İtalya Dışişleri Bakanlığı koltuğuna oturan ve kısa vakitte adını AB çevrelerinde de duyuran Federica Mogherini, kasım ayının başında İngiliz Catherine Ashton'dan devraldığı AB Dışişleri ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi sıfatıyla yarın Türkiye’de mühim temaslarda bulunacak. 

İtalya Dışişleri Bakanı şekilde vazife yaptığı devirde Türkiye’ye gelmeyi çok çok istediğini birçok kere dile getiren fakat program yoğunluğundan ötürü bir çeşitli bu ziyareti gerçekleştiremeyen Federica Mogherini, bu kere bambaşka bir unvanla bütün AB’yi temsilen Türkiye’ye geliyor.

Mogherini, Türkiye’ye yapacağı bu mühim ziyaret öncesi gündemindeki konuları, Türkiye’nin AB üyelik sürecini ve Türkiye’deki Suriyeli mültecilerin durumunu, Balkanlar’daki turundan dönüşünde Roma Uluslararası Leonardo Da Vinci Havaalanı'nda, AA ve TRT Haber’e verdiği demeçte değerlendirdi.

Ziyaretinin, Türkiye-AB ilişkilerine ivme kazandıracağını anlatım eden Mogherini, bu gezinin, bir ay öncelikle görevine başlayan yeni AB Komisyonu'nun, birkaç ay öncelikle başbakanı ve kabinesi değişen Türk hükümetiyle görüşmesinin tarihi ziyaret özelliği taşıyacağını söyledi. Bu durumun, Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerde yeni bir başlangıç anlamına geldiğini belirten Mogherini, AB ile Türkiye arasındaki ilişkilerin stratejik ciddiyet taşıdığını vurguladı.

Ziyaretine komisyonun genişlemeden mesul komiseri Johannes Hahn'ın da eşlik edeceğini anımsatan Yüksek Temsilci, “Her şeyden öncelikle Türkiye'nin AB'ye girme süreci, komisyonumuzun önceliği olacaktır. Bu doğrultuda, Türk hükümetindeki yetkililerle çalışarak, Türkiye ve Türkiye'nin AB'ye giriş sürecinin somut biçimde gelişmesini ve ilerlemesini sağlamayı amaçlıyoruz” diye konuştu.

Türkiye-AB ilişkilerinin yanı paradigma Türkiye'nin etrafında yaşananların da ele alınacağını kaydeden Mogherini, şöyle devam etti:

'AB-Türkiye ilişkileri bölgenin güvenliği ve istikrarı açısından kritik rol oynamaktadır. Akdeniz ve Ortadoğu coğrafyasıyla ilgili beraber tehdit ve endişeye sahibiz. Bu bölge, bünyesinde yer aldığı vaziyetten ötürü küresel alaka odağı vaziyetine gelmiştir. Bu noktada; Türkiye'nin G20 Dönem Başkanlığı görevi dolayısıyla bölgenin, Suriye ve Ortadoğu'nun sulh sürecinde Türkiye ile AB'nin beraber devinim etmesi gerekmektedir. AB, bu süreçte bölgenin güvenliği açısından Türkiye'nin kritik rolü olduğunun farkındadır ve Türkiye ile el ele vererek bölgenin güvenliğinin ve istikrarının sağlanması konusu için beraber çalışmalıdır.'

'Türkiye'de AB üyeliğine destek yüzde 50'nin üzerinde'

AB yolunda ilerleyebilmesi için Türk hükümetiyle yakın çalışmalar yürütmek istediklerini anlatım eden Federica Mogherini, “Biliyorum ki Türk kamuoyunda, Türkiye'nin AB üyeliğine destek yüzde 50'nin bir hayli üzerinde. Bence biz bunu ilerletmeliyiz” dedi.

Mogherini şöyle konuştu:

'Türkiye'nin AB üyeliğinin sadece Türkiye açısından değil, tıpkı vakitte AB açısından da faydalı yer aldığı mesajının, yalnızca Türk makamları yönünden değil, tıpkı vakitte Türk halkı yönünden da anlaşılmasını umuyorum.  Türk makamları ile AB reformları ile alakalı önümüzdeki beş yılı kapsayan süreçte ilerleme kaydetmeyi umuyoruz. Bu hal genelde Türk vatandaşlarının olmak üzere, AB'nin de beraber menfaatinedir.'

Başkan Juncker’in genişleme karşıtı sözleri

AB Komisyonu’nun yeni Başkanı Jean Claude Juncker’in, AB yönetiminde olacakları istikbal 5 yılda genişleme öngörmedikleri yönündeki açıklaması hatırlatılan Federica Mogherini, “Başkan Juncker’in söylediği sırf Türkiye ile ilişkili değil, Avrupa yolunda ilerleyen bütün devletler için. Önümüzdeki 5 yılda yeni üyeler olmayacak. Gayet iyi biliyoruz ki bütün namzet devletler aza olabilmek için çalışıyorlar. Burada üstünde durulması gereken nokta, üyelik yolunda somut adımlar atılması hususu. Bizim burada sonuçlara, reformlara, bunun üstünde beraber çalışmaya ihtiyacımız var” dedi.

Türk halkında bir bezginlik durumunun söz konusu olduğunu fakat AB’ye entegrasyonun Türk yönetiminin reform yapması için fırsat sunduğunu söyleyen yüksek temsilci, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Biz her süre orada değiliz fakat karşılıklı anlayışla bunun hem AB hem Türkiye için her iki tarafın beraber çıkarına yer aldığı gerçek. Son zamanlarda hiç bu kadar yakın işbirliğine gereksinim duyduğumuz bir an olmamıştı bugünkü kadar. O nedenden dolayı şimdi bu fırsatı iyi kullanarak somut biçimde bu ziyaretin üstünde durulmalı. Umarım bu ziyaret, ciddi biçimde her iki yönlü, Türkiye ve AB bünyesinde ilişkileri pekiştirir ve ortaklığımızın kalıcı ve gerçek olduğunu ortaya koyar.”

Suriyeli ve Iraklı mültecilerin durumu

Ankara ziyaretinin yanı paradigma Suriye ile komşu bulunan ve çok birçok sığınmacıyı ağırlayan Kilis’e de gidecek bulunan Mogherini, Türkiye’nin kaydadeğer evsahibliğine dikkati çekerek “Türkiye, savaş, kriz ve arbede dolayısıyla her şeyini kaybetmiş ve sayıları yoğun şekilde çok bulunan Suriyeli ve Iraklı mültecilerin barınmaları ve desteklenmeleri konusu için inanılmaz rol oynamaktadır. Türkiye'nin mültecilere yaptığı insani katkı ve bağışlar gerçekten fazladır. Biz de komisyon olarak, mülteci kampını komisyonumuzdaki Akdeniz bölgesi katkı yetkilileriyle ziyaret edeceğiz” dedi.

Ziyaretlerinde sırf sığınma kamplarının özelliğine bakmayacaklarını belirten AB Yüksek Temsilcisi, tıpkı vakitte Türk makamlarının, bölgedeki toplulukların ve temsilcilerin ihtiyaçlarını değerlendirip, mülteciler için çalışan milli ve uluslararası sivil cemiyet kuruluşlarının çalışmalarını yerinde görerek AB'nin mültecilere nasıl katkı sağlayabileceğini de belirleme etme olanaklarını yerinde göreceklerini söyledi.

AB’nin Suriyeli ve Iraklı sığınmacılara yönelik yardımlarının yeterli olup bulunmadığı sorusuna Federica Mogherini, “AB, Suriyeli mültecilerin desteklenmesi konusunda, af yapanlar bünyesinde ilk sırada yer almaktadır. Yardımlarımızı artırarak sürdüreceğiz. Ama asıl mühim bulunan mültecilerin sorunlarını çözmek değil, Suriye'deki çatışmalara son vermektir. Suriye'deki çatışmaların çözümü üstüne Türk makamları ile mühim görüşmelerimiz oldu. Türkiye'nin bu manada çok çok kritik rol oynadığını biliyoruz” yanıtını verdi.

AB'nin, Türkiye başta olmak üzere bölgedeki kilit oyuncularla gerçek manada iyi ilişkilere sahip olduğunu belirten 41 yaşındaki AB Yüksek Temsilcisi, “İnanıyoruz ki sadece mültecilerin desteklenmesi konusu için değil, sorunun kökten çözümü için ayrıcalıklı metodlar bulabilmek durumundayız. Bu hal AB için sadece bir güvenlik ve istikrar derdi değildir. Her şeyden öncelikle bölgedeki öteki devletler ve Türkiye için, hatta Lübnan ve Ürdün için söz konusu durumun bir sorun teşkil ettiğini biliyoruz“ ifadesini kullandı.

Kısa bir ziyaret kapsamında kasım başında Ürdün’e gitme fırsatı bulduğunu kaydeden AB Dışişleri ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, Türkiye’deki kampları ziyaret ettikten sonra Lübnan’a da gideceğini sözlerine ekledi.

Kaynak: AA