Sahil Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
Ramazan Durmuş

Hasudizm!

07 Şubat 2012 - 21:42 Yorum: 4

Bu yazımda Malatya Sivil Toplum Örgütleri Birliği Derneği (MASTÖB) Ankara Şubesi Başkanı sayın Bahattin Atila’nın “Ankara’daki Malatya buluşması”ndaki açılış konuşmasına dikkatlerinizi çekmeyi istedim.

Malatya’nın siyasette hak etmediği halde geri plana itildiği bir dönemde malumumuz o ki bir Bakanımız bile yok!

Başta İstanbul ve Ankara olmak üzere adım adım tüm yurtta hemşehri derneklerimizden de ne yazık ki cılız sesler çıkıyor. Dayanışma açısından Malatyalıları çok başarılı görenler varsa da ben bu görüşte değilim.

Sözü uzatmak istemiyorum; Ankara’daki bu önemli buluşmada gündem Gölbaşı’nda yaptırılacak olan Malatya Evi ve Kız Öğrenci Yurdu projesi idi… Malatya yerel yönetimi önceden davetli olsada yemeğe itibar göstermedi. Milletvekillerimizden ise sadece sayın Öznur Çalık ile sayın Cemal Akın vardı. Projenin hızlı savunucusu sayın Mevlüt Aslanoğlu’nu benim gibi tüm MASTÖB’lüler de aradı. Malumunuz Malatya’nın milletvekili sayısı 7’den 6’ya düşürülünce MASTÖB İstanbul’da hareketlenmiş; sayın Aslanoğlu’nun İstanbul’dan aday gösterilmesini en iyi şekilde değerlendirerek kendisini 9. sırada olmasına rağmen milletvekili seçtirmişti.

Yeniden konumuza dönelim; yemeğe Ankara’daki bazı dernek başkanlarımızın ve özellikle Doğanşehir Derneği Başkanlığımızın bulunmamasının sırrını çok geç öğrendim. Malum, Ankara’da bir de Malatyalılar Derneğimiz var. Duyumlar odur ki, bu yemeğin sabote edilmesi için hasetçilik yapanlar olmuş! Oysa irili ufaklı derneklerimiz var ama MASTÖB bir üst kuruluş; Malatya’nın yüz akı işlere imza atması gereken bir kuruluş...

Sözü yeniden MASTÖB Ankara Şubesi Başkanı sayın Bahattin Atila’ya bırakayım. Yemekteki sitem dolu sözlerini bana göre tüm Malatyalılar duymalı… Söz sayın Atila’nın:

“Evliya Çelebi diyor ki, Aspozi Bağları bal damlıyor. Bu yüzden Malatyalılar yetmişinden sonra güzelleşiyor, gençleşiyor. Demek ki, yalnız kayısı değil diğer meyvelerimiz de bal damlıyor tıpkı bal armudumuzda olduğu gibi... O zaman Cenab-ı Allah, Malatya’mıza bir ‘bal gölü’ üzerine mi yaratmış...

MASTÖB’de konferans veren Hukukçu Prof. Dr. Anıl Çeçen, ‘ABD’de 35 yıl evvel marketleri geziyordum. Türk malı neler satılıyor diye baktığımda tek gördüğüm Malatya kayısı idi” diyor.

Biz MASTÖB olarak Malatyalılığı Malatya dışında yaşatmak adına, Ankara’da bir Malatya Evi projesini sunmak üzere, siz değerli Malatyalıları bu soğuk Ankara akşamında bir araya getirmenin mutluluğunu yaşıyoruz.

Soğukları bahane ederek toplantımıza katılmayanlar için üzgün değiliz. Çünkü çok soğuk. Bunun da bahanesi olmaz. Hatalarımız var, soğukların etkileyecekleri var. İnandığımız şu ki, Malatyalılar, Sarıkamış’ta vatan için donarak şehit düşenlerin torunu değil mi?

Bu Malatya Evinin yapımının, Malatya’nın Büyükşehir olmasına denk gelmesi de Allah’ın Malatyalılara bir lütfudur.

Bu akşam aramızda iki vekilimiz bulunmaktadır. Kızımız Öznur Çalık Hanımefendi’ye; arkadaşımız, kardeşimiz, vekil olduğuna sevindiğimiz köklü bir aileye mensup Cemal Akın Beyefendiye teşekkür ediyorum.”

MASTÖB Ankara Şube Başkanı sayın Bahattin Atila’nın sitemkar konuşmasına devam edelim:

“…Enteresan olan şu. Birileri biir şeyi yaşatmaya çalışırken bir diğeri öldürüyor yaşatanı. İşte Malatya da bu tip insanların geliştirdikleri davranışların adına Hasudizm diyoruz.

Bu kişiler;

Bizsiz hiçbir şeye yetmezdi güçleri,

Bizimle güçlenerek yettiler bize...

Bu tip insanların gönlünü hoş tutmanın da Malatya’ya zarar verdiğini aklımızdan çıkarmamamız lazım.

Ankara MASTÖB, hak bildiği yolda dernek başkanları arkadaşlarıyla birlikte yürümeye devam etmektedir.

Kim Allah için bir eser ortaya koymak isterse fitne giriyor devreye… Biz siyasetle ilgilenmiyoruz. Ama Malatya siyasetçilerini desteklemek en büyük arzumuzdur. Milletin vekili, millet tarafından sahiplenilmelidir. Her şeyi onlardan beklemek doğru olmaz. Ama bu tesisin kurulmasında onlara ihtiyacımız var.

Sayın Öznur Çalık ‘Kazmayı ben vuracağım’ dediği için bu projenin adı da ‘Kazmayı ben vuracağım” oldu.

Başta sayın Valimiz, Belediye Başkanımız, ilçe kaymakamları ve belediye başkanlarımız, Sanayi ve Ticaret Odası, İl Genel Meclisi, Özel İdare, bu tesisin kurulması için ilk harcı birlikte koymalıdır, bekliyoruz.

Bu proje gençliğe dönüktür. Malatya dışında bir ilktir. Kimsenin Malatya’yı Malatyalılara unutturmaya hakkı yoktur. Ankara’da, özellikle İstanbul’da olduğu gibi bölük pörçük değil de ‘Bir’ olma adına beraber yaşamak istiyoruz.

Dernek başkanlarının hasutlukla idare edilmelerini istemiyoruz. Orasının bütün derneklerin faydalanacağı bir yer olacağını her ortamda taahhüt etmeyi açıkça söylüyoruz.

Tek isteğimiz şudur. Tesisimizde kurban kesim yeri olacak. Kurban Bayramında yanımızdaki camide namazımızı kılacağız, kurbanlarımızı keseceğiz. Ciğerinden kavurma yapıp hep beraber yiyeceğiz. Dostlarımızla beraber akşam yemeğinde buluşacağız. Bir tarafta Eymir Gölü, bir tarafta Mogan Gölünü seyredeceğiz.

Bir de Bakanımız olursa Büyükşehire yürüyüşümüze değişik olarak yürüyeceğiz. Çünkü Malatyalılar ber olursa, başkalaşır gidişler...

Biz böyle bir arsayı Malatyalılara kazandırmayı başardık.

Bir süre çalıştık.

Bir süre tahammül ettik.

Her zaman inandık.

Hiçbir zaman geri dönmedik.

Söz vardır; ‘Sen istesen o bir hayal değildir” ve Hz. İbrahim’in “Kaybolmayınız” nasihati...

Kalbimiz diyor ki; biz niyetlerimizden sorumluyuz, sonucundan Malatyalılar sorumlu.

Gelin Malatyalılar bir olalım. Bakanımızı bulalım. Büyükşehir olalım. Küçük bir Malatya da Ankara’da kuralım. Bir koridoruna Kernek, bir koridoruna Dernek adını verelim. Tesisimizde Gelip Demirel Abimizden ‘Yüksek eyvanlarda bülbüller öter’ türküsünü dinleyelim.

Bu yemek MASTÖB Genel Başkanımız Bekir Alyüz ve Ankara Şubesi’nin ikramıdır; afiyet olsun.”

İşte böyle kıymetli Malatyalılar; Ankara’da bir evimiz olmasını istiyorsak önce birbirimizi kucaklamayı öğreneceğiz. İş yapanların önüne taş koymayacak; dernekçilik oynamayacağız vesselam!

YAZARIN DİĞER YAZILARI