikasıdır' ifadesini kullandı.

Kaynak: AA