Küçük şehir... Büyük şehir...
Bir, iki, üç derken nur topu gibi rant imparatorluğuna doğru gidiyoruz...
Peki bu büyükşehir dedikleri ne menem şey acep?
Büyük şehirlerimizden başlayarak giderek tüm Türkiye’yi sarmalına alan bu büyükşehir statüsü, galiba işte kentleştik tuzağından başka bir şey değil... Malum, AB kriterlerinde tarımı ve köylüyü unutmak en önlerde... Türkiye sanayileşti, Türkiye kentleşti demek için bir tuzak bu iş...
Bakınız; başkentimizde metropol ilçelerle birlikte köyler ve beldeler mahalle oldu. Allah aşkına ilçe merkezine 30 kilometre uzakta mahalle olur mu? Kağıt üzerinde Türkiye’yi kentleştirdim dersen oluyor işte...
Şimdi bir olup bittiye dikkat çekmek istiyorum. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın son imar yönetmeliği kararından sonra, köy ve beldelerin mahalleye dönüştürülmesi bana bir imar imparatorluğu operasyonu gibi geldi... Malumunuz, mahalleye dönüşmeyle fakir fukaraya vergi salındı... Öyle ya, köy ve beldeler mahalle olunca benim gariban insanımın tarlası da arsa oldu... Belediyeler de canı istediği gibi rakamlar belirleyerek tarım arazileri üzerinden arsa vergisi almaya başladı. Allah aşkına bir metropol ilçe merkezine 30 kilometre ötedeki mahallenin tarlasını arsa yapıp vergi salmak hangi vicdanları rahat ettirir? Ama oldukça yüksek fiyatlar belirleyenler var ki tutana aşk olsun! Ne yazık ki dikensiz gül bahçesinde adaletten söz edenler vergi sarmalıyla bildiklerini yapıyorlar. Geçtiğimiz günlerde şahit olduğum olayı aktarayım. Bir belediye başkanımız, köylülerle sohbetinde bu vergiden söz ederken düşük ilan ettikleri için uyarıldıklarından yakındı. Vallahi pes!
Yüksek vergiye çok yakınımdan örnek vereyim. Bir kardeşim aynen şunları söyledi:
“-Kıymetli eşime baba yadigarı olarak tarla pardon arsa kaldı! Yıllar yılı tarla olarak duran bu araziye arsa vergisi vermekten usandım. Şöyle ödediğim vergilerin makbuzunu üst üste koysam galiba aynı yeri bu paraya alabilirdim!”
Başta Ankara olmak üzere büyükşehir statüsündeki illerde ne yazık ki durum aynı...
Milliyetçi Hareket’in Ankara İl Teşkilatı, Melih Gökçek yönetimindeki Ankara’mızda yaşanan keyfi uygulamaları gündeme taşıdı... Son açıklama da imar yönetmeliğinin yaşattığı krizle ilgili oldu.
İddiaya göre; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Ankara Büyükşehir Belediyesi arasındaki yönetmelik krizinin faturası, inşaat sektörüne ve bu sektörden ekmek yiyen binlerce insana çıkacak. İnşaat sektöründe krize yol açan bu olay da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın imarda ‘tek yetkili’ olma savaşından kaynaklanıyor. Çevre Bakanlığı, imar yönetmeliklerini yürürlükten kaldırınca başta büyükşehir belediyeleri olmak üzere bütün belediyelerin eli kolu bağlandı.
Milliyetçi Hareket’in Ankara İl Başkanı Fatih Çetinkaya Beyin açıklamasına göre; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 31 Mayıs 2012 tarihi itibariyle belediyelerin imar uygulamalarına ilişkin mevcut yönetmeliklerin ve ilk defa hazırlanacak yönetmeliklerin, “Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği” hükümleri gözetilerek revize edilerek Bakanlığın onayına sunulması kararını Resmi Gazetede yayımlatarak yürürlüğe soktu.
Bakanlığın tarihe yeni bir sayfa açıyormuşçasına başlattığı süreç vatandaş için bir felakete dönüştü. İlgili belediyeler ile Bakanlığın yönetmelikleri arasındaki farklar, işleri içinden çıkılmaz hale getirdi. Tüm Türkiye’deki inşaat sektörünü kaos durumu yaşatan bu işbilmezliğin Başkent Ankara’ya da maliyetinin çok ağır olacağı gün gibi orta yerde.
Ankara’mızda 31 Mayıs 2013 tarihinden sonra hiçbir belediye, bu belirsizlik yüzünden tek bir yapı ruhsatı bile veremiyor. Bu belirsizlik devam ettiği sürece de veremeyecek.
Bu karar Başkentin ekonomisinde hayati önem taşıyan ve birçok sektörü ayakta tutan inşaat sektörüne, tam da sezon diye nitelendirebileceğimiz bu yaz aylarında büyük bir mağduriyet yaşatacak. Ve bu yönetmelik krizi, Ankara’nın ekonomisinde önü alınamayacak derin uçurumlara da neden olabilir; bizden hatırlatması...
Hal böyle ciddi... Peki Melih Başkanımız ne diyor, bilgisi olan haber versin...
Malumunuz; sosyal medyayı en iyi kullanma rekortmenimiz Melih Başkan...
Şöyle bir baktım, son mesajlarının bir bölümüne, Ankara gündeminde hiç yok... İşi gücü “Gezi...” Hükümete sataşanlara cevap... Hani Melih Başkan’a hükümetin sosyal medya sözcüsü desek tam yeri! Herkese cevap yetiştiriyor da, haklı iddialar karşısında da kamuoyunu yeterince aydınlatması gerekmiyor mu? Galiba işine gelmiyor!