İnsanoğlu bu hayatta bazen kendini vazgeçilmez sanır. Her şeyin en iyisine sahip olmak adına; sevdiklerini kaybetmeyi dahi göze alır. Yardıma muhtaç kaldığında ise ne yazık ki yalnız kalır. Hırsları, egoları, ben merkeziyetçi tavırlarında ki yalnızlığı ise kendine mutluluk sanır.
Oysa ki insanoğlu sevmek, sevilmek için yaratılmıştır.
Her ne kadar cam kırıkları ile yaşadığımız şu fani dünyada; "acılarımız, hüzünlerimiz, keşkelerimiz" olsa da bu hayata bir şekilde tutunmak ve sevmek zorundayız. Zira kainatta ki her nesne ve canlı; sevgi üzerine yaratıldığından, sevmeyi unuttuğumuz bir dünya herkes için yaşanmaz bir hâl alır.
İnsan ilk darbeyi sevdiklerinden alsa dahi şairin dizelerinde ki sevgi kavramı asla ölmez.
Oysa herkes öldürür sevdiğini,
Kimi gençken öldürür sevdiğini
Kimi yaşlıyken.
Kimi yeterince sevmez kimi fazla sever
Kimi satar; kimi de satın alır,
Kimi gözyaşı döker öldürürken.
Her ne kadar sevdiklerimiz canımızı acıtsada dostlar; yinede sevmekten biran olsun vazgeçmemeliyiz. Hayatın ve yaşamanın adıdır çünkü sevmek. Bir yandan severken hayatı diğer yandan çevremizdeki insanları üzmemeli ve usandırmamalıyız. Kendimizi dev aynasında asla görmemeliyiz. Bu hayatta çünkü hiç kimse vazgeçilmez değildir. Herkesin bir dayanak ve sabır noktası vardır. Sizi seven insanları üzmeyin ki en azından mezar taşınıza bir Fatiha okunsun.
"Vefâtınızdan sonra sevdiklerinizin sizleri ne kadar çabuk unutacağınızı bilseydiniz, kesinlikle bu dünyada hayatınızı Allah'tan başkasını razı etmek için yaşamazdınız.” Bizler insanoğlunu asla razı etmek için bu dünyaya gelmedik. Bu yüzden hayatımızı değmeyecek insanlar için de harcamanın bir manası yok.
Demem odur ki dostlar:
Sizi seveni sevin!
Sizi unutanı unutun!
Sizi üzenleri hayatınızdan çıkarın!
Zamanın birinde bülbül, güle sevdalanır. Gülün bundan haberi olsada bülbüle asla yüz vermez. Gül güzelliğiyle, ihtişamıyla, kokusuyla kendini vazgeçilmez sanır. Dikeninden dahi böbürlenerek bülbülün yanına yanaşmasına izin vermez. Bülbül, gülün aşkından günden güne erimektedir. Gülün yanına bir kez varayım gerekirse dikeni canımı alsın diye düşünür. Bülbül ne yaparsa yapsın gül bir türlü nazından, egosundan asla taviz vermez. Sonunda gülün nazı, bülbülün aşkını usandırmıştır. Aradan bir kaç ay geçer. Gül yavaş yavaş solmaya başlamış yaprakları dökülmüştür. Bülbülün sesinden son kez güzel sözler duymak istesede ne yazık ki artık iş işten geçmiştir. Gül artık toprak olmuş bülbülün sevdası başka bir bahara kalmıştır.
Siz siz olun dostlar sevmeye geç kalmayın. Sevgiyi hırslarınıza kurban etmeyin. Bugün varız belki yarın olmayacağız şu fani dünyada. Ne zaman ve ne şekilde hayata göz yumacağımız belli değil. Hayat; maddiyat, güzellik, makam ve mevkiden ibaret değil.
Bir tebbesümün dünyada ki en büyük servet olduğunu asla unutmayın.
Hayat sevince güzel...
Allah için seven tüm dostlara selam olsun...