Ekici, Gün birleşme günüdür.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), 29 Mart'ta yapılacak yerel seçimlere girecek olan belediye başkan adaylarının tanıtımını Kervansaray Et Lokantasında yaptı.

MHP'nin 40. Yılı anısına hazırlanan Sinevizyon gösterisinin ardından toplantının açılış konuşmasını yapan MHP Malatya İl Başkanı Ömer Ekici, yerel seçimlerin önemine değindi. Ülkenin bir kavşağa geldiğini belirten Ekici, "Bugün, asırları aşarak gelen büyük milletimizin yakın dönem tarihinde, özel bir misyon üslenmiş olan Milliyetçi Hareket Partisi'nin kırkıncı kuruluş yıldönümünü iftiharla anıyoruz" dedi.

Bu itibarla, Milliyetçi Hareketin varlığının ne anlama geldiğini hala değerlendirmekte güçlük çekenler varsa, onlara söyleyeceğim söz, milliyetçilerin hiç olmadığını varsaydıkları bir Türkiye'nin yüz yılını tahayyül etmeleri ve neyin noksan kalacağını düşünmeleridir.
İmkânsız gibi görülen bu yolculuk, başta kurucu Genel Başkanımız Başbuğ Alparslan Türkeş olmak üzere, sayısız ülkü ve gönül adamının ve onların izinden giden kadroların inançları ile bugünlere gelmiştir.
Mükâfatının çile ve meşakkat olduğu bu davanın, ülkü erlerinin nezdinde ki yegâne kazancı;
Müsterih olmuş bir vicdan,
Yerine getirilmiş milli bir görev,
Milletimize ödenmiş bir borç,
Bir hilal uğruna toprağa düşmüş fidanlara okunan fatihanın huzuru,
Ve Allah katında ulaşılmış şehadetten başka hiçbir şey değildir.
Kıymetli Dava Arkadaşlarım;
Bu itibarla, geride kalan kırk yıl kolay geçmemiştir.
Kolay yaşanmamıştır.
Tarih ve olaylar tanıktır.
Kırk yıl, çiledir, çabadır, çalışmadır.
Kırk yıl, heyecandır, inançtır, sevdadır.
Kırk yıl, yürektir, şuurdur, sabırdır.
Kırk yıl, kavgadır, mağduriyettir, mahkumiyettir.
Kırk yıl, doğruluştur, uyanıştır, uyandırıştır.
Toprağa düşmüş ülkü canların eseridir bu kırk yıl.
Al bayrağın ardına düşmüş heyecanların eseridir bu kırk yıl.
Üç hilalde gönlü kalmış,
Geri durduğu için gönül koymuş,
Karşılıksız sevmiş, incinmiş ama yüreğine gömmüşlerin anıtıdır kırk yıl.
Gün gelmiş, vatan için gözyaşı dökmüşlerin,
Gün gelmiş "vatan sağ olsun" diyerek gözyaşını içine akıtmışların davasıdır kırk yıl.
Değerli Dava arkadaşlarım;
Bu nedenle sizlere şunu belirtmek istiyorum ;
Biz hedefleri büyük, hevesleri küçük bir hareket olarak kalamayız.
Ama önce buna kendimiz inanmalıyız ki sonra başkalarını inandıralım.

Hainler , Ülkücü Harekete pusu kuruyor, bu bazen bir iftira, bazen bir yalanla gerçekleşiyor, algılaması zayıf ve idrak gücü yetersiz kalan bazı Ülkücüler de, kurulan bu pusularda tavırsız, yetersiz duruşu ile hainlere istemeyerek yardımcı oluyor.

Haksız olduğumuz konularda bile, kendi ailesinden yana olması gerekenleri bırakın bir kenara, haklı olduğumuz konularda bile karşı tarafın söylemlerini dillendiren, karşı tarafın üslubunu kullanan kişilere şahit olmaktayız

Ülkücü Hareket açısından ne kadar acı bir durum değil mi?
Doğrusunda, yanlışında kendinden yana olamayan, Ülkücü Hareketin sıfatını nasıl taşıyabilir ki?

Bir aile düşünün ki, aile fertlerinden birine dışarıdan bir saldırı oluyor, o içindeki fert hatalı olsa bile, ne pahasına olursa olsun, onu savunur, onu korur. Sonra öz eleştisini aile içinde yaparlar. Aile olmanın şerefi ve namusu budur.

Ama Ülkücü Harekette aile olmanın kavramını bilmeyenler, haklı davalarımızda bile dışarıdan bir alçağın iftirasına inanıyor, bizim belgeli, tarihli gerçeklerimize inanmak istemiyor.

Art niyetli bir şekilde, bu hareket içinde Ülkücü sıfatı taşıyıp, bu iftira merkezlerine hizmet edenleri Allah ıslah etsin diyorum ama saf, samimi fakat bu merkezlerin fitne-fesat çalışmalarından etkilenenleri, kendisine çeki-düzen vermeye davet ediyorum

Ülkücü olmak, dışarıya karşı, yanlışına da doğrusuna da sahip çıkmak şuurunu taşımak demektir.

Fitne ve fesat yuvalarının iftiraları ve kara propagandalarına kanmak, Türk Milletinin yegâne umudu olan ülkücü harekete verilecek en büyük zarardır.

Ülkücü olmak, adam olmaktır. Ülkücü olmak, fitne ve fesada karşı tilki siyaseti yapanlara karşı uyanık olmaktır.

Muhterem hanımefendiler değerli dava arkadaşlarım;
Bu kadar haklı olan,
Bu kadar haklı çıkan,
Ancak, bu kadar da hakkı yenmiş bir dava olmamıştır.
İşte biz, bu hakkın peşindeyiz.
İktidarı da hak ettiğimize inanıyoruz.
Bu, milletimiz için olmasını istediğimiz yüksek ülkülerin gereğidir.
Bizi bilenler bilir. Bizi tanıyanlar tanır.
Biz kendimiz için hiçbir şey aramayız, istemeyiz, dilemeyiz.
Ama milletimiz mevzubahis olursa, ihtiraslarımızın, ülkülerimizin, arayışlarımızın sınırı yoktur.
Zira bizim hedeflerimiz büyüktür. Gözlerimiz ufka bakmaktadır.
Elbette ki bu kendiliğinden erişilecek başarı değildir.
Kırk yıl önce başlayan bir mücadelenin bugün rahata ermiş olduğunu, karşımızdaki engellerin temizlenmiş bulunduğunu söylemek doğru olmayacaktır.
Milliyetçi Hareketin varlığından ve hedeflerinden rahatsızlık duyanlar bitmediği sürece, bizim de mücadelemiz elbette ki bitmeyecektir.
Bizim için asıl endişe kaynağı, Milliyetçi Harekete yönelmiş eleştiri ve dedikoduların, itham ve oyunların bir gün tükenmiş olmasıdır.
Liderimiz Sayın Dr. Devlet BAHÇELİ' nin dediği gibi ;
Sizler yeter ki ileriye doğru yürümeyi sürdürün, ihanet, eleştiri, fesat mutlaka arkanızdan koşarak gelecektir. Gelmediği gün kendinizden şüpheye düşün. Eğer bir gün, birileri sizinle uğraşmaktan vazgeçer ise, biliniz ki o gün Milliyetçi Hareket misyonunu ve vizyonunu kaybetmiş demektir. Uğraşmaya değmez bir siyasal kurum haline gelmiş demektir.
Bu muhterem topluluktan aldığım güç ve ilham ile bir kez daha ilan ediyorum ki;
Milliyetçi Hareket yeni kırk yıllara doğru yol aldıkça, Türkiye'miz de, büyük Türk milleti de hep var olacaktır.
Dün, kimsenin milliyetçi görünmek istemediği dönemlerde de milliyetçi idik ve vardık.
Bugün, herkesin milliyetçi olduğunu iddia etikleri dönemde de varız ve buradayız.Yarın, gidişata göre renk değiştirerek girecekleri şekil belli olmayan siyaset palyaçoları yokken de, biz yine var olacağız ve yine burada bulunacağız.
Zira;
Milliyetçi Hareket, ağır tahribatlara rağmen Türk milletinin dimdik ayakta kalmış son burcudur.
Milliyetçi Hareket, derin stratejik çatışmaların yaşandığı küresel yangın yerinde Türk devletinin son siperidir.
Milliyetçi Hareket, ölüm karşısında sınav vermiş bir kutlu dava olarak Türk milletinin ülkü yolunda son umududur, ve
Milliyetçi Hareket, tahrip olmuş değerlerimizin ve yıkılmaya yüz tutmuş milli varlığımızın içinde milletinin ayakta kalmış son kalesidir.
Kuşkum yok ki ;Buradan çıkan sonuç, duyulan heyecan ve paylaşılan şuur, aziz dava arkadaşlarıma, daha büyük işler yapma ve davamıza sımsıkı sarılma konusunda, mutlaka yeni bir ruh katacaktır.

Kıymetli Dava arkadaşlarım, muhterem hanımefendiler, büyük ülkü devleri ;
Gün birleşme günüdür.
Gün bütünleşme günüdür.
Ve kucaklaşmanın adresi Milliyetçi harekettir.
Uzlaşma ve huzurun adresi Milliyetçi Harekettir.
Bu sevdanın yanında kırgınlıkların, üzüntülerin ne önemi olabilir.Hangi söz, hangi el bizi yolumuzdan döndürebilir.

El ele , gönül gönüle değerli kadrolarımızı milletin kaderine hakim kılmaya mecburuz.

Bu ülkenin her karışında, Milliyetçi hareketin gönül erleri bunun için ter dökerken, Malatya'nın her köşesinde üç hilali dalgalandırmaktan bizi kim ve hangi gerekçe alıkoyabilir?

Ve hangi arkadaşım rıza gösterebilir.

İnanıyorum ki, talip oldukları göreve layık bu arkadaşlarımızla birlikte bu seçimlerden başarıyla çıkacağız.

Bunun için her kapıyı çalacak, her insanımızı kucaklayacak, her gönüle ulaşacağız.
Bu talan ve yağma iktidarından kurtulmanın ilk adımını atacağız. Malatyamızın Merkez, İlçe ve beldeleri ile ehil ellerde , layık olduğu hizmete kavuşması yakındır.
Siz, ihtiyaç olan her an da ortaya çıktınız ve bayrağı yükselttiniz.
Bu kudret, inanç, yürek ve şuur sen de var.
Yeter ki inan. Yeter ki doğrul. Ve Yeter ki kendine dön.
Bizim,
Yüreğimizde, Allah inancı,
Arkamızda, şehitlerin hatırası,
Önümüzde, milletimiz,
Gönlümüzde, vatan sevgisi,
Yanımızda, dava arkadaşlarımız var.
Ve işte, vatan için çarpan yürekleri ile burada dimdik aramızdalar. Ve inancımızı bir kez daha tekrarlıyorum.
Yılmayacağız, Yıkılmayacağız, Başaracağız.
Bugün burada bir ülkü etrafında toplanmak için bizlere önderlik etmiş buna ömrünü adamış başta merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş'in bayraktarlığını yaptığı, binlerce aziz ülkü şehidini ve bugün bölücülükle mücadele ederken şehadete ulaşan kahramanlarımızı minnet, şükran ve hasretle yad ediyor, Cenab-ı Allah'tan hepsine rahmet diliyorum.
Bu duygu ve düşüncelerle değerli adaylarımızı size ve hemşehrilerimize emanet ediyor, dedi.